Afşin ilçesindeki 6 yüzyıllık konak, Dulkadiroğulları Beyliği döneminde 1430’lu yıllarda Nasureddin Mehmed Bey zamanında inşa edilmiş olup, Afşin'de günümüze kadar tespit edilen tüm tarihi evler arasında en eskisi olma özelliğine sahip.
Afşin'in ilk Belediye Başkanı Mehmed Ağa'dan oğlu Ömer Ağa'ya (Akkaya) devredilen ve günümüzde Ömer Ağa Konağı olarak anılan tarihi yapının tavan ve kapıların tamamı ile duvar döşemelerinin büyük kısmında ahşap malzeme bulunuyor.
Afşin Kaymakamlığı ve Belediyesi iş birliğiyle 2017'de restore edilen, Kültür Varlıklarını Koruma Genel Kurulunca tescillenen konak, ilçenin kültürel ve etnografik değerlerinin sergilendiği kent müzesi hüviyetiyle hizmet veriyor.
Giriş, zemin kata, taş ve mermer malzeme kullanılarak sonradan yapılmış birkaç basamaklı merdivenle dikdörtgen çerçeveli ahşap bir kapıdan sağlanıyor.
Kapının üzeri basık kemerli olup kemerin iç kısımda kalan bölümü, birinci katın kuzey cephesinde bulunan kapının kemer kısmında olduğu gibi, üzerinde çeşitli motifler bulunan ancak üst kattaki kapının kemerinden farklı olarak devşirme yekpare tek bir taş üzerine oyulan süslemelerle dekore edilmiştir.
Oyma, kakma ve kabartma tekniğinin yoğun bir şekilde uygulandığı geometrik süslemeler, üstten ve alttan gösterişli zikzak şeklindeki bir bordür ile kuşatılmıştır. Bordürler arasına, ortada büyük bir başak ve başağın her iki yanına iki adet sekiz kollu yıldız ile yine iki adet dairesel madalyon şeklinde tasvir edilen altı köşeli yıldız yerleştirilmiştir. Ayrıca, sekiz kollu yıldızların her iki yanına gülbezekler işlenmiş ancak sağdaki gülbezek kısmen, soldaki ise tamamen tahrip olmuştur.
Zemin kat iki bölüm halinde düzenlenmiştir. Bir seki ile girişten ayrılan zemin katın hemen karşısına düşen dikdörtgen planlı, ilk odanın doğu cephesinde iki adet pencere kullanılmış ve böylelikle iç mekânın aydınlanması sağlanmıştır. Zemin katın doğu duvarında ayrıca bir adet ocak nişine yer verilmiştir. Odada iki adet doğu cephede, bir adet de güney cephede bulunmak üzere toplam üç adet dolap nişi bulunur. Belli ki zemin katın orijinalinde yer alan eksik ahşap nişler tamamlanmış, tozlama ve eskitme işlemiyle aslına uygun bir hale getirilmiştir.
Tavan süslemelerinde yoğun kalem işi bitkisel kompozisyonlar ile kısmî geometrik süslemeler hakim kılınarak çeşitli çiçekler ve bitkisel motiflerden oluşan süslemelerle estetik bir görünüm kazandırılmıştır. Kirişlerin altında kalan düz ahşap döşemede nar ve bitkisel motifler tercih edilirken, enine sıralanan kişilerde palmetler ve rumi karakterli bitkisel çiçek motiflerine yer verilmiştir. Döşeme ve kirişlerde kahverenginin çeşitli tonları kullanılırken motiflerde beyaz, yeşil, kızıl ve kahvenin farklı tonlan kullanılmış ve böylelikle tavanda ahenkli bir renk cümbüşü oluşturulmuştur. Üzerlerindeki tüm desenler kendi renklerinde yeniden boyanmış, küçük dokunuşlarla solgun çiçeklerin adeta yeniden açması sağlanmıştır.
Zemin katın güneyinde bulunan ve çok daha büyük olan ikinci oda, girişte bulunan ilk oda ile benzer şekilde tasarlanmış ve dekore edilmiştir. İlkinden farklı olarak ahşap örtü sistemi boyuna dört büyük ahşap kirişle, kinişler de ikisi payandalı olmak üzere yine toplam dört ahşap ayakla desteklenerek yapının sağlamlığı artırılmıştır. Ahşap tavan sade tutulurken, kirişlere dalgalı bir görünüm kazandırılmış ancak bitkisel ve geometrik süslemelere yer verilmemiştir. Odanın doğu, güney ve kuzey cephelerine açılan toplam üç adet pencere ile iç mekânın karanlık kalması önlenmiş ve duvarlara çeşitli eşyaların muhafazası için farklı yönlerde toplam dört adet dolap nişi kullanılmıştır. Bu nişlerden ahşap olanı, tıpkı diğer odadaki dolapta olduğu gibi, tozlama ve eskitme işlemine tabi tutularak ve üzerindeki bitkisel motifler orijinaline en uygun şekilde yeniden boyanarak fevkalade bir görünüm kazandırılmıştır. Odada ayıca biri batı, diğeri güneybatı yönünde olmak üzere iki adet ocak nişine yer verilmiş ve böylelikle hem işlevsel hem de görsel olarak odaya bir zenginlik katılmıştır.
İlçenin kültürel ve etnografik değerlerinin sergilendiği kent müzesi hüviyetiyle hizmet veren Ömer Ağa konağı, hafta içi hergün 08.00-17.00 saatleri arasında ziyaretçilerini bekliyor.