Dünya genelinde yaklaşık 80 milyon glokom hastası bulunuyor ve bu 80 milyonun yaklaşık yüzde 10’u glokoma bağlı körlükle karşı karşıya kalıyor. Miyop, hipermetrop, astigmatizma, katarakt ve yakın görme zorluğu gibi en sık karşılaşılan göz hastalıkları arasında glokomun da yer aldığını açıklayan Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi’nden Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Yusuf Avni Yılmaz, “Bir diğer adı göz tansiyonu olan bu rahatsızlık, göz içi basıncının artmasıyla sinirlere zarar veren ve görme kaybına yol açabilen bir hastalık. Erken evrelerde belirti vermeyebilir ve genellikle rutin göz muayenesi sırasında tespit edilir” dedi.
Glokomda görme kaybı genellikle çevreden başlar ve merkezi görme korunur. Hastaların merkezi görmesi bozulmadığı için görme kaybını fark edemediğini belirten Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi’nden Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Yusuf Avni Yılmaz, “Belirtiler ortaya çıktığında hastalık çoğunlukla ilerlemiş olur bu nedenle görmenin sessiz hırsızı olarak adlandırılabilir. Zamanında tedavi edilmezse kalıcı körlüğe yol açabileceği için rutin göz kontrolleri çok önemli” uyarısında bulundu.
Migren hastaları da glokom açısından riskli grupta
Hastalığın oluşumunu doğrudan engellemenin mümkün olmadığını ancak erken teşhisle ilerlemenin durdurulabileceğini paylaşan Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Yusuf Avni Yılmaz, “Hastalığın gelişiminde genetik ve çevresel faktörler rol oynayabilir. Ailesinde glokom öyküsü olanlar, miyop ve hipermetrop gibi kırma kusurlarına sahip kişiler, diyabet, hipertansiyon veya migren hastaları, 40 yaş üstü bireyler, daha önce göz travması veya cerrahisi geçirenler son olarak da uzun süre kortizon damla kullananlar ekstra risk altındadırlar. Tam da bu sebeple düzenli göz muayeneleri özellikle bu kişiler için hayati önem taşır” dedi.
Glokom tedavisi
Glokom tedavisinin ilaç, lazer ve cerrahi olarak üç temel grupta planlandığını dile getiren Op. Dr. Yusuf Avni Yılmaz, “İlaç tedavisi, göz damlaları ile göz içi basıncı kontrol altına almaya çalışır. Lazer, basıncı düşürmek veya sıvı drenajını artırmak amacıyla uygulanır. Cerrahi tedavi ise diğer seçeneklere rağmen göz içi basıncı yeterince düşürülemezse son çare olarak değerlendirilir. Cerrahinin amacı, göz içi basıncını kontrol altına alarak hasarın ilerlemesini durdurmaktır. Kaybedilen görme yetisinin cerrahiyle bile geri getirilemeyeceği bilinmeli” dedi.
Glokom hakkında doğru bilinen yanlışlar
Glokom sadece yaşlıları etkiler. → Yanlış. Hastalığın doğuştan görüldüğü vakalar bile vardır.
Herhangi bir görme problemi yoksa glokom gelişmez. → Yanlış. Hastalık, görme iyi olsa dahi gelişebilir.
Glokom sadece göz tansiyonu yüksekse oluşur. → Yanlış. Göz içi basıncı normal olan bireylerde de ‘normal basınçlı glokom’ türü gelişebilir.
Belirti yoksa tedaviye gerek yoktur. → Yanlış. Glokom zaten erken evrelerde belirgin belirtiler vermediği için görmenin sessiz hırsızı olarak adlandırılır.