Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kimsenin hakkında hukukunda gözümüz olmadığı gibi, haklarımızı da kimseye çiğnetmeme irademiz sağlamdır. Kaldı ki Doğu Akdeniz’de kapsayıcı, adil bir paylaşım mümkündür. Yeter ki bunu sağlayacak doğru yol haritaları oluşturalım ve provokasyonlara fırsat vermeyelim" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yunanistan ziyareti dönüşü uçakta gündeme ilişkin değerlendirme yaptı, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamalarında şu ifadeler yer aldı:
Yunanistan Başbakanı Sayın Miçotakis’in daveti çerçevesinde Atina'ya yaptığımız resmi ziyareti başarıyla tamamladık. Malumunuz iki ülke arasında 65 yıllık aranın ardından Devlet Başkanı düzeyinde ilk resmi ziyareti 2017 yılında yine biz gerçekleştirmiştik. Bu defa Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi vesilesiyle tekrar Atina'da bulunmaktan büyük bir memnuniyet duyduk. Başbakanlığım döneminde kurduğumuz Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’nin son toplantısını 2016 yılında yapmıştık. Bugünkü ziyaretimizde 7 yıllık bir fasılanın ardından konseyimizin 5. toplantısını icra ettik.
Toplantımız sırasında eğitimden tarıma, turizmden ticarete, çeşitli alanlarda anlaşma metinleri imza altına alındı. İlk olarak Cumhurbaşkanı Sayın Katerina Sakelaropulu ile bir görüşme gerçekleştirdik. Sonrasında Başbakan Sayın Kiriakos Miçotakis ile bir araya geldik. Bakanlarımızın katılımıyla düzenlenen Konseyimizin 5. toplantısına birlikte başkanlık ettik. Ziyaretimiz çerçevesinde yaptığımız görüşmelerimizde ikili ilişkilerimizin tüm boyutlarını gözden geçirdik. Olumlu gündem temelinde iş birliğimizi daha da geliştirmek adına atılabilecek adımları değerlendirdik. Bölgesel ve küresel gelişmeler de gündemimizde yer aldı. Gazze başta olmak üzere işgal altındaki Filistin topraklarında yaşanmakta olan zulmü gündeme getirdik. İşlenmekte olan katliamlar karşısında uluslararası toplumun sessiz kalmaması gerektiği yönündeki kanaatimizi paylaştık. Kalıcı ateşkesin tesisi ve insani yardımların kesintisiz şekilde akışının tamiri noktasında yapılabilecekleri ele aldık.
“Dostum Miçotakis’i Ankara’ya davet ettim”
Değerli arkadaşlar, Başbakan Miçotakis ile dostane ilişkiler ve iyi komşuluk hakkında, Atina Bildirgesi’ni imzaladım. Böylece ikili ilişkilerimizi geliştirme irademizi en üst düzeyde karşılıklı teyit etmiş olduk. İki ülke, üçüncü tarafların müdahalesine ihtiyaç duymadan sorunlarını suhuletle çözebilecek birikime, tecrübeye ve iradeye fazlasıyla sahiptir. Bunu teminen, üst düzey diyaloğumuzun devamının büyük önem taşıdığı kanaatindeyim.
Dostum Miçotakis’i müteakip konsey toplantısı için Ankara'ya davet ettim. Ziyaretim sırasında, Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu üyelerini de kabul ettim. Soydaşlarımızla hasbihal ederek sorunlarını dinledim. Uluslararası anlaşmalar kaynaklı azınlık haklarından tam manasıyla yararlanmaları konusundaki desteğimizi kendilerine bir kez daha ifade ettim. Gayet olumlu bir atmosferde geçen ziyaretimin Türkiye-Yunanistan ilişkilerinde yeni bir sayfa açacağına inanıyorum. Görüşmelerimizin ve aldığımız kararların işbirliğimizin geleceği açısından hayırlara vesile olmasını diliyorum.
"Sinop’ta inşa edilecek nükleer santral enerjisinden Yunanistan'a da imkan tanıyabiliriz"
Bu iş birliğini sadece enerji alanında değil nükleer enerji dahil tüm alanlarda geliştirmenin, genişletmenin gayreti içindeyiz. Mesela bizim Sinop’ta inşa edilecek nükleer santralimizin enerjisinden Yunanistan'a da imkan tanıyabiliriz. Biliyorsunuz biz Ataşehir'de bir enerji habı yapalım dedik. Oradaki kulelerden bir tanesini sadece bu enerji dağıtım imkanlarını seferber ettiğimiz bir hale getirelim istiyoruz. Biliyorsunuz Trakya’da Rusya'dan gelecek doğal gaz ile oradan Balkanlar’a ve Avrupa'ya gaz temininde bir merkez olma kararımız mevcut. Bu konuda da Rusya Devlet Başkanı Sayın Vladimir Putin ile mutabık kaldık.
