"Asrın felaketi" olarak nitelenen depremlerin merkez üssü Kahramanmaraş'ta onarım çalışmalarının ardından yeniden faaliyetine başlayan Kapıçam Keklik Üretim İstasyonu'nda yetiştirilen keklikler, Türkiye'nin dört bir yanında doğaya bırakılıyor.
Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından doğal hayatın dengesini korumak ve nesli tükenmekte olan hayvanların popülasyonunu artırmak amacıyla 2002 yılında Kahramanmaraş'ta kurulan ve 6 Şubat depremlerinde ağır hasar gören istasyonda, yapılan tadilat ve onarımın ardından çalışmalar yeniden başladı.
İstasyonda üretilen keklikler, talepler doğrultusunda Türkiye'nin farklı illerine gönderilerek doğayla buluşturuluyor.
Doğa Koruma ve Milli Parklar Kahramanmaraş Şube Müdürü Faruk Tülücü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, istasyonun Türkiye'nin ilk keklik üretim istasyonu olma özelliği taşıdığını hatırlattı.
Geçen yıl meydana gelen depremlerde istasyonun ciddi anlamda hasar gördüğünü, bir süreliğine üretime ara vermek zorunda kaldıklarını anımsatan Tülücü, tadilatın ardından istasyonda bu yıl için 6 bin keklik üretildiğini söyledi.
Tülücü, bölge müdürlükleri sorumluluğunda 2 kınalı keklik üretim istasyonu bulunduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
"6 Şubat felaketi akabinde üretim istasyonumuz ağır hasar aldı. Altyapımız, elektriğimiz ve suyumuz da kesilme olduğu için anaçlarımızı Yozgat'a naklettik. Ekim ayı gibi anaçlarımızı yeniden getirerek üretime başladık. Bu süreçte de durmadık. Hasar alan binamızın tadilatını, bakımını, onarımını tamamladık. 2024 yılı programı olan 6 bin kekliği yılın ilk aylarında tamamladık. Şu ana kadar Doğa Koruma Milli Parklar Genel Müdürlüğünün emirleri doğrultusunda çeşitli illerimize keklik nakillerimizi yaptık. Kekliklerimiz doğal ortamlarla buluştu. Şu anda da son naklimizi Diyarbakır ilimize yapacağız. Bu gece itibarıyla nakillerimiz tamamlanmış olup 2025 yılı için hazırlıklarımıza başladık. Deprem öncesi 15 bin keklik üreterek ülke genelinde rekor kırdık, deprem sonrası program kapsamında 6 bin keklik ürettik."
Amaçlarının kekliğin doğal ortamında tamamen yok olduğu habitatlarda popülasyonun eski durumuna getirilmesine katkı sunmak olduğunu anlatan Tülücü, bu kapsamda yetiştirdikleri kekliklerin uygun görülen ortamlara bırakıldığını sözlerine ekledi.