Bağımlı anne sendromu, çocuğun anneye aşırı bağlılık göstermesi, annesi olmadan veya ona danışmadan hayatına devam etmekte zorlanması, bireyleşme sürecini tamamlayamaması olarak tanımlanıyor. Ancak bu durum ebeveynlerin tutumlarıyla yakından ilgili...

Aşırı koruyuculuk, otorite, babayla yetersiz iletişim, anne bağımlılığını artıran nedenler olarak görülüyor.

TRT Çocuk ekibinden Çocuk Gelişimci Ayşegül Koçali ile bağımlı anne sendromunu konuştuk. Ebeveynlerin hatalı yetiştirme tutumlarını kendisinden dinledik.

Ne tür davranışlar çocuğu anneye bağımlı kılar?

Doğduğumuz andan belirli bir yaşa kadar aslında hepimiz bize bakım veren kişiye, çoğunlukla anneye bağımlıyız. Ancak zaman içerisinde gelişip, olgunlaştıkça anneden ayrışmaya da başlıyoruz. Çocuk Gelişimci Ayşegül Koçali, bu ayrışmanın sağlık bir şekilde gerçekleşmediği durumlarda bağımlı anne sendromunun ortaya çıkabildiğini söylüyor. Fark edilip müdahale edilmediği takdirde ise yetişkinlikte bireyin sosyal, duygusal ve akademik gelişimini olumsuz yönde etkilediğini sözlerine ekliyor.

Peki çocuğu anneye bağımlı kılan, onu sağlıklı bir ayrışmadan uzak tutan ne? Ayşegül Koçali çoğunlukla ebeveynlerin hatalı ve problemli yetiştirme tutumlarının bağımlı anne sendromunun gelişmesine yol açtığını anlatıyor.

"Çocuklarının sağlıklı duygusal ve kişilik gelişimi için ebeveynlerin dengeli bir tutum içinde olmaları önemlidir. Ancak kimi ebeveynler iyi niyetlerle aşırı koruyucu bir tutum veya korku kültürü üzerine kurulmuş aşırı otoriter, baskıcı tutumlar benimseyebiliyor. Kimi ebeveynler ise sürekli olarak değişken tutumlar sergileyerek yine olumsuz sonuçlar doğmasına zemin hazırlayabiliyor. Tutarsız yaklaşımlar çocuğun kendisini güvende hissetmesini engeller. Yaşanan bu güvensizlik de anne bağımlılığının gelişmesine neden olabilir."

Bağımlı anne sendromuna yol açan bir başka durumsa babayla çocuk arasındaki iletişimsizlik diyor Ayşegül Koçali.

"Babasıyla olumlu, sağlıklı, yeterli düzeyde ve en önemlisi de güven temelli bir iletişim kuramayan, ilgi ve sevgi göremeyen çocuklar bunun sonucunda anneyi güvenli ebeveyn olarak kabul ederek anneye karşı bağımlılık geliştirebilir."

Ebeveyn ile çocuk arasındaki iletişim hataları da olumsuz sonuçlar doğurabiliyor. Ebeveynlerin çocuğun özgüven gelişimi için teşvik, tebrik ve destekleme davranışlarında bulunmaması çocuğun özgüven ve benlik saygısının sağlıklı gelişimini engelleyebilir. Çocuk kendi başına var olabileceğine dair inancı hiç edinemeyebilir veya var olmaya başlayan inancını hatalı iletişim yöntemleri nedeniyle kaybedebilir. Bu durum da çocukta anneye karşı bağımlılık geliştirebilir. Güvensiz bağlanma da anne bağımlılığında rol oynayabilmektedir."

Çocuk mu bağımlı yoksa anne mi?

