Sağkan, 17 ilin baro başkanının katılımıyla Afşin Adliyesi önünde gazetecilere, yargı yetkisinin kişisel tatmin amacı olarak kullanılamayacağını söyledi.
Kahramanmaraş'ın depremde ciddi zarar gördüğünü hatırlatan Sağkan, insanların hak arayışlarında yaşanan sorunların çözülmesi için daha hızlı ve adil bir yargı işleyişinin hayata nasıl geçirebileceğine çaba gösterilmesi gerekirken bugün maalesef meslektaşlarının tutuklanması vesilesiyle burada bulunduklarını ifade etti.
Hukuki güvenlik için bu açıklamayı yapma zorunluluğu hissettiklerini aktaran Sağkan, şöyle devam etti: “Biz bugün aslında 6 Şubat depreminin merkezi olan Kahramanmaraş'ta bu depremden çok ağır şekilde zarar gören insanlarımızın, yurttaşlarımızın hak arayışlarında yaşanan sorunların çözülmesi daha hızlı ve adil bir yargılayışı işleyişini hayata nasıl geçirebileceğimizin konuşulması, savunma makamına bu anlamda düşen görevler nelerdir? Bunların tartışılması gibi unsurları görüşmemiz gerekirken maalesef ki bir cumhuriyet savcısının kişisel tatmin aracı olarak kamu otoritesini kullanması suretiyle bir avukatı ifadeye çağırmasının ve devamında yaşanan süreçte de yine kamu otoritesinin, kamu gücünün tamamen hukuka aykırı kullanılarak bir avukatın tutuklanılması vesilesiyle buradayız Afşin'deyiz. Aslında bugün sizlerle paylaşacağımız konu bir avukatın tutuklanmasına ilişkin mesleki bir sorun değildir. Bir avukatın tamamen hukuka aykırı olarak CMK yüzüncü maddedeki tutuklama nedenlerinin hiçbirisi olmadığı halde tutuklanması bu ülkede yaşayan 82 milyonu istisnasız hukuki güvenliğe sahip olmadığı anlamına gelir. Biz bugün meslektaşımız için değil sadece tüm yurttaşlarımız için buradayız. Hukuki güvenlik için buradayız. Bir otoparka araç bırakma mevzusunun tekrarlıyorum bir otoparkı, adliye otoparkına araç bırakma mevzusunun trafik cezasıyla cezalandırıldıktan sonra seyahat özgürlüğünü engellemek gibi bir suç tanımlamasıyla soruşturma dosyası açılması, açıkça görevin kötüye kullanılmasıdır. Ve hiçbir izahı yoktur. Basit bir konunun bu kadar yoğun dosyanın bulunduğu insanların yaklaşık 10 aydır yaptıkları şikayetlerin depremden kaynaklı olarak yaptıkları şikayetlerin henüz kovuşturma aşamasına dönüşmediği bir yerde otoparka araç bırakılması üzerinden trafik cezasıyla cezalandırıldıktan sonra ayrıca ikinci bir cezalandırmaya gidilmeye çalışılarak kişinin ifadeye çağrılması açıkça görevin kötüye kullanılmasıdır ve suç teşkil etmektedir” dedi.
KARAR VERECEK OLAN MERCİ BAĞIMSIZ YARGIDIR
Sağkan, “Meslektaşımız Ayhan Özdemir bu dosya için ifade vermek Cumhuriyet Savcısı'nın yanına gelmiştir. Arabasını park ettiği yerle ilgili olarak duruşmasını kaçırdığı için arabasını burada şu karşı tarafta bıraktığı yerden dolayı ifade vermek üzere buradadır. Ve Cumhuriyet Savcısı'na ifade verirken yaşanan bir tartışma söz konusudur. Biz bu tartışmanın içeriğini bilmiyoruz. Cumhuriyet savcısıyla Ayhan Özdemir arasında ifade için odasındayken neler yaşandığını bizler henüz bilmiyoruz. Çünkü içeride yaşanan konuya ilişkin karar verecek olan merci bağımsız yargıdır. Herhangi bir kişi bu cumhuriyet savcısı da olabilir. Bu avukat da olabilir. Suç işlemekten muaf değildir. İşlenen bir suç varsa da bunun kararını verecek olan makam bağımsız yargılama makamıdır. Ancak şunu da çok iyi biliyoruz ki hiçbir tutuklama nedeni olmadan Ceza Mahkemesi Kanunu'nun yüzüncü maddesi tek tek sayar bunları. Tahdidi suçlar arasında yer almayan bir suçlamayla. Görevi yaptırmamak için direnme suçlamasıyla kaçma şüphesi yokken delilleri karartma şüphesi yokken bir kişinin tutuklanması artık o kişi üzerinden verilen toplumun tamamına bir gözdağıdır. Artık yargısal yetkinin kişisel tatmin aracı olarak kullanılmasıdır. Daha da ötesine gideyim. Yargısal yetkinin bir ego aracı olarak kullanılmasıdır. Ve dediğim gibi bu bir avukat sorunu değildir. Bu açıkça Bu ülkede yaşayan 82 milyonun sorunudur. Sokakta birisiyle tartıştığınızda o kişi velev ki cumhuriyet savcısıysa artık tutuklanacaksınız demektir. O yüzden buna 81 baro istisnasız karşı çıkmaktadır. O yüzden buna seksen 82 milyon karşı çıkmalıdır” dedi.
