Kahramanmaraş Valiliği, Büyükşehir Belediyesi, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Afşin Belediyesi, Afşin Ticaret ve Sanayi Odası ve Esnaf ve Sanatkarlar Odası’nın desteklediği bienalin resim sergisinde 70 ressamın eseri yer almıştı.
Bienal, kültür ve sanat yazarları tarafından ilgiyle takip edilerek, Afşin'e gelen gazeteciler şehri daha yakından tanıma fırsatı buldu.
Ziyaretleri sonrası Afşin’deki Bienali’i hakkında da yazı yazan dünya çapında tanınan yazarlar ve Kültür Sanat Danışmanlarından Uğur Ugan, argonotlar.com sitesinde “Afşin: Yedi Uyurların mekânında eşitlikçi bir yaklaşım” başlıklı bir yazı yazdı.
Yazısında;
Bienal için gittiğimiz bölgede basın ekibi olarak ilk önce Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesine götürülüyoruz. Adı hep Âşık Mahzuni Şerif’in memleketi olarak özdeşleşen Afşin’in coğrafyası dağlar arasında bir kapalı bir havza gibi. Dağların içinden geçen 11 tünelden geçilerek girilebilen bu ilçeye ancak oraya gitme amacıyla gidilebilir, yolunuzun uğraması pek mümkün değil gibi görünüyor. Afşinliler şairlere düşkün olacaklar ki geçtiğimiz her bir tünele Maraşlı bir şairin adı verilmiş.
Afşin ilçesine bağlı Tanır Mahallesi’ndeki Yassı Höyük’te yapılan arkeolojik kazılar bölgeye dair yeni bulgular verirken bölge tarihinin geçmişine dair kronolojik sıralamayı değiştirir nitelikte. Milattan önce 558-330 yıllarında hüküm süren Pers devletinin izlerini taşıyan Akhamenid dönemine ait 2 bin 600 yıl öncesinden kalan tabakalara rastlanması Afşin tarihi için heyecan verici gelişmeler. Arkeolojik kazıların Göbeklitepe ve Karahantepe kazılarına benzer parelellikte yeni tarihsel kaynaklar sunması bölgeyi cezbedici kılan diğer unsurlar arasında.
İlçenin en önemli diğer özelliği ise birçok inanç ve kültürde anlatıya konu olan ve birçok farklı yerde bulunan Ashâb-ı Kehf (Yedi Uyurlar) efsanesinin bir versiyonuna ev sahipliği yapması. Hem Hristiyan hem İslam kültüründe yer alan bu efsaneye konu olan mağaranın bulunduğu bölge ilçenin en çok ziyaret edilen yerlerinden. Bienalin Afşin’deki mekânı da tam da Ashâb-ı Kehf mağarasının bitişiğindeki kervansaray. Bizans İmparatoru II. Theodoius döneminde yapılan kilisenin üzerine Anadolu Selçuklular tarafından 1215 – 1234 yılları arasında bugünkü caminin de inşa edildiği kervansarayda, tarihi dokunun içinde yer alan eserler hem bölgedeki sanatçılarının ve öğrencilerin hem de Çukurova Çağdaş koleksiyonundan ünlü isimlerin işlerini biraraya getiriyor. Bienalin eşitlikçi ve çok sesli yapısının göze çarptığı bu bölümde bir öğrencinin işiyle Bedri Baykam yan yana geliyor ve bienalin birleştirici yönü dikkat çekiyor.
Ugan, yazısı ile Afşin’i okurlarına tanıttı.