Ramazan ayı, yardımlaşma ve dayanışmayı ön plana çıkardığını belirten uzmanlar, özellikle böyle dönemlerde bireylerin toplumsal bağlarının güçlendiğini söylüyor.

Yardımlaşmanın sosyal sermayeye katkı sağladığını, yalnızlık hissini azalttığını ve bireylerin aidiyet duygusunu pekiştirdiğini dile getiren Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, “Manevi bir atmosferde yapılan iyilikler, insanların birbirine daha şefkatli ve anlayışlı yaklaşmasını sağlayarak toplumsal ilişkilerin derinleşmesine ve daha sağlam hale gelmesine katkıda bulunur.” dedi. Küçük iyiliklerin bile dopamin salınımını artırarak mutluluk hissi yarattığına vurgu yapan Beyaz, bu tür davranışların özsaygıyı güçlendirdiğini, stres seviyelerini düşürdüğünü ve uzun vadede bireyin ruhsal tatminini artırdığını vurguladı.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Etiler Tıp Merkezi Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, özellikle Ramazan ayı gibi manevi dönemlerde yardımlaşmanın ruh sağlığına katkısı hakkında açıklamalarda bulundu.

Yardımlaşmak, ‘sosyal sermaye’ kavramına katkı sağlıyor

Ramazan ayının, paylaşma, dayanışma ve empati gibi değerlerin ön planda olduğu bir ay olduğunu dile getiren Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, “Bugünlerde yardım etmek, iftar sofrasını bir komşuyla paylaşmak ya da ihtiyaç sahiplerine yönelik destekte bulunmak bireylerin toplumsal bağlarını güçlendiren bir köprü vazifesi görür.” dedi.

Yardımlaşmanın, insanlar arasında güven, karşılıklı destek ve aidiyet duygusunun oluşumuna, ‘sosyal sermaye’ kavramına önemli ölçüde katkı sağladığını ifade eden Beyaz, “Bu vesileyle de yapılan yardımlar, bireyleri bir araya getirir ve ortak bir amaç etrafında birleştirir. Yardım ve destek sunma, sadece kişiye yönelik değil, aynı zamanda bir topluluğun parçası olma hissiyle de dolup taşmaya olanak sağlar. Bu da yalnızlık hissini azaltır ve kişinin dünyaya, içinde bulunduğu topluluğa karşı aidiyet duygusunu pekiştirir. Ayrıca, manevi bir atmosferde yapılan iyilikler, insanların birbirine daha şefkatli ve anlayışlı yaklaşmasını sağlayarak toplumsal ilişkilerin derinleşmesine ve daha sağlam hale gelmesine katkıda bulunur.” açıklamasını yaptı.

Küçük iyilikler uzun vadede ruh sağlığına pozitif katkı sağlıyor…

Küçük iyiliklerin bile ruh sağlığı üzerindeki etkisinin sanılandan çok daha geniş ölçekli olduğuna vurgu yapan Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, şöyle devam etti:

“Birine gülümsemek, herhangi bir ikramda bulunmak ya da edilen bir teşekkür dahi, beynimizin ödül sistemini harekete geçirir ve dopamin salınımını artmasına vesile olur. Bu, bize anlık bir mutluluk ve rahatlama hissi verir. Psikolojik açıdan, bu tür eylemler özsaygıyı güçlendirir çünkü ‘iyi bir şey yaptım’ düşüncesi, kendimize duyduğumuz saygıyı besleyecek niteliktedir. Bununla birlikte, küçük iyilikler stresi azaltır; çünkü odağımızı kendi sorunlarımızdan uzaklaştırıp başkalarına yöneltir ve böylece zihinsel yükümüzü hafifletir. Bir başka faydası ise, bu tip eylemlerin sosyal bağları güçlendirmesi ve bizi daha az izole hissettirmesidir. Düzenli olarak küçük iyilikler yapan insanların daha düşük kaygı seviyelerine sahip olduğu ve genel yaşam doyumlarının arttığı araştırmalarda çoğu kere karşımıza çıkıyor. Yani, bu küçük adımlar, birikir ve ruhsal vaziyetimize uzun soluklu bir pozitif katkıda bulunabilir.”

Toplumsal yardımlaşma güçlendikçe, yalnızlık azalır!

Ramazan’da yardımlaşma ve dayanışmanın artmasının, toplumun ruh sağlığını koruyan bir etkiye vesile olduğuna değinen Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, “Bu dönemde insanlar birbirine daha çok destek olur, gerek iftar davetleri, fitre ve zekât gibi yardımlar gerek komşularla paylaşılan yemekler gibi ki bu da kolektif bir iyilik haline zemin oluşturur.” dedi.

Psikolojik olarak, bu dayanışmanın, bireylerin kendilerini daha güvende ve desteklenmiş hissetmesini sağladığını da aktaran Beyaz, “Bu vesileyle de stres ve kaygı gibi ruhsal sorunları hafifletici bir etkiye imkân tanır. Toplumsal yardımlaşma güçlendikçe, yalnızlık azalır ve insanlar kendilerini daha büyük bir bütünün parçası olarak görebilir. Bu aidiyet duygusu, mutsuzluk ve tükenmeye yönelik risk faktörlerini düşürür ve genel ruhsal dayanıklılığın artmasına yardımcı olur.” şeklinde konuştu.

Manevi bir dönemde yapılan iyilikler, bireyin ruhsal olarak tatmin olmasına yardımcı olabilir…

Hem Ramazan ayı için hem de genel manada yapılan iyiliklerin, bireyin ruhsal gelişimine derin ve kalıcı bir katkı sağladığına işaret eden Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, “Öncelikle, kazanım olabilecek bir takım güzel özelliklerin genel hayata entegrasyonuna vesile olabilen bu süreçte yardım etmek, bireyin empati yeteneğini geliştirir; çünkü başkalarının ihtiyaçlarını fark etmek ve buna yanıt vermek, duygusal zekâyı güçlendirir.” dedi.

Bu durumun uzun vadede daha sağlıklı ilişkiler kurmayı ve duygusal dayanıklılığı artırmayı sağladığının altını çizen Beyaz, sözlerini şöyle tamamladı:

“İkincisi, Ramazan’daki iyilikler genellikle bir niyetle yapılır; örneğin, Allah rızası için ve de manevi bir tatmin için. Bu bireylerin içsel motivasyonunu besler. Psikolojide buna ‘içsel ödül’ diyoruz; yani dışsal bir beklenti olmadan yapılan iyilikler, bireyin kendine duyduğu saygıyı ve huzuru artırır. Üçüncüsü, bu eylemler alışkanlık haline gelebilir; Ramazan’da bir ay boyunca düzenli olarak yardım eden biri, bu davranışı hayatının diğer dönemlerine de taşıyabilir. Bu da bireyin karakterinde cömertlik, şefkat ve sabır gibi erdemlerin kök salmasına vesile olur. Son olarak, manevi bir dönemde yapılan iyilikler, bireyin hayatına anlam katar ve uzun vadede daha dingin, amaç odaklı ve ruhsal olarak tatmin olmuş bir yaşam sürmesine yardımcı olabilir.”

Kaynak: Haber Merkezi