YARGI İÇİNDE BU SORUNUN HIZLI BİR ŞEKİLDE ÇÖZÜLMESİDİR
Sağkan, “Bugün burada yaşayan yaşanan olay ferdi bir olay değildir. Ve tabii ki beklentimiz öncelikle yargı içinde bu sorunun hızlı bir şekilde çözülmesidir. Ancak yargının burada sadece sorunu Ayhan Özdemir'in tahliyesini sağlayarak çözmesi de mümkün değildir. Tabii ki Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun da mesleki taassup yapmayarak bu anlamda görevini kötüye kullananlarla ilgili gerekli disiplin soruşturmayı yürütülmesini beklemek bizlerin en temel hakkıdır. Bu sebeple biz bugün Kahramanmaraş Afşin'de aracılığıyla buradan topluma bir not iletmek istiyoruz. Bugün 81 baro bir tutuklamaya karşı çıkıyorsa eğer bu Türkiye'de yaşayan bütün yurttaşlarımızın hukuki güvenliğini sağlamak içindir” dedi.
TUTUKLAMA KARARI VERİLMESİ HUKUKA AYKIRI
Elbistan Cumhuriyet Başsavcılığı’nın açıklamasına da tepki gösteren Sağkan, “Son olarak bir hususa daha dikkat çekip bitireceğim. Bir açıklama yayınladık. Tüm barolar altına imza attık. Yargı yetkisi kişisel tatmin aracı olarak kullanılamaz demiştik. Yargı yetkisi hukuka aykırı şekilde gözdağı vermek için kullanılamaz dedik. Yargı yetkisi had bildirme aracı olarak kullanılamaz dedik. Ve açıkça tutuklama nedenlerinin bulunmadığı bir dosyada tutuklama kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunun altını çizdik. Elbistan Cumhuriyet Başsavcılığı açıklama yaptı. Dedi ki bizim açıklamamız dışındaki beyanlara itibar etmeyin. Ancak açıklamanın içerisinde tutuklamanın hukuka uygun mu değil mi olduğuna ilişkin tek kelime dahi etmedi. Ve ötesine de geçti. Şu an soruşturması devam eden konuda yani Ayhan Özdemir'le ifade vermeye gittiği Cumhuriyet Savcısı arasında yaşananlarla ilgili olarak henüz kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı olmamasına rağmen bir başsavcılık çıktı. Ayhan Özdemir'in hakaret ettiğini, tehdit ettiğini ve görevi yaptırmamak için direndiğini ifade etti. Altını çiziyorum, bunlar iddiadır demedi. Başsavcılık makamı iddia makamından kalktı. Bir de hüküm makamına, karar merciine oturdu. Kararı da verdi ve bizden de bekliyorlar ki savunma makamı da olmasın. İddia makamı hüküm yerine de geçsin, karar versin. Savunma makamı da buna karşı ağzını bile açmasın. Böyle olmayacak, savunma hep vardı. Bundan sonra da yurttaşlarımızı hak ve özgürlüklerini korumak için hep burada var olacağız. Bu sebeple şunu da ifade etmek istiyorum ki Elbistan Cumhuriyet Başsavcılığı'nın açıkça bir kişi hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı olmadığı halde kişinin suç işlediğine ilişkin beyanları karşısında artık bu davanın kovuşturma aşamasının Kahramanmaraş'ta görülme ihtimali kalmamıştır. Bu dosya tarafsız ve bağımsız bir karar verilecekse eğer bu açıklamadan sonra artık davanın nakli suretiyle başka bir ile de alınmak zorundadır. Ben bu vesileyle tekrar Türkiye Barolar Birliği'nin ve 81 baromuzun bu ülkede istisnasız, haksızlık nereden gelirse gelsin, kime dönük olursa olsun hakları ve özgürlükleri savunmaya devam edeceğini ifade ediyorum. Her birinize teşekkür ediyorum” dedi.
Kahramanmaraş Barosu Muhammed Burak Gül de, destek veren tüm barolara teşekkür ederek konunun takipçisi olacaklarını belirtti.
Av. Ayhan Özdemir’e destek için Afşin Adliyesi önünde gerçekleştirilen basın açıklamasına Aksaray, Kayseri, Niğde, Kırklareli, Sivas, Tokat, Osmaniye, Mersin, Adıyaman, Adana, Giresun, Hatay, Samsun, Sakarya, Kocaeli ve Kahramanmaraş baro başkanları ile çok sayıda avukat katıldı.
