Hiçbir halk, özgürlüğü için savaşan bir halktan daha güzel değildir. Ve hiçbir halk, üzerine bastığı toprağın anlamını, özgürlüğü için ölümü göze alan halktan daha iyi kavrayamaz. Çünkü en iyi onlar bilirler; esaretin ne olduğunu, vatan toprağının ne anlama geldiğini.
Taş gibi ağırlığı ve sağlamlığı olan insanlar olamadık. Fakat kalplerimiz taş kesildi, hiçbir şey işlemez, etkilemez oldu. Ne Filistin acısı ne GAZZE çilesi. Yürek sınavı! Siz buna samimiyet sınavı da diyebilirsiniz. Aslında dünyada her şey ve herkes sınav konusudur. Hak batıl savaşının en yoğun yaşandığı ortam kalptir. Sınavın merkez üssü, İçsel savaşımızın ana karargâhı yürektir. Sınav önce kalpte kazanılır yâda kaybedilir… Sefer yüreksiz yürekte sefersiz olmaz…
Cehennemleştirilen bir dünyada cennetini gönüllerinde taşıyanlar hep var olagelmiştir. İbn-i Teymiye gibi ‘ düşmanlarım bana ne yapabilir ki? Ben cennetimi yüreğimde taşıyorum, nereye gitsem o gelir benimle. Hapsedilmem halvet, sürgün edilmem hicret, öldürülmem şahadettir. Değil mi ki; Göğsümde Allahın kitabı ve resulünün sünneti vardır’ diyen 655 yürekli insan o gemideydi…
Onlar kardeşlerine koşuyorlardı, dünyanın gözü önünde ölüme, açlığa, sefalete terk edilmiş masum Filistinlilere GAZZE ye koşuyorlardı.
Rotaları GAZZE yükleri insani yardım idi. Maksatları insan olarak, Müslüman olarak yıllardır kanayan yara olan GAZZE ye kör gözleri çevirmek. Ve orada İsrail tarafından tecrit edilmiş, aklına ne zaman eserse çoluk çocuk demeden bombalar yağdırmış, insanları katletmiş, zulmün milyonlarca çeşidini o masum çocukların, kadın ve yaşlıların üzerinde deneyen katillere dikkat çekmek içindi.
Başta İHH başkanı kardeşim Av. Bülent Yıldırım olmak üzere uluslar arası yardım kuruluşlarının ortaklaşa organize ettikleri bu hareket uluslararası sularda mavi Marmara gemisine orantısız ve bütün dünyanın gözleri önünde Somalili korsanlardan daha vahşice daha şerefsizce saldırarak, katliam yaptılar ve gemileri İsrail limanlarına çektiler.
Maksat hâsıl olmuştur, Filistin in meşru başbakanı İsmail Haniye nin dediği gibi: ‘Gemiler GAZZE ye ulaşsa da ulaş masada kazandık’.Evet dünya nın gözü kulağı artık Filistin de ama benim yüreğim gemide, ben de o mübarek gemide olsaydım göz yaşlarımı götüren, hayallerimi kalbimi ve yüreğimi götüren o gemide fiziken de olsaydım.Ama cesaret edemedim.Cesaretli yiğitlerin olduğu, anasından babasından ve evladı ayalinden vazgeçip sefere çıkan yiğitler, aklın matematiğini tersyüz eden ve insanın direnç sınırını imkansızı başarmanın zirvesine taşıyan yiğitler, gemide bulunan Hakan Albayrak ın son yazısında söylediği gibi ‘yeni bir dünya şekilleniyor ve GAZZE ye özgürlük filosu bu sürece önemli bir katkı teşkil edecek cenabı hak bizi büyük bir devrimde enstrüman olarak kullandığını iliklerime kadar hissediyorum’…
Kalpsiz bir dünya, ateş topu ve kan deryasından başka bir şey değildir. İsrail in hesaplayamadığı bir şey vardı o da Türkiye nin kalbi ve yüreği olan bir başbakanı… Sn başbakanımızın dediği gibi, ‘Türkiye köksüz bir devlet değildir, Türkiye nin dostu olmak ne kadar güçlü bir şeyse düşmanı olmak ta o kadar şiddetlidir.’ bir dönem kapanıyor Allahın izniyle bir devir bitiyor, yeniden Filistin e özgürlük geliyor inşallah Rabbim bu mukaddes ve mübarek yolculukta herkesin yar ve yardımcı olsun.Kalbii ve hasbi dua lar edelim.Öyle münacaat edelim ki yüreğimizin yandığını hissedelim.Zaferi bekleyelim zafer korkakların işi değildir ve sonunu düşünenler kahraman olamazlar… Yüreği olanlara sesleniyorum… Bari vücutlarımız gidemedi hayallerimizi gönderelim gelin sesimiz kardeşlerimize varsın ve ferahlasınlar, belki de biz rahatlarız bilemiyorum... Selam ve dua ile…