Erciyes Üniversitesi KİT Merkezi, Hem Tedavi Sayısı Hem de Kalitesiyle Öne Çıkıyor
Erciyes Üniversitesi, 1998 yılından beri bünyesinde barındırdığı Erişkin Kemik İliği Nakli ve Kök Hücre Tedavileri Merkezi ile binlerce hayata dokunuyor. Merkez, sadece Türkiye'de değil, Avrupa'da da sayılı merkezler arasında yer alarak hem tedavi sayısı hem de kalitesiyle öne çıkıyor.
Merkez, başlangıçta otolog kök hücre nakli ile hizmet verirken, kısa sürede allojenik kök hücre nakillerine de geçiş yaparak daha geniş bir hasta yelpazesine ulaştı. 2000 yılında Avrupa Kan ve Kemik İliği Nakli Derneği'ne üye olarak uluslararası standartlara ulaşan merkez, 2012 yılında JACIE akreditasyonu alarak başarısını tescilledi.
Yılda 150'yi aşan kemik iliği nakli sayısıyla büyük bir başarıya imza atan merkez, sadece tedavi sayısıyla değil, aynı zamanda tedavi kalitesiyle de ön plana çıkıyor.
Merkez, sadece tedavi hizmeti vermekle kalmıyor, aynı zamanda hematoloji uzmanlarına eğitim vererek Türkiye'de bu alanda yeni merkezlerin kurulmasına öncülük ediyor. Bunların yanında yaptığı bilimsel çalışmalar ve yayınlarla alandaki gelişmelere önemli katkılar sağlıyor.
Merkezde tedavi gören bir hastanın hikayesi, merkezin önemini daha iyi anlatıyor. Hasta, “Ağustos 2013'te, basit bir boğaz ağrısı ve birkaç geçmeyen morlukla hastaneye gitmiştim. O gün doktorun ağzından çıkan tek bir kelime, hayatımı tamamen değiştirdi: Lösemi. Bu teşhisi duymak, hem benim hem de ailem için büyük bir yıkım oldu. Ailemde pek çok sağlık çalışanı olmasına rağmen, bu gerçeği kabullenmek hepimiz için inanılmaz derecede zordu. İlk günlerde yaşadığım şokun etkisiyle, sanki her şey bir kabustan ibaretmiş gibi hissettim. Gerçekleri kabul etmek yerine, yaşadığım şeyin geçici bir rüya olduğuna inandırmaya çalıştım kendimi. Ancak zaman ilerledikçe, vücudumda meydana gelen değişikliklerle yüzleşmek zorunda kaldım. Saçlarım dökülmeye başladığında, bedenimin artık bana ait olmadığını düşündüm. Bu süreçte yaşadığım en acı verici şeylerden biri de aileme sarılamamak, onlara yakın olamamaktı. O anlarda, hayatta aslında ne kadar savunmasız olduğumuzu fark ettim” diyerek bu zorlu süreci anlatmaya başladı.
Tedavi sürecinin ilerlemesi ve kemik iliği naklinin gündeme gelmesiyle korku ve belirsizliğin her şeyi daha karmaşık hale getireceğini düşünen hasta, “Her şey daha da karmaşık bir hal almıştı. Ancak bu zorlu dönemde, en büyük destekçilerim, bana sevgilerini ve desteklerini hiç esirgemeyen ailem oldu. Özellikle kardeşim, bana iliğini vererek hayatımı yeniden kazanmamı sağladı. Onun bu özverisi, bana yeniden yaşam umudu verdi. Ali Hocam ve ekibi de bu süreç boyunca hep yanımda oldular. Bana sadece tıbbi destek sağlamakla kalmayıp, duygusal olarak da büyük bir güç verdiler” dedi.
Bu sürecin sadece beden için değil aynı zamanda ruhu için de bir sınav olduğunu ifade eden hasta, “Vücudumun bu yeni dokuyu kabul edip etmeyeceği konusunda sürekli bir belirsizlik içinde yaşadım. Ama her yeni gün, içimdeki umut biraz daha büyüdü. Bu süreçte öğrendiğim en önemli şeylerden biri, insanın ne kadar kırılgan olduğunu anlamakla birlikte, aslında ne kadar güçlü olabileceğimizdi. Her zorlukla birlikte içimdeki dayanma gücü biraz daha arttı. Bugün, teşhisimin üzerinden tam 11 yıl geçti. Geriye dönüp baktığımda, bu zorlu yolculuğun her adımının beni nasıl daha güçlü, daha dirençli ve hayata karşı daha minnettar biri haline getirdiğini görüyorum. O günlerde yaşadığım korku ve belirsizlikler, bugün yerini derin bir şükür duygusuna bıraktı. Bu süreçte bana en büyük desteği veren ailem, özellikle de bana iliğini vererek hayatımı yeniden kazanmamı sağlayan kardeşim, her zaman kalbimin en özel köşesinde olacak. Onlar sayesinde bugün, geçmişin acılarını geride bırakıp geleceğe umutla bakabiliyorum” dedi ve kendisinin nakil olacak diğer insanlar için umut olduğunu söyledi.
Sözlerine devam eden hasta, “Ali Hocam ve ekibi, bana güç veren, umudumu canlı tutan, hayata tutunmamı sağlayan insanlar oldular. Onların özverisi, sabrı ve anlayışı olmadan bu zorlu süreci atlatmak çok daha zor olurdu. Bu süreçte öğrendiğim en değerli şeylerden biri, insanın yalnızca kendi fiziksel gücüyle değil, aynı zamanda sevdiklerinden aldığı destekle de hayatta kalabileceği oldu.
Bu yolculuk, bana her günün bir hediye olduğunu, sevdiklerimizin değerini bilmemiz gerektiğini ve her anın kıymetini unutmamamız gerektiğini öğretti. Yaşamın getirdiği tüm zorluklara rağmen, içimde taşıdığım umut ve inançla her yeni güne yeniden başlamanın güzelliğini keşfettim. Şimdi, hayata dört elle sarılıp, sevdiklerimle birlikte her anı dolu dolu yaşamaya devam ediyorum. Geleceğe umutla bakarken, geçmişin derslerini de yanımda taşıyorum” diyerek konuşmasını bitirdi.
Lösemi teşhisi konulan hasta, yaşadığı zorlu süreçte merkezin verdiği destek sayesinde hayata yeniden tutunduğunu anlatıyor. Hastanın bu hikayesi, merkezin sadece bir tedavi merkezi değil, aynı zamanda hastalara umut veren bir yer olduğunu gösteriyor.
Erciyes Üniversitesi KİT Merkezi, hem tedavi sayısını artırmayı hem de tedavi kalitesini daha da yükseltmeyi hedefliyor. Ayrıca, yeni tedavi yöntemleri üzerinde araştırmalar yaparak hastalara daha iyi imkanlar sunmayı amaçlıyor.