Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Türkiye İş Kadınları Derneği’nin (TİKAD) “Hayata Bağlayan İlmekler Projesi” tanıtımı ve iftar programına katıldı.
Emine Erdoğan, Türkiye İş Kadınları Derneği (TİKAD) tarafından deprem bölgesindeki kadınların ekonomik güçlerini desteklemek ve bölge insanına güç vermek amacıyla hayata geçirilen “Hayata Bağlayan İlmekler” projesinin tanıtımı dolayısıyla Sarıyer’de bir otelde düzenlenen program ile iftar yemeğine Fikir sahibi ve Proje Koordinatörü Tikad Üyesi Nazlı Ceylan Balduk Kurtul’da katıldı.
Emine Erdoğan tarafından tarafından deprem bölgesindeki kadınların ekonomik güçlerini desteklemek ve bölge insanına güç vermek amacıyla hayata geçirilen “Hayata Bağlayan İlmekler” projesinin tanıtımı dolayısıyla Sarıyer’de bir otelde düzenlenen program ile iftar yemeğine katıldı.
TİKAD’ın, ekonomide ve sosyal projelerde kadın gücünü markalaştırdığını, yüzünü sadece iş dünyasına değil milletin sorunlarına da çevirdiğini kaydeden Emine Erdoğan, “TİKAD, kadın yüreğinin ne kadar geniş, kadın aklının ne kadar zarif olduğunu defalarca göstermiştir” diye konuştu.
Emine Erdoğan, “asrın felaketi” olarak anılan 6 Şubat depremlerine değinerek, bu süreçte Türk milletinin birbirine insanüstü bir çabayla kenetlendiğini söyledi.
Doğal felaketlerin çok boyutlu yıkımlara neden olduğunu aktaran Emine Erdoğan, afet hâllerinde yapılacakların öncelik sırası bulunduğunu, barınma ve beslenme ihtiyacının hemen karşılanması, hastane, okul ve iş yerlerinin ayağa kaldırılması gerektiğini belirtti.
Emine Erdoğan, felaketlerin kültür mirası üzerindeki tahribatına yönelik çözüm önerileri geliştirmenin de elzem olduğuna dikkati çekerek, “Felaketler sonucunda kültür evreninde de büyük kayıplar ortaya çıkar. Mekansal yıkımlarda insanların iç göçe mecbur kalmasıyla kültürel hafıza ve pratikler, bir tespihin taneleri gibi etrafa dağılma tehlikesiyle karşı karşıya kalır. Böylece bir şehrin ruhunu oluşturan kültür mozaiği de erir gider. Kimliğimizin bağlı olduğu anlam dünyası yok olur ve aidiyet duygusu derin yaralar alır. Maalesef bu büyük travmanın telafisi, bireysel ve toplumsal ölçekte son derece zordur” ifadelerini kullandı.
“HALI DOKUMACILIĞI EN ESKİ VE EN DEĞERLİ SANATLARIMIZDAN BİRİDİR”
Emine Erdoğan, kültürel mirasın korunması ve zanaatların yaşatılmasının gündelik hayata hızla geri dönmenin anahtarı olduğunu anlatarak, şunları kaydetti: “TİKAD’ın ‘Hayata Bağlayan İlmekler’ projesi, bir meseleyi tüm yönleriyle ele almanın ve geniş bir perspektifin başarılı bir örneğidir. Deprem illerindeki kadın kooperatiflerini destekleyerek halı dokumacılığını yaşatma girişimini yürekten kutluyorum. Halı dokumacılığı en eski ve en değerli sanatlarımızdan biridir. İlmekler birleşir, büyüleyici Anadolu hikâyelerinin kelimeleri olurlar. Atölyelere katılan kadınlarımızın her biri çok değerli hocalarımızdan aldıkları derslerle, zanaat ustaları olarak yetiştiler. Ellerinden çıkan halılardaki her bir ilmeğin, ümidin, ayağa kalkmanın ve yeniden başlamanın hikâyesini anlattığını düşünüyorum. Her birini kutluyorum.”
Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman ve Malatya’daki pilot uygulamaların, hızla diğer illerde de yaygınlaşmasını dileyen Emine Erdoğan, “Anadolu medeniyetlerin beşiğidir. Deprem bölgesindeki her şehrimiz, bu birikimin birer şubesidir. Şu bir gerçek ki yeryüzünün her yerini müzelerle doldursak, yine de buradaki zenginliği sığdıramayız” şeklinde konuştu.
“AFET SONRASI YENİDEN YAPILANMADA KADINLARI GÜÇLENDİRMENİN HAYATİ ÖNEMİ VARDIR”
Emine Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kültürel mirasın korunması, iklim değişikliğinden dolayı afetlere hassas hâle gelen dünyamız için önemli bir gündemdir. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı gibi uluslararası kuruluşların bu konuda birçok çalışması var. O nedenle bu projenin uluslararası bilinirliğe ulaşacağı platformlara taşınmasını temenni ediyorum. Dünyanın her yerinde kadınlar doğal afetlerden orantısız bir şekilde ve daha fazla etkileniyorlar. Afet sonrası süreçlerde kadınların ekonomik olarak hayli dezavantajlı konumda olduğu bilinen bir gerçek. Dolayısıyla, afet sonrası yeniden yapılanmada kadınları güçlendirmenin hayati önemi vardır. Onlara yeni beceriler kazandırmak, istihdam alanları açmak ve kadın girişimciliğini desteklemek iyileşme süreçlerini hızlandırır. Şu bir gerçek ki yalnızca kadınların ekonomide rol aldığı ülkeler kalkınır, büyür, gelişir ve toparlanır. Biz, kadın istihdamının artmasını ve bunun cinsiyet adaleti ekseninde gerçekleşmesini istiyoruz.”
