Yazar Özlem Topaloğlu Özdemir, ilk okült kurgu romanı Fīlius: Kaos Tanrısı ile okuyucularını iyilik ve kötülüğün doğasını yeniden düşünmeye davet ediyor. Karanlık ile aydınlık arasındaki bitmek bilmez çatışmayı derin bir felsefi perspektifle ele alan eser, insanlığın göz ardı ettiği "iyilik" kavramının önemini hatırlatıyor. Fīlius, sadece sürükleyici bir fantastik serüven sunmakla kalmıyor, aynı zamanda okuyucuların zihninde kalıcı izler bırakıyor.
Fīlius farklılıklardan beslenerek aynılığa bir geçiş yapıyor!
Kitabın hikâyesi, yedi kıta ve on bir ülkede yaşanan farklı kaotik olayları ve insanlığın bitmek bilmeyen iyilik arayışını merkeze alıyor. Bir tarikatın dünyayı yeniden şekillendirme çabaları, kötülüğün karmaşık ve çok katmanlı doğası ile umutsuzluğun gölgesinde filizlenen mucizeler, kitabın temel taşlarını oluşturuyor.
Özdemir: ‘Dünyanın içinden geçtiği kaotik sürecin hepimiz farkındayız. Ancak ben, bu karmaşanın insan eliyle bilinçli olarak yaratılacağına inanıyorum. Önce belli ülkelerde başlayarak, ardından tüm dünyaya yayılacak bir kaos dalgası. Öyle bir dönemden bahsediyorum ki, en küçük mutluluklar bile lüks hale gelecek. Fakat bu süreç, bizleri bir kurtarıcı beklemeye değil, bizzat kurtarıcı olmaya itecek.
Fīlius olağanüstü bir anlatımla 2027’de dünyaya gelecek bir Kaos Tanrısı’nı merkezine alırken, aynı zamanda farklı kıtalarda faaliyet gösteren bir tarikatın yarattığı kötülüğün, kaostan doğan bir canavarın, belki de modern dünyanın Deccal’inin hikâyesini anlatıyor. Ancak özünde Fīlius, bizlere bir gerçeği hatırlatıyor: Birlik olmamız gerektiğini. Dünyanın farklı köşelerinde olsak da nihai amacımız ortak daha iyi bir gelecek, güçlü nesiller ve herkes için yaşanabilir bir dünya. Ve bunu başarabilmenin tek yolu, farklılıklarımızın bizi ayıran değil, birleştiren bir güç olduğunu anlamaktan geçiyor. Çünkü farklılık, bizi ötekileştiren değil, ortak bir geleceğe taşıyan en büyük zenginlik.’ İfadelerine yer verdi.