BM Kadının Statüsü Komisyonu’nun 69. Oturumuna katılmak üzere New York’ta bulunan KADEM’in düzenlediği “Filistin’de Bir Direniş Biçimi Olarak Sanat - II” etkinliği, sanatın birleştirici gücü aracılığıyla Filistin halkının direnişini bir kez daha dünyaya duyurdu.

Birleşmiş Milletler’in (BM) Kadının Statüsü Komisyonu’nun 69. Oturumu (CSW69) kapsamında New York’ta bir dizi faaliyette bulunan KADEM, bu yıl da düzenlediği Filistin dayanışması etkinliğinde, bölgede yaşanan insanlık suçunu gündeme taşıyarak sanatın toplumsal direnişteki gücüne dikkat çekti.

KADEM’in ev sahipliğinde düzenlenen “Filistin’de Bir Direniş Biçimi Olarak Sanat - II” etkinliği, sanatın toplumsal direnişteki gücüne odaklanırken film gösterimi, şiir dinletisi ve sanat konuşmaları aracılığıyla Filistin halkının mücadelesi ile kültürel mirasının korunma konuları gündeme taşındı.

Sanatla Direnmek: İki Kadının Hikayesi

Etkinlikte Filistin’in iki yakasından iki kadın sanatçının hikâyesinin anlatıldığı kısa belgesel film, sanatın direniş ve umut kaynağı olma gücünü bir kez daha gösterdi. Gazze’de yaşayan 25 yaşındaki görsel sanatlar sanatçısı Emel Ebu Sibah’ın yıkıntılar arasında ayakta kalmış tek bir duvara resim çizerken verdiği görüntü izleyenlere duygusal anlar yaşattı.  Sibah’ın kadın figürü ile hayat bulan umut, inanç ve direniş mesajı; duvar gerisinde uzanan harabe ile keskin bir tezat oluşturuyor.  Sibah, sanatıyla yıkımın ortasında bile yaşamın ve umudun devam ettiğini hatırlatan güçlü bir mesaj veriyor.

Filmde yer alan bir diğer sanatçı ise, Kudüs’te yaşayan 18 yaşındaki kanun sanatçısı Sadin Tavil. Müziğiyle geleceğe ve barışa olan inancını yansıtan genç sanatçı, Filistinli kadınların mücadelesine sanatın birleştirici gücüyle katkı sunuyor. Tavil’in ezgileri, acı ve kayıpların ortasında dahi hayata tutunmanın ve umudu korumanın mümkün olduğunu gösteriyor.

“Filistin, tüm insanlığın vicdanî sorumluluğudur”

Programın açılış konuşmasını KADEM Yönetim Kurulu Başkanı Saliha Okur Gümrükçüoğlu yaptı. KADEM olarak yalnızca Filistin halkının kültürel mirasına sahip çıkmakla kalmayıp, uluslararası çapta kadın hakları ve sosyal adalet mücadelesine katkıda bulunduklarını vurgulayan KADEM Yönetim Kurulu Başkanı Saliha Okur Gümrükçüoğlu şöyle konuştu:

“Bugün Filistin halkının haklı mücadelesine destek vermek ve sanatın birleştirici gücüyle kardeşlik bağlarımızı sağlamlaştırmak için bir araya geldik. Filistin halkı, maruz kaldıkları tüm trajedilere rağmen, sanatın gücünü kullanmayı sürdürmekte, tüm insanlığa direnişe ve dayanıklılığa dair eşsiz bir ders vermektedir. Bizler de onların bu onurlu duruşundan bugüne kadar pek çok ders aldık ve almaya da devam ediyoruz. Filistin yalnızca coğrafi bir mekân değil; aynı zamanda direnişin, umudun ve özgürlüğe olan sarsılmaz inancın simgesidir. Filistin, yalnızca Filistin halkının meselesi değildir; tüm insanlığın vicdanî sorumluluğudur. Filistin halkının yanında durmak, onların sesi olmak ve haklı davalarını savunmak, dünyanın her yerinde bir insanlık görevidir. Bu buluşmanın, dayanışmamızı daha da güçlendireceğini ve Filistin için özgür ve adil bir gelecek mücadelesine katkıda bulunacağını umuyorum.”

Direnişin Sanatı, Sanatın Direnişi ve Sumud’un Gücü

Filistinlilerle Dayanışma Programının moderatörlüğünü, KADEM Genel Müdür Yardımcısı Betül Özel Çiçek yaptı. Filistin halkı için sanatın yalnızca bir ifade biçimi değil, aynı zamanda varoluş mücadelesinin temel taşlarından biri olduğunun belirten Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü: Bu bağlamda, Filistin kimliğinin en güçlü kavramlarından biri öne çıkıyor: Sumud.

