Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), yapay zeka ile İstanbul'da meydana gelebilecek bir depremin oluşturabileceği hasar ve kayba ilişkin sonuçlar üreterek kapsamlı çalışmalar yürütüyor.
AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Orhan Tatar, İstanbul'da olası bir deprem riskine karşı soruları yanıtladı.
Tatar, 6 Şubat 2023'te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerden ders çıkarılması gerektiğini vurgulayarak, İstanbul'da birçok projeyi hayata geçirdiklerini belirtti.
Geçmişte meydana gelen depremlerin belirlenmesi ve tarihlenmesinde kullanılan paleosismoloji çalışmalarına değinen Tatar, "Bugün dünyanın en büyük paleosismoloji projesini yürütüyoruz." dedi.
İstanbul depreminin zamanı ve büyüklüğüne ilişkin tahminler
Bazı uzmanların İstanbul'da olası bir depremin zamanı ve büyüklüğüne dair yaptığı tahminlere ilişkin Tatar, "Tabii ki yaşadığımız en büyük zorluklardan bir tanesi de bu aslında. Bu tür çalışmalarda sağlıklı ve güvenilir bilimsel veri çok önem taşıyor. Eğer elinizde sağlıklı, net veri olmadan konuşursanız yalnızca korku salarsınız." değerlendirmesinde bulundu.
Tatar, Marmara'da olası bir depreme yönelik uluslararası projeler ve kurumsal kapasiteyle birçok deprem gözlem istasyonu kurduklarını ve bölgenin çeşitli sensörlerle sürekli izlendiğini bildirdi.
Tatar, bu verilerin anlık değerlendirildiğini ve buna yönelik akademik destek aldıklarını ifade etti.
Deprem riski yapay zekayla analiz ediliyor
Yapay zeka ile ön hasar ve kayıp tahmini
Deprem risklerinin değerlendirilmesinde yapay zeka kullanımına değinen Tatar, "Yapay zeka artık hayatımızın her alanına girdi. Bu nedenle dikkatli olsak da kullanmak zorundayız." ifadelerini kullandı.
AFAD Deprem Ön Hasar ve Kayıp Tahmini Sistemi'nde (AFAD-RED) yapay zekadan yararlanıldığına dikkati çeken Tatar, bu yazılımın depreme ilişkin hasar ve kayıp tahmini yapabildiğini söyledi.
Tatar, "AFAD-RED sistemi ile üretilen raporlar size tahmini olarak kaç can kaybı yaşanacağını, yaralı sayısını, hasarlarla ilgili bilgileri, kritik üst yapıların, alt yapıların ayakta kalıp kalmamış olabileceğini öngörebiliyor." diye konuştu.
AFAD-RED uygulaması aracılığıyla senaryo depremleri oluşturup illere göndererek tatbikatlar yaptıklarını anlatan Tatar, yapay zekanın müdahale ve iyileştirme süreçlerinde otomatik talimatlar ve kaynak yönetimi sağlayacak şekilde entegre edilmesini hedeflediklerini kaydetti.
Erken uyarı sistemleri
Japonya'da depremler sonrası hoparlörler ve anons sistemleri aracılığıyla yapılan uyarılara ilişkin ise Tatar, bu tür erken uyarı sistemlerinin dünya genelinde sınırlı sayıda ülkede uygulandığını ve Türkiye'de de benzer sistemlerin kullanılabileceğini belirtti.
Tatar, 6 Şubat depremlerinin ardından yeni teknolojiler geliştirilmesi gerektiğini dile getirerek, bu süreçte teknolojik inşaat teknikleri ve sosyolojik hazırlıkların önemine dikkati çekti.
Orhan Tatar, Nepal'de 25 Nisan 2015'teki depremden önce cep telefon hatlarında sismik aktivite nedeniyle kesinti yaşandığını ifade etti. Bu tür sismik olayların depremi önceden tespit etmek için kullanılıp kullanılamayacağı sorusuna karşılık Tatar, "Depremin kesin zamanını ve yerini tahmin etmek mümkün değil. Ancak büyük bir deprem öncesinde yer kabuğunda bazı fiziksel değişiklikler olabilir. Nepal örneğinde de bu tür verilere dayanarak bazı sonuçlar elde edilmiştir." yanıtını verdi.