Eshab-ı Kehf Külliyesi Afşin İlçesi’nin 6 km kuzeybatısında, kayalık bir tepenin yamacındaki mağaranın çevresine kurulmuştur.
Antik Çağ’dan beri kutsal sayılan ve Eshab-ı Kehf adıyla tanınan külliye için, Kur’an-ı Kerîm’de, mağarada yıllarca uyuyan arkadaşların uyandırıldıktan kısa bir süre sonra vefat ettiği ve bu olaya şahit olan insanlar tarafından mağaranın yanına mescit (kilise) yapıldığı ifade edilir.
Kaynaklardan anlaşıldığına göre bu kiliseyi Bizans İmparatoru II. Theodoius (408-450) yaptırmış. Daha sonraları “İsa Mescidi” ismiyle bilinen ve zamanla harabeye dönen bu kilisenin üzerine Anadolu Selçuklularının Maraş Emîri olan Nusretüddin Hasan Bey, 1215 - 1234 yılları arasında içinde günümüzdeki caminin de bulunduğu bir dizi inşaat yaptırmıştır.
Kilisenin bazı malzemelerinin de bu caminin inşaatında kullanıldığı, kutsal mağara ile caminin uyumlu bir şekilde kaynaştırıldığı görülür. Nusretüddin Hasan Bey’in inşa ettirdiği bu külliyenin diğer yapıları; ziyaretçilerin ihtiyaçlarının karşılanması ve konaklamalarının sağlayan ribat (1215) ve handır (1233). Daha sonra, Dulkadir Beyliği döneminde yapılan medrese (1480-1492) ve kadınlar mescidiyle (1500) külliye büyütülür. Paşa Çardağı ise, Osmanlılar döneminde (1531) yılında inşa edilir.
Mağara Arkadaşları’nın Hikâyesi
Ortaçağ boyunca Hristiyan ve İslam dünyasında bilinen anlatıya göre Efsus ya da Yarpuz denilen bir şehirde, Roma İmparatoru Dakyanus (Dakyus) adında zalim bir hükümdar halkı kendisine ve putlara taptırdığı, Mitolojik Tanrılara inanışın gücünü yitirdiği bir dönemde (MS 250), tek Tanrıya inandıkları için eziyet edilmekten kaçan Yemliha, Mekseline, Mislina, Mernuş, Sazenuş, Tebernuş adında altı genç, Kefeştetayuş adında kendileri gibi inançlı bir çobana rastlarlar. Çobanın bildiği ve yanında su olan bir mağaraya sığınan yedi genç burada uykuya dalar. Kralın vezinleri mağarayı bulurlar ancak korkularından içeriye giremezler Eshab-ı kehf(mağara ehli) buradaysa çıkmayıp helak olsunlar diyerek mağaranın ağzını ördürürler.
Eshab-ı Kehf, bir rivayete göre, 309 yıl uyur vaziyette kalır. Doğu Roma İmparatoru II. Theodosius döneminde (MS 408-450) huzur ortamında uyanırlar. Uyandıktan sonra içlerinden Yemliha’yı şehre ekmek almaya gönderirler. Şehirde Dakyanus zamanından kalma parayla alış veriş yapmak isteyen Yemliha’dan şüphelenen halk onu mahkemeye çıkartır. Mahkemede halini anlatan Yemliha, delil için halkı mağaranın önüne getirir Ancak mağarada kendisini bekleyen arkadaşlarının korkabileceğinden içeriye yalnız girip onlara durumu anlatacağını söyleyerek ayrılır ve sır olup gider. Bu olay zalim Dakyanus’tan yüz yıllarca sene sonra Allah’a inanmakla beraber ahirete ve yeniden dirilmeye inanmayan halk için müthiş bir mucize olur.İmparator, yedi kişinin yaşadığı deneyimin derin anlamından etkilenir ve anılarına bir kilise inşa edilmesini emreder.
Kuran ı Kerimde yer alan Kehf Suresinde mağara arkadaşlarının durumuna değinilmiş ancak ayrıntılı bilgi verilmemiştir. Kehf suresinin 9. ayetinde "sen ashabı kehf’i ve rakimi kerametlerimizden birimi sandın" sözleri ile Hz. Peygambere seslenildikten sonra mağara arkadaşları ile ilgili bilgi verilmeye başlanmaktadır.
(Bazı kimseler ) "onlar üçtür dördüncüleri köpekleridir" diyecekler bunlar (Bazıları da) onlar beştir altıncıları köpektir diyecektir. Bunlar gaybı taşlamaktır (Bazıları ise) onlar yedidir sekizincileri köpekleridir diyeceklerdir De ki: Onların sayılarını Rabbim daha iyi bilir. Onlar hakkında bilgisi olan çok azdır. O halde onlar hakkında sana bildirilen açık deliller dışında münakaşaya girme ve onlar hakkında hiç kimseden bir şey sorma (Kehf Suresi 22). Onlar mağaralarında üç yüzyıl kalmışlardır buna dokuz yıl daha eklemişlerdir (Kehf suresi 25).
Afşin Eshab-ı Kehf Külliyesi 2015 yılında UNESCO Dünya Miras Geçici Listesine kaydedilmiştir.