“AİLE, BİR TOPLUMUN EN GÜÇLÜ KORUMA KALKANIDIR”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2025’i “Aile Yılı” ilan ettiğini anımsatan Emine Erdoğan, “Bu sayede, toplumsal bir diyalog kanalı oluştu. Hepimizin bu konuda son derece hassas olduğuna inancım tam çünkü aile, bir toplumun en güçlü koruma kalkanıdır” dedi.
Emine Erdoğan, birçok krizin üstesinden kolaylıkla gelmenin sırrının, aile kurumunun sağlam kökleri olduğunu vurgulayarak, “O yüzden el birliğiyle bu güce güç katacak, aile kurumunu ifsat etme gayretindeki çevrelere geçit vermeyecek çözümler geliştirmeliyiz. Bunların en başında da ‘güçlü kadın, güçlü aile’ formülü geliyor. TİKAD olarak sizler projenizle hem kadınlara ekonomik güç verdiniz, ailelerinin refahını desteklediniz, bölgesel kalkınmayı tetiklediniz hem de kültürel mirası korudunuz” değerlendirmesinde bulundu.
“BİR PROJE YERİ GELİR BİR AİLENİN, YERİ GELİR ON BİNLERİN HAYATINI DEĞİŞTİRİR”
Kadınların istihdam edilmesinin, halka halka büyüyen etkileri olduğunu dile getiren Emine Erdoğan, şunları söyledi: “Aile Yılı kapsamında iş ve aile hayatı arasındaki dengeye yaptığımız vurguyu fark ettiğinizi tahmin ediyorum. Biz, kadınların iş ve aile arasında sıkıştıkları için birinden birini seçmek zorunda kalmalarını istemiyoruz. İhmal edilmemiş sağlıklı bir aile hayatı sürdürebilmelerine elverişli bir zemin oluşmasının savunuculuğunu yapıyoruz. TİKAD’ın bu konuya önemli çözüm önerileri getireceğine inanıyorum. Çünkü kadınlara dair meselelerde en iyi reçetelerin yine kadınlar tarafından oluşturulabileceği düşüncesindeyim.”
Emine Erdoğan, programda emeği geçen herkese teşekkür ederek, “İşin içine diğerkâmlığı katan incelikli düşünceler, vakti gelince çiçek tarlalarına dönüşür. Bir proje yeri gelir bir ailenin, yeri gelir on binlerin hayatını değiştirir, hayır dualarına vesile olur. Allah bizi hayata değer katanlardan, işleri kolaylaştıranlardan eylesin” diye konuştu.
TİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Nilüfer Bulut ise devletin bütün imkânlarıyla deprem bölgesinde olduğunu ancak hâlâ büyük desteklere ihtiyaç duyulduğunu belirterek, projede kendilerini yalnız bırakmayan herkese teşekkürlerini sundu.
EMİNE ERDOĞAN, KAHRAMANMARAŞ’TA DOKUNAN PAZIRIK HALISINA İLMEK ATTI
TİKAD’ın Hayata Bağlayan İlmekler Sergisi’nin açılışını yaparak, dokunan halılar hakkında bilgi alan Emine Erdoğan, dünyanın bilinen ilk Türk halısı olan ve Kahramanmaraş’ta dokunan Pazırık halısının uyarlamasına, dokuma sanatçısı Raziye Başeğmez ile birlikte ilmek attı.
Nilüfer Bulut, 100 yıldır saklanan ve yüzde yüz saf ipeğe nakış ve iğne oyalarıyla işlenen halı mektubunu günün anısına Emine Erdoğan’a hediye etti.
Emine Erdoğan, Kahramanmaraş Yedi Düzel Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi, Hatay Rimmen Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi, Adıyaman Sevgimin Hilali Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi, Malatya Pütürge Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi temsilcileri ile sanatçılar Fırat Neziroğlu, Kadriye İnal, Ece Ege ve Ayşe Ege, Sevan Bıçakçı ve Halkbank İcra Kurulu Başkanı Osman Arslan’a katkılarından dolayı teşekkür plaketi takdim etti.
Program kapsamında düzenlenen Hayata Bağlanan İlmekler Halı Müzayedesi’nde ise sanatçılar Fırat Neziroğlu, Kadriye İnal, Ece ve Ayşe Ege ile Sevan Bıçakçı tarafından tasarlanan ve depremzede kadınlar tarafından dokunan halılar ile Emine Erdoğan’ın ilmek attığı Pazırık halısı, geliri depremzede kadınlara bağışlanmak üzere açık artırmayla satıldı.
İstanbul Valisi Davut Gül’ün eşi Gülden Gül, TİKAD üyeleri, sanatçılar, STK temsilcileri ve iş kadınlarının katıldığı program, Antakya Medeniyetler Korosu performansıyla sona erdi.