Aşırı korumacı ve mükemmeliyetçi tutumlar benimseyen annelerin de çocuklarına bağımlılık geliştirebildiğini söylüyor Ayşegül Koçali. Yani bağımlı anne sendromunda sadece çocuk değil, anne de çocuğa bağımlı olabiliyor. Koçali bu durumdan en çok, her an çocuğun yanında olmaya çalışan annelerin etkilendiğini anlatıyor:

"Kimi anneler bilinçsizce kimi anneler ise çocuğa kıyamama, çocuğun olumsuz bir durumla karşılaşmasına engel olma gibi kendilerince iyi niyetlerle aşırı korumacı tutumlar benimseyerek her an çocukla yakın olmak, çocuğa destek olmak isteyebilirler. Bu gibi durumlar çocukta anneye karşı bir bağımlılık geliştirebileceği gibi annenin de farkında olarak veya olmayarak çocuğa karşı bir bağımlılık geliştirmesine neden olabilir. Anne, kendisini çocuğu ile var etmiş, hayatının her anında ve alanında annelik rolüne bağımlı, çocuğu yanında olmadığı zamanlarda aşırı kaygı geliştiren bir ebeveyn haline gelebilir. Kendisi yanında olmadığında annesindeki kaygı ve huzursuzluğu, aşırı bağlılığı hisseden çocuk da anneye karşı bir bağımlılık geliştirmeye başlayabilir. Bu durum da olumsuz bir sarmala dönüşebilir."

Bağımlı annelik çocuğa nasıl zarar veriyor?

Anneye bağımlı bir iletişim biçimi en başta çocuğun sosyal, duygusal, kişilik ve hatta akademik gelişimini olumsuz yönde etkiler diyor Ayşegül Koçali ve bu ilişkinin çocuklar üzerindeki etkisini şöyle detaylandırıyor:

"Annelerinin yokluğunda kaygı, huzursuzluk yaşayan bu çocuklar bağımsızlıktan kaçınarak yaşlarına ve gelişim düzeylerine uygun bağımsızlık kazanma fırsatlarını reddedebilir ve güvenli olarak kodladıkları annelerinin koruyucu ve kontrol edici tutumlarına devam etmelerine izin verebilirler.

Anneye bağımlı çocuklar sürekli annelerinin onayını veya fikrini almak ister, kendi başlarına karar almakta zorlanır, sorumluluk almaktan çekinir, eleştiriye, kaybetmeye karşı ekstra hassasiyet geliştirebilir ve yeniliklerden korkar hale gelebilirler. Özgüven düşüklüğü yaşayarak tek başlarına yaptıkları her şeyde kaygı duyarak zorluk yaşayabilirler. Okula gitme, arkadaşlarıyla vakit geçirme, sosyalleşme gibi anneden uzak kalmayı gerektirecek durumlardan kaçınırlar. Arkadaş edinme, farklı insanlarla iletişime geçme konularında sorunlar yaşayan bu çocuklar sağlıklı duygusal ve sosyal bağlar kurmakta zorluk çekerler.

Tüm bu sorunlarla bağlantılı olarak çocuk okula uyumda da sorunlar yaşayabilir. Yaşadığı tüm bu sosyal ve duygusal problemler çocukta okula karşı isteksizlik oluşturabilir ve ileri durumlarda okul fobisi veya sosyal fobi boyutuna dahi ulaşabilir."

Peki çocuğun anneye bağımlılığı kaç yaşından sonra sağlıksız olarak kabul ediliyor?

"Yaklaşık 3 yaş ve sonrasında anneden ayrışmaya, özerk davranışlarda bulunmaya ve bireyleşmeye başlar. Ancak belirtilen geçişi sağlıklı bir şekilde sağlayamayan çocuklar hayatlarını anneye bağımlı şekilde yaşamaya devam ederler. Bu noktada ebeveynlerin de yaklaşık 3 yaş sonrasında çocuklarının artık bakıma muhtaç ve kendilerine bağımlı bir bebek değil büyümekte, gelişmekte olan bir birey olduğunu kabul etmeleri önemlidir. Ancak ne olursa olsun gelişimin bireye özgü olduğu ve farklılıklar gösterebileceği de unutulmamalıdır."