Doğu Akdeniz'deki gerginlikler en çok bölgenin önemli ülkeleri olan Türkiye ve Yunanistan'ı olumsuz etkiler. Bu nedenle biz buradan ne gibi imkanlar elde ederiz, ülkelerimizin yararına ne gibi olanaklar oluştururuz bunun hesabı, gayreti içerisinde olmamız lazım. Bu konuya Sayın Miçotakis’in olumlu yaklaştığını söyleyebilirim. Temennimiz odur ki; biz bardağın dolu tarafıyla ilgilenelim, boş tarafıyla ilgilenmeyelim. Bölgemizin doğal zenginliklerinin hakça paylaşımı noktasındaki tutumumuz başından beri aynı. Kimsenin hakkında hukukunda gözümüz olmadığı gibi, haklarımızı da kimseye çiğnetmeme irademiz sağlamdır. Kaldı ki Doğu Akdeniz’de kapsayıcı, adil bir paylaşım mümkündür. Yeter ki bunu sağlayacak zemini inşa edip, doğru yol haritaları oluşturalım ve provokasyonlara fırsat vermeyelim. Düzenlenmesini önerdiğimiz bu konferans işte o zeminin oluşturulması için doğru bir yaklaşım olacaktır.
"Dost kazanmanın gayreti içerisindeyiz"
Şunu göğsümü gere gere söyleyebilirim ki, biz şu anda 85-86 milyon nüfusuyla, 780 bin kilometrekare yüzölçümüne sahip bir ülke olarak savunma harcamalarımıza Yunanistan'la mukayese edilmeyecek düzeyde dikkat ediyoruz. Yunanistan, bu alanda bizden çok çok farklı harcamalar yapıyor. Bu savunma harcamalarında Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere bazı ülkelerin ciddi destekleri var. Bu rakamlar bize daha önce hep gelmiştir, takip etmişizdir. Mesela Ege Denizi üzerinde Türkiye ve Yunanistan’ın it dalaşları konusunda “Biz artık bu sayfayı kapatalım, bitirelim bu işi” dedik. Bunları Sayın Miçotakis’e de, ondan önce görev yapan Başbakanlara da hep söyledik. Biz dostluğa ağırlık verelim istiyoruz. Dost kazanmanın gayreti içerisindeyiz.
Yunanistan’ın savunma sanayiinde bizim gibi üretimi söz konusu değil. Biz bu alanda artık ihtiyacımızı büyük oranda karşılayan düzeyde üretimi yapar hale geldik. Bu nedenle Türkiye’nin silah alımlarına yönelik harcamaları, Yunanistan'la mukayese edilmeyecek düzeyde düşüktür. Kendi savunma sanayi harcamalarını üreten ve maliyetleri de çok çok düşürmüş bir ülke konumundayız. Şimdilik bir F-16 üretmiyoruz ama onların da tamirini ve bakımını yapar durumdayız. Baykar’ın ürettiği insansız hava araçları, İHA, SİHA, Akıncı TİHA, şimdi de malum onların da bir üst segmenti Kızılelma bir yanda duruyor. Diğer yanda TUSAŞ'ın ürettiği ANKA’lar bulunuyor. Milli muharip uçağımız KAAN ile çok farklı bir adım daha atacağız. Bunlar Türkiye'nin savunma sanayiindeki maliyetlerini düşürdü. Yunanistan’ın böyle bir imkanı yok. Onlar sadece dış destekle yürüyorlar ve dışarıdan aldıkları bu destekler de yeni bir maliyet muhasebesi yapma imkanını onlara veriyor.
"Miçotakis’e 'sizi Filistin’in yanında görmek isterdik' dedim"
Ben, bugün Miçotakis’e “sizi Filistin’in yanında görmek isterdik” dedim. “Keşke çekimser olanların arasında kalmasaydınız, siz de bu 121 ülkenin yanında yer alsaydınız” dedim. Bizim görevimiz doğruyu hatırlatmak. Bir su damlasının mermeri delebilmesi için aynı noktaya defalarca düşmesi gerekir. Tıpkı o su damlaları gibi nihai hedefe bu hususları bir kez hatırlatmakla ulaşmak mümkün olmuyor. Şimdi biz de aynı noktaya ikazlarımızı, uyarılarımızı yapacağız ki, inşallah neticeyi alalım.