Yeşil Afşin Gazetesi'nde gençlerin edebiyat-sanat konularında yazılarını paylaştığı Genç Kalemşörler'in 25.sayısı sayısı çıktı.

Genç Kalemşörler Belis Yiğiter

KALBİNDEKİ ÇOCUK

Gecenin üçünde içine içine vuracak unutulmuş saf çocukluğun. Bağıracak adeta diyecek çıkarın beni bu kapkaranlık hücreden... Ağlayacak belki hıçkırarak, yalvaracak hatta “ Neden hapsettin beni? “ Diyecek. Oluşmuştur içinde çoktan bir düğüm. Küçücük kalbine oturmuştur, çözülmüyordur... Çözemeyeceksin, başında sen bağlamamışsındır çünkü. Ölüm gibi batar, her aklına geldiğinde. Kalbini sökmek istersin acısı gitsin diye çünkü başka türlü mümkün değildir. Vücuduna yansır. Yaprak gibi dökülür saçların. Senelerin verdiği yükten çökersin, oluşur kamburun. Yorulur gözlerin, kararır, morarır... Omuzların taşımaktan yorulur ama kafanı değil işlemediğin günahları. Dudaklarınsa dua dilemekten yorulur. Ve sen, çocukluğuna hala sarılmaya devam edersin. Çünkü umudun vardır, umut taşıyan kalbin hala atıyordur. Hala umudunu besliyordur. Ve durana kadar da umudundan vazgeçmeyeceksindir.

Genç Kalemşörler Ulviye Nur Hurmanlı

ANKARA’DA BİR KÜTÜPHANE, KOCAMAN BİR DÜNYA

Geçen sayımda davetimizden bahsetmiştim bu sayımda o özel davetimizin biraz daha ince ayrıntısına girip Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’nden bahsetmek istiyorum.

İsmi her ne kadar bir kütüphane olarak geçse de içinde 7 milliyet kocaman bir dünya barındırıyor. İç mimarisi, özel yapıları, seviyeye göre ayrılmış ayrı katlar, saat başı çay çorba ikramları ve sayamadığımız birçok güzel özelliği ile Ankara’da biz öğrencilere çok verimli bir ortam hazırlıyor. Kütüphaneyi görünce keşke burada yaşasam diye içimden geçirmedim değil. Yapımına 2015 yılında başlanmış 125.000 m2 alanda tam 5500 kişilik oturma kapasitesi mevcut gerçekten çok göz alıcı ve ders çalışmak için motive veren bir atmosferi var. Çocukların yaş guruplarına göre ayrılan kitaplar, okuyucunun seviyesine göre dizayn edilmiş raflar, istediğimiz kitabı bulmamızda bize yardımcı olan elektronik ekranlar, gerçekten çok iştah açıcı bir ortam oluşturuyordu. İçinde birçok serginin aynı anda bulunması da bizleri çok sevindirmişti. Sadece bir defa gezip görmeme rağmen geleceğimdeki hedeflere daha sıkı sıkı tutulmama ilham verdi. Beni çok etkiledi eminim orada ders çalışan öğrencileri de çok etkiliyordur ve onları motive ediyordur. Gerçekten bir kütüphane ama içinde kocaman bir medeniyet barındırıyor.

Genç Kalemşörler Emine Özdemir-1

ANKARA YOLCULUĞU

Çok sevgideğer Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenimiz Demet Çelik’in destekleri ve  saygıdeğer Selçuk Kösebalaban’ın öncülüğüyle oluşturulan kıymetli edebiyat topluluğumuz “Genç Kalemşörler”i makamında ağırlamak istediğini söyleyen saygıdeğer Cumhurbaşkanı başdanışmanı Sefer Turan Bey’in davetleri için 17 Temmuz’da başlayan Ankara yolculuğumuz 19 Temmuz’da son buldu. Söz konusu yolculukta Ankara’da bulunan önemli yerleri ziyaret ettik. Bu yerler arasında Millet Kütüphanesi, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, Ankara Kalesi, Tacettin Dergahı, Mehmet Akif Ersoy Kültür Evi, Çankaya Müzesi I. Meclis, II. Meclis, Anıtkabir yer alıyor. Eski kuşak Genç Kalemşörlerle de buluşabilme fırsatını bize veren bu yolculuk için başta Sefer Turan olmak üzere emeği geçen herkese teşekkürü borç bilirim. 

