Yaklaşık bir buçuk yıl geçti yaşanılan elim deprem üzerinden. Allah, bir daha böylesine korkunç âfetlerle karşılaştırmasın ülkemizi ve cefakâr milletimizi ve de zeval vermesin devletimize.

Takdire şayan bir performans sergileyerek, gayet kısa sayılabilecek bir zaman çerçevesinde, on bir (11) ili tüm ilçe ve köyleriyle birlikte şantiyeye çevirmek suretiyle kalıcı konutlar inşa eden hükümetimize de hassaten medyunu şükranız böylece.

Hakikaten de devletimiz ve hükümetimiz, hazinenin tüm imkânlarını zorlayarak vatandaşına sağlam ve estetik konutlar inşa ederken; her metre karesini kullanım alanı olarak düşünmüştür. Kısaca Avrupa normlarında ve profilinde bir yerleşim birimi...

Ancak, üç ay öncesi hak sahiplerine anahtar teslimiyle oturma müsaadesi verilmesine rağmen, henüz çoğunluğun Afşin ilçesi Hüyüklü mahallesindeki TOKİ evlerine taşınmaması, halk arasında değişik algılara sebebiyet vermektedir.

Kimi vatandaşlar, söz konusu olayı konteynerlerde kalanların elektrik, su, doğalgaz faturası ödemediklerinden dolayı biraz daha burada kalma eğilimlerinin ağır bastığını vurgularken; kimi vatandaşlar ise halâ yardım alınmasından mütevellit, konteyner sakinlerinin esas adreslerine gitmek istemediklerini söylüyorlar.

Eğer bu denilenlerde gerçeklik payı varsa, ciddi manâda kaygı verici bir hadise ve tasvibi imkânsız bir yaklaşım. Diğer bir ifadeyle sosyal tatminsizliktir ve kul hakkına matuftur. Ayrıca, ibret alınması gereken İlahî ikazlara sırt çevirmektir.

Taşınmak istemeyen bazı arkadaşlar da, iskân mahallinin ilçeye uzaklığından bahisle günlük ihtiyaç maddelerini teminde zorluk çekeceklerinden dem vurmaktalar. Oysa serapa yanlıştır bir düşüncedir bu.

Çünkü herkes tekmil taşındığında, ben inanıyorum ki orası fırınıyla marketiyle manavıyla kasabıyla kuaförüyle cıvıl cıvıl bir yerleşim birimi şekline dönüşecektir. Bu hususta apartman altlarına yapılan iş yerleri açılacağı günü beklemektedir.

İsterseniz biraz da farklı eleştirel açıdan bakalım olaylara. Nedense bazı sıradan işler, fevkalade zorlaştırılıyor, evet nedense?

Buradan ilgililere ve de yetkililere sesleniyorum. Madem anahtar tesliminde bulunduğunuz hak sahiplerine; "Neden şu tarihe kadar konteynerleri boşaltacaksınız" demiyorsunuz?

Neden halâ onları orada tutuyorsunuz?

Neden mevcut perakende oturanların sıcak su vanalarını açmıyorsunuz?

Neden doğalgazı tekmil devreye sokmuyorsunuz da sadece ocağa bağlamakla yetiniyorsunuz?

Deniliyor ki; "Efendim illa da herkes bihakkın yerleştiğinde start verilecek bunlara.”

Gelmiyorlar, işte bayım gelmiyorlar! Yakalarından tutarak erken oturanlar mı getirecek, yoksa inisiyatif kullanarak sizler mi? Ocakta banyo kazanlarıyla su ısıtıyor millet. Doğru dürüst banyosunu bile yapamıyorlar.

Ne gerek var herkesin gelme keyfiliğini beklemeye? Nasıl olsa aynı binada oturanların ortak giderleri ve sayacı belli. Veya kimin ne kadar elektrik, su, doğalgaz harcadığı belli.

Niye erken taşınanları, taşınmayanlara endeksleyerek cezalandırıyorsunuz ki? Sıcak su apartmanların çatısında kaynıyor da, mevcut yerleşenler, bu nimetten keyfîlik neticesinde faydalanamıyor.

Mağduriyete mebni müştekîlik içeren bu umumi ahvâli, ilgililere ve de yetkililere arz ediyorum.

Makes bulması temennisiyle…