Filistinliler için Sumud, toprağa, kimliğe ve kültüre sarsılmaz bir bağlılığı ifade eder. Bu, yok sayılmaya, silinmeye karşı direnmek, tehdit altındaki bir mirası korumak anlamına gelir. Ve bu mücadelede sanat, Sumud’un en güçlü araçlarından biri olur. Filistinli sanatçılar, şairler, zanaatkârlar ve müzisyenler yalnızca geçmişi anlatmakla kalmaz, aynı zamanda geleceği de şekillendirir. Yıkılmış şehirlerin ve susturulmak istenen seslerin arasında sanat yoluyla bir kolektif hafıza inşa ederler. Böylece dünyaya şu mesajı duyururlar: “Buradayız.”

Filistinli sanatçılar yalnızca geçmişin yasını tutmak için değil, geleceği inşa etmek için üretiyorlar. Onların sanatı sadece bir anma aracı değil; aynı zamanda başkaldırının, hayatta kalmanın ve yeniden inşanın bir aracı. Bu yüzden Filistin halkının umudu, soyut bir hayal değil, bir direniş biçimidir, karamsarlığın ötesine geçen bir Sumud’dur. Bu umut yalnızca dayanmak değil, varoluşu yeniden sahiplenmek, sanatı korumak ve kimliği silinmeye karşı savunmaktır. KADEM olarak, Sumud ruhunu ve sanatın dönüştürücü gücünü desteklemeye devam edeceğiz.

Şiirin Direniş Gücü: Anneler Sızılarını Gece Düzenler

Programda, Filistinli şairlerin şiirleri de ses buldu.

Filistin halkının direncini, acısını ve sarsılmaz ruhunu kelimeleriyle taşıyan şair Zeina Azzam, şiirin bir direniş eylemi olarak nasıl kullanılabileceğini, tarihin korunmasında nasıl bir rol oynadığını ve sesi duyulmayanlara nasıl bir ses verdiğini anlattı. Okuduğu Göçmen, Bir Mülteci Yaşlanır, Anneler Sızılarını Gece Düzenler, Küçük Gökyüzümde, Zindan, Dolunay, Renkler İçin Bir Dil, Dokuz Baharat Karışımı şiirleriyle  duygulandırdı.

Mizahla Direnmek

Filistin asıllı Amerikalı komedyen, yazar, profesör ve yorumcu Amer Zahr, KADEM programında Filistin halkının haklı mücadelesini kadın hikâyeleri ile anlattı.  Komedinin yalnızca bir eğlence aracı değil, aynı zamanda güçlü bir aktivizm yöntemi olduğunu anlatan Zahr, katılımcıları sık sık güldürdü.

Hukuk ve Aktivizm

Programın son konuğu, özellikle Filistin halkının ve Arap topluluklarının insan haklarını savunan Lamis Deek oldu. Deek, hukuk ve adaletin insanlık boyutuna değindi, yaptığı işin Filistin halkı için önemini anlattı. Filistinlilerin küresel çapta karşılaştığı sistematik zorlukları, özellikle hukuki ve diplomatik engelleri özetleyen Deek, ayrıca sanat ve kültürel mirasın etnik temizlik stratejilerinin bir parçası olarak nasıl hedef alındığını ve Filistin kültürel kurumlarını ve eserlerini gasptan veya yok edilmekten korumaya yönelik hukuki yaklaşımları dile getirdi.

KADEM Filistin Halkının Yanında

Filistin’de yaşanan insanlık dramına karşı kararlılıkla mücadele eden KADEM, geçen yıl Birleşmiş Milletler Kadının Statüsü Komisyonu’nun 68. Oturumu kapsamında New York’taki Times Meydanı’nda “Görünmez Mücadeleler ve Cesur Yürekler: Filistin’de Kadın Olmak” eylemini düzenlemiş, Filistinli kadınların sesini dünya kamuoyuna duyurmuştu.

KADEM aynı zamanda, Filistin davasına destek vermek amacıyla İsrail’i destekleyen ürünlerin boykot edilmesi yönünde bilgilendirici içerikler hazırlayarak, bu boykotun genişletilmesi için sosyal medya kampanyaları ve saha çalışmaları yürütüyor. Türkiye genelindeki 55 temsilciliğinde, Filistin halkına destek amacıyla konferanslar, seminerler, yürüyüşler ve protestolar düzenleyen, İsrail hükümeti ve askerî yetkililer hakkında Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne suç duyurusunda bulunan KADEM, bölgedeki insan hakları ihlallerini ve savaş suçlarını uluslararası platformlarda da gündeme taşıyor. Filistin halkının haklarını ulusal ve uluslararası platformlarda savunmaya devam eden KADEM, ateşkes sonrası döneme yönelik hazırlıklarını da sürdürüyor.
 

Kaynak: Haber Merkezi