Genç Kalemşörler Melike Horuz

SONSUZ YAS
Beni bu kadar kahredeceğini bilseydim tanımazdım seni.
En son ağlatacak sen iken
Şimdi her şeyden önce sana ağlıyorum.
Tüm bedenim yasını tutuyor.
Tenime değen rüzgar bile canımı acıtıyor.
Ama
Sen yokken acı içindeyim.
Gözümden gitmiyor güler yüzün.
Sinirlenince büyüyen göz bebeğin.
Birgün her şeyi unuttuğun gibi beni de unutacağını biliyorum.
İşte o gün sana kendimi bir daha hatırlatmayacağım.
Bir gün mutlu olacağız ikimizde
O zamana kadar hep sana yazacağım.
Eğer bir gün bırakırsam yazmayı
Seni anlatabilecek kelime kalmadığı içindir.
Senin de dediğin gibi ümidimi kesmeyeceğim hayattan.
Şu an için zor olsa da,
Hatrın için deneyeceğim.
 

Genç Kalemşörler Osman Arslan

AŞK CEPHESİ
Gidelim Albay’ım!
Kör kurşunlara gelmeden gidelim buralardan!
Sen aşk cephesini bilmezsin kahpe doludur buralar!
Göğüsünden değil sırtından vururlar!
Öldürmezler Albay’ım süründürürler!
Gördüğün en hain düşmandan daha düşmandır bu bedenler!
Sakın esir düşmeyelim ellerine vurulmayalım da!
Hiçbir savaş meydanından kaçmadık ama buradan kaçalım!
Biz yine bildiğimiz cephelerde savaşalım...

Genç Kalemşörler Emirhan Yıldırım

ÇOCUK

Çocuktu o, çocuk...
Klişeydi kimseleri,
Klise idi gölgeleri.
Sorarlardı bazen ona
Nasıl konardı sona nokta?
Bilmem derdi çocuk
Bilemem,giyemem.
Kazmaydı o,kazma...
Geçmişini kazırken geleceğini yıkan.
Kazmaydı çocuk
Çocukluğu ise kazılan,kazınan...
Aşktı o,aşk...
Güreş değildi ki yenileni olsun!
Ama korkardı aşk umuttan
Umut ise kardeşti ona.
Söylendi çocuk,söylendim...
Büyüdüm gamzelerinde hayatın.
Günahkardım, aşıktım...
Kalemşardım, şairdim...
Melodindi kulağıma hoş gelen
Sen değil...
Yazardım,çizerdim ama sağırdın.
Gömdün beni edebiyat denen mağarada.
Üstümde çicek yoktu.
Altımda taş,kum ve mürekkep.
Geçti zaman,kurudu toprak.
Küstü güneş dünyama.
Soğudu toprak...
Soğudu somurtkan bahar.
Bir melodiydi o,nostaljik.
Duydum uzaktan...
Tekrar çocuklaştım.
Kimsesi yokken klişelerimin
Kazıdım gölgelerimi bulurken seni.
Kardeşler çarptı beni, güreştim.
Aşkı tattım umutla
Umuttan kaçtım aşkla. 
Güreştim,yenildim...
Kazmam kırıktı gölgelendim.
Geleceğim yıkıktı hüzünlendim.
Gömüldüm aynı melodiyle.
Kalem,kağıt küsmüş bana bu ağıt. 
Kalemimde kan,kağıtımsa sen
Ağıtında ben var gamzeli hayatın.
Bir melodiye kurban olmuş çocuğum. 
Kalbi günahkar, kendi Kalemşar.
Sanardık sanılan gelir.
Masalın ahı kalır
Çocuk kanmaz
Büyüyünce inanır.
Sen ağlar kalem güler 
Ben ağlar kalem susar.
Kalem ya mürekkeptir ya kömür
Seni anlatmaya yetmez bir ömür.
Ama sen inan bu masala.
Seni anlattığımı san.
Beni anladığını san.
Sandığını san,sal...
Gelgitlerin sana kalsın
Gitgellerin bana...
Kaleminle barış benle küs.
Kopar tırnaklarımı kalbindeki.
Ellerim kanasın kalbin sussun…