Cumhurbaşkanı Erdoğan, üç semavi dinin de mukaddes beldesi olan Kudüs-i Şerif'in herkes için öneminin, anlamının, değeri ve yerinin tartışılmaz olduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"Dört asırdan fazla Kudüs'e hizmet etmekle müşerref olmuş milletimiz açısından bu mübarek beldenin çok müstesna bir konumu vardır. Kanuni Sultan Süleyman tarafından El Halil kapısının üzerine yazdırılan, burası çok önemli, 'Lailahe illallah, İbrahim halilullah' ifadesi atalarımızın Kudüs-ü Şerif'in zengin karakterine gösterdiği ihtimamın en güzel, en önemli sembolüdür. Ancak Osmanlı'nın bölgeden çekilmesiyle birlikte Müslümanların ve Hristiyanların Kudüs üzerindeki hakları, sayısız Birleşmiş Milletler kararına rağmen adım adım ihlal edilmiştir. Yüzyıllar boyunca bir barış ve esenlik yurdu olan Kudüs ne yazık ki gerilimin, işgalin, yıkımın ve gasbın sembolü haline gelmiştir.
Kudüs'ü zaman ve mekan olarak bölme gayretleriyle Harem-i Şerif'e yönelik tacizlerin sayısının her geçen gün arttığına dikkati çeken Erdoğan, "Türkiye olarak bu konudaki tepkimizi ve itirazımızı her fırsatta dile getirdik. Tüm dünyanın sustuğu dönemlerde biz hakkı, hakikati ve acı da olsa doğruyu söylemekten hiçbir zaman çekinmedik. Filistinli kardeşlerimizle daima dayanışma içinde olurken bölgede gerilimi tırmandıracak, daha fazla kan akmasına yol açacak sorunları daha da derinleştirecek her türlü adımdan imtina edilmesi gerektiğini vurguluyoruz. Gazze halkının abluka sebebiyle çektikleri sıkıntıların hafifletilmesi için de ilgili kurumlarımız aracılığıyla her türlü gayreti gösterdik. Bugün de adil bir barışın kaybedeni olmaz düsturuyla hareket ediyoruz" ifadelerini kullandı.
w