Kan şekerinin normalden yüksek olması anlamına gelen diyabet hastalığı, bazı sinir hasarları ve damar problemlerine yol açabiliyor. Bu sorunların da vücutta çeşitli yaralar meydana getirebildiğini açıklayan Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi’nden Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Rıza Aytaç Çetinkaya, “Diyabetli kişilerde sıkça görülen ve genellikle ayaklarda oluşan yaraların en sık karşılaşılan belirtileri; özellikle parmaklar ya da tabanda ağrı, hassasiyet, yanma, uyuşma, karıncalanma veya hissizlik, açık yaralar ve yaralardan irinli sıvı gelmesi, kızarıklık, şişlik, cilt renginde değişlikler ve ayak kokusu olarak sıralanabilir” dedi.
Diyabetik ayak yaralarının; yaranın türüne, büyüklüğüne ve enfeksiyon durumuna göre değişebileceğini belirten Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi’nden Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Rıza Aytaç Çetinkaya, “Tedavi, basit temizlik ve bakım adımlarından cerrahi müdahalelere kadar geniş bir yelpazede değişebilir. Bu yaraların hiç oluşmamasını sağlamak ya da ilerlemelerini engellemek için alınacak basit ama etkili tedbirler, ciddi sağlık problemleri riskini ortadan kaldırabilir. Belirti vermeye başlayan yaralar ihmal edilirse, ayağın kaybedilmesiyle bile karşı karşıya kalınabilir” uyarısında bulundu.
Tedavi edilmezse ayak kaybına sebep olabilir
Diyabetik ayak yaralarının tedavisinde ilk aşamanın temizlik olduğunu belirten Uzm. Doç. Dr. Rıza Aytaç Çetinkaya, “Yara, antiseptik solüsyonlarla nazikçe temizlenmeli ve steril gazlı bez ile kapatılmalı. Enfeksiyon riskini azaltmak için yapılan bu pansumanlar düzenli olarak yenilenmeli. Eğer yara enfekte olmuşsa, antibiyotik tedavisi gündeme gelebilir. Enfeksiyonlu ve ilerlemiş vakalarda ise iyileşmeyi hızlandırmak için ölü dokular çıkarılabilir. Diyabet nedeniyle arteriyel kan akışı bozulmuşsa, damar tıkanıklıklarını açmaya yönelik bir tedavi de uygulanabilir. Ancak hastalığın belirtileri ciddiye alınmaz ve tedavi için geç kalınırsa ciddi enfeksiyonlar gelişebilir kan akışı bozulabilir ve doku ölümü anlamına gelen kangren meydana gelebilir. Bu noktada cerrahi müdahaleden faydalanılır hatta gerekli görülürse enfeksiyonun diğer bölgelere yayılımını önlemek için amputasyon bile söz konusu olabilir” dedi.
Hiperbarik ve topikal oksijen yöntemlerinden faydalanılabilir
Diyabetik ayak yaralarının tedavisinde, başarıları konusunda çok sayıda bilimsel çalışmalar olan hiperbarik ve topikal oksijen yöntemlerden giderek daha fazla yararlanıldığını ifade eden Çetinkaya, “Hastaların yüksek basınçla oksijen almasını sağlayan hiperbarik oksijen terapisi, yara iyileşmesini hızlandırır, ayaklardaki kan akışını artırır ve enfeksiyonlarla mücadele eden beyaz kan hücrelerinin daha etkili çalışmasını sağlar. Yeni nesil topikal oksijen tekniğinde ise oksijen doğrudan yara üzerine uygulanır. Özellikle küçük ve orta boyutlu yaralar için faydalı olabilecek bu yöntem, yara bölgesindeki iltihabı azaltarak ağrıyı da hafifletebilir” dedi.
Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Rıza Aytaç Çetinkaya, diyabetik ayak yaralarını önlemek ya da ilerlememesini durdurmak için alınabilecek tedbirleri sıraladı:
Ayakları düzenli olarak kontrol etmek: Diyabet hastaları ayaklarını her gün dikkatlice incelemeli. Ayaklarda herhangi bir kesik, yaralanma, kabarcık, kızarıklık veya enfeksiyon belirtisi olup olmadığı kontrol edilmeli.
Temizliğe önem vermek: Ayaklar günde bir kez, aşırı sıcaktan uzak durularak ılık su ile yıkanmalı. Yıkama sonrası iyice kurulanan ayakların özellikle parmak aralarında su kalmamasına dikkat edilmeli.
Ayakların nemini korumak: Ayakların kurumasını önlemek için düzenli olarak nemlendirici krem kullanılmalı. Ancak bu krem, mantar riskini artırabileceği için parmak aralarına sürülmemeli.
Ayakkabı ve çorap seçimine dikkat etmek: Ayağa tam oturan rahat ayakkabılar tercih edilmeli, dar veya sıkı olanlardan uzak durulmalı. Çorap seçimi, sürtünmeyi azaltarak yara oluşumunu engellemek için yumuşak ve dikişsiz olanlar arasından yapılmalı.
Ayakları korumak: Ayakları aşırı basınç ve travmalardan korumak için, uzun süre ayakta kalmaktan ve darbe almaktan kaçınılmalı.
Sigara içmemek: Kan dolaşımını bozarak ayaklara yeterli oksijen gitmesini engelleyeceği ve yaraların iyileşmesini zorlaştıracağı için sigara içmekten uzak durulmalı.
Diyabete uygun beslenmek: Kan şekerinin düzenlenmesine yardımcı ve yara iyileşmesini hızlandıran; yaban mersini, ıspanak, zerdeçal ve kefir gibi gıdalardan zengin bir beslenme programı oluşturulmalı.
Mevsime uygun önlemler almak: Soğuk hava kan dolaşımını olumsuz etkileyebileceği için kış aylarında kalın çoraplar veya sıcak tutan ayakkabılar kullanılmalı. His kaybı olan hastalarda yanık oluşmaması için ayakları kalorifere yaslamamak, soba ya da şömineye uzatmamak çok önemli. Sıcaklarda ise terleyen ayakta biriken nemle mantar gelişebileceği için hava alabilen ayakkabılar tercih edilmeli. Ayrıca yara oluşumunu önlemek için parmak arası terliklerden uzak durulmalı, yanık tehlikesi nedeniyle deniz kumuna çıplak ayakla temas edilmemeli ve deniz kestanesi gibi ayaklara zarar verebilecek unsurlardan korunmak için deniz ayakkabısı temin edilmeli.