Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından hayata geçirilen "İklim Elçileri Hareketi" kapsamında Türkiye'nin çeşitli üniversitelerinden seçilen iklim elçisi gençler, Antalya'da buluştu.
Konyaaltı ilçesindeki bir otelde düzenlenen İklim Elçileri Eğitim Kampı'ndaki panellerde iklim değişikliğinin etkileri tartışıldı.
Kapasite geliştirme eğitimleri ile iklim değişikliğinin bilimsel temelleri, uyum politikaları, müzakereler, karbon fiyatlandırma ve yeşil finansman konularının ele alındığı ve bugüne sona erecek kampta iklim değişikliği ile mücadelede kapasiteleri artırmaya yönelik eğitimler, grup çalışmaları ve çeşitli etkinlikler düzenleniyor.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürü Kasım Yenigün, programın iklim değişikliği etkilerini görmek, çözümünde yer almak amacıyla başlatıldığı söyledi.
Yenigün, kampa gelen gençlerin iklim değişikliğini önlemek amacıyla proje geliştirmek için çabaladığını görmekten mutlu olduğunu dile getirdi.
İklim değişikliğinin en fazla doğal kaynakları etkilediğini ifade eden Yenigün, "Özellikle toprak kaynaklarının korunması, sonu çölleşmeye giden toprak bozulumunun dengelenmesi için yapılacak adımları atmakla sorumluyuz. Burada en önemli adım, ağaçlandırma konusu. Ağaçlar, çok önemli karbon yutak alanlarıdır. Öncelikli olarak kamunun elinde bulunan Hazine arazilerini doğru değerlendirerek model oluşturmaya çalışıyoruz. Şehirlerimizde kentsel yutak alanları oluşturma çabalarımız var. İklim uyumlu, kurakçıl, sulama konusunda dayanıklı bitkilerin kullanılması noktasında Türkiye'nin her ili için bitki rehberleri hazırladık." diye konuştu.
- "Çölleşme etkisi altındaki alanları belirledik"
Çığ, sel, heyelan gibi iklim etkileriyle oluşan afetlere ilişkin atılması gereken adımlar ve önlemlere odaklandıklarını kaydeden Yenigün, şöyle devam etti:
"Çöl kelimesi rahatsız ediyor insanları. Arazi tahribatı çölleşmeye giden yolun başlangıcı. Genel müdürlük olarak yürüttüğümüz 'Türkiye Çölleşme Modeli' adlı projemiz ile arazi örtüsünün değişimini, nerelerde ne tür tahribatların olduğu gibi bütün değerleri izleyen sistemler kurduk. Çölleşme etkisi altındaki alanları belirledik. En çok hassasiyetli olan İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri olduğunu gördük. Özellikle Konya, Karapınar bölgesinde toprağın birtakım bozulmalara maruz kaldığını söyleyebiliriz. Bu alanlara karbon yutak alanları kurarak ağaçlandırma çalışmalarını artırıyoruz."
"İklim krizi 'kaynama' denilen bir döneme girdi"
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İklim Değişikliği Başkan Yardımcısı Orhan Solak ise iklim krizinin hem Türkiye'nin hem de dünyanın en üst sıralarında yer alan küresel bir sorun olduğunu belirtti.
Solak, 2024 yılının tarihin en sıcak yılı olduğunu anımsatarak, "İklim krizi 'kaynama' denilen bir döneme girdi. Etkilerini hem dünyada hem de ülkemizde hissediyoruz. Yaşadığımız aşırı hava olayları, seller, kuraklık, orman yangınları iklim değişikliğinin sonuçları. Üretim alanları daralıyor, küresel tedarik zincirleri bozuluyor, su ve gıda krizi ile iklim göçlerine varan etkiler ve riskler söz konusu." ifadelerini kullandı.
Eğitim kampında 208 üniversiteden gelen gençlerle uzun vadeli çalışmaları konuştuklarını aktaran Solak, politika belirleme süreçlerine gençlerin katılımını sağlamaya çalıştıklarını vurguladı.