Çocuk anneye aşırı düşkünlüğü nasıl bırakır?

Çocuğun anneye bağımlılığı nasıl ebeveyn tutumlarıyla tetikleniyorsa, tedavide de bakım verenlerin tutumu büyük önem taşıyor. Ayşegül Koçali, "Çocuğun annesine bağımlılıktan kurtulabilmesi için öncelikle annesine gerçekten ihtiyaç duyduğu anda ulaşabileceğine dair bir güven geliştirmesi gerekir" diyor.

"Bu güvenin oluşabilmesi için de çocuğun annesi ile kaliteli vakit geçirmesi, annesinin sağlıklı ilgi, sevgi ve dikkatini yeterli düzeyde hissetmesi de oldukça önemlidir. Çocuğu anneden ayrı kalmaya zorlamamak ve bu güveni, yaşayarak edinmesine fırsat tanımak gerekir. Çocuğun kendi duygu ve düşüncelerini tanımlamasına, ihtiyaçlarını, hedeflerini belirlemesine ve bu hedeflere ulaşmak, ihtiyaçlarını karşılayabilmek için kendi başına harekete geçmesine yardımcı olmak, çocuğu cesaretlendirmek gerekir. Çocuğun yaşıyla uyumlu sorumluluklar alması ve başarma duygusu yaşaması sağlanabilir. Ebeveynler çocuğa karşı dengeli bir tutum içerisinde olmaya çalışmalı ve anneye bağımlı çocuğa karşı aşırı koruyucu veya aşırı kontrolcü, baskıcı tutumlar sergilemekten kaçınılmalıdır.

Çocuktan ayrı kalmak konusunda ebeveynin de rahat, güvenli ve soğukkanlı bir duruş sergilemesi gerekir. Ebeveyn olarak ayrılık anlarında çocuğa kaygılı görünmekten kaçınmak ve geri gelineceği temin edilerek çocuğun yanından ayrılmak önemlidir. Tekrar bir araya gelindiğinde ise çocuğa, kavuşmanın farkındalığını yaşatmak ve ayrı geçirilen sürede de güzel vakit geçirerek sorunsuz şekilde anneye kavuşabileceğini hissettirmek destekleyici olacaktır."

Bağımlı anne olmamak için tavsiyeler

Son olarak bağımlı anne olmamak için Ayşegül Koçali'ye tavsiyelerini soruyoruz. Koçali ebeveynlere işte şu önerilerde bulunuyor:

"Bağımlı anne sendromunun oluşmaması için en temelde çocuğa karşı dengeli bir tutum içerisinde olmak gerekir. Annenin bebek doğduğu andan itibaren hem kendisinin hem de bebeğin duygularını tanımaya, anlamaya ve sağlıklı şekilde yönetmeye çalışması, güven temelli, şefkatli bir ilişki kurmaya çalışması önemlidir.

Çocukla ayrılma anlarında ve ayrı kalınan zamanda dengeli ve sağlıklı bir tavır içerisinde olarak çocuğa olumlu rol model olunmalıdır. Çocuktan ayrı kalabilme konusunda yaşanan kaygı yönetilmeye çalışılmalı, gerektiği durumlarda profesyonel destek alınmalıdır.

Çocuğun bakımı, çocukla iletişim alanlarında destek almaktan çekinilmemelidir. Çocuğun anne dışında güvenilir diğer kişilerle de sağlıklı bağlar kurabilmesine alan açılmalıdır.Çocuğun büyüdüğü ve büyümeye devam edeceği kabullenilmeli ve çocuğun bağımsızlık girişimleri desteklenmelidir.

Anneler, çocuğun yardıma ihtiyacı olduğunu düşündüğünde bunun gerçekten çocuğun ihtiyacı mı yoksa annenin çocuğa karşı geliştirdiği aşırı düşkünlüğün veya problemli, kaygılı bir tutumun çıktısı mı olduğunu dürüstçe değerlendirerek harekete geçebilir."

Kaynak: haber merkezi