EFSUS’TA YAKILAN KÖŞOĞLU SÜLEYMAN’A AİT BÜYÜK HARMANIN HAZİN ÖYKÜSÜ

Sular hep aktı geçti, kurudu vakti geçti,
Nice han nice sultan, tahtı bıraktı geçti,
Dünya bir penceredir, her gelen baktı geçti.
Yunus EMRE

Dedem Köşoğlu Süleyman Efendİ Efsus’un en zengin arazi sahiplerinden biriydi. Aynı zamanda İstiklal savaşında Efsus Kuvay-i Milliye Komutanlığını yapmış Mülazım-ı Evvel Üsteğmen rütbesinde, babası ise Binbaşı Hacı Mehmet Efendi idi. Babası ile beraber Çanakkale savaşına katılır babası Çanakkale’de 1915 yılında şehit olunca Köşoğlu Süleyman Efendi Mülazım-ı Evvel Üsteğmen rütbesi ile Yemen savaşına katılır. Yemende Osmanlı ordularının bozguna uğraması üzerine Efsus’a gelir başta Maraş, Antep, Adana, Urfa olmak üzere tüm kurtuluş savaşının tüm cephelerinde savaşmıştır. Ayrıca Atatürk’ün emri ile Hatay’da bulunan Fransız karargâhını basmıştır. Efsus ta Heyeti Merkeziyesini yani Kuvayı Milliye teşkilatını kurarak Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Efsus Kuvayı Milliye Komutanlarından olan Köşoğlu Süleyman Efendi güler yüzlü Binboğanın cesur yiğitleriyle yıllar süren soylu bir direnişten sonra Anadolu’nun bağrından düşmanları söküp atmışlardır. Kendisi cephede savaşırken Tekâlif-i Milliye Emirlerine uymuş cepheden evine haber göndererek evin zahiresi ve tarlalara ekilecek tohumluk buğday ayrıldıktan sonra geriye kalan tüm mahsulatı ordunun ihtiyacının karşılanması için teslim ettirmiştir. Kurtuluş savaşından sonra Köşoğlu Süleyman Efendi memleketi Efsus’a dönmüş savaştan dolayı yetim ve öksüzlerin boynu büküktür, açtır, yoksuldur sahipsizdir. Kendisi öksüzlerin, boynu büküklerin, fakir, fukara babası olarak garibanlara her zaman sahip çıkmış hep yanında barındırmıştır. Çocukluğumdan beri Harman kelimesi benim yanımda çok şey ifade eder. Rahmetli babaannem ben küçükken Efsus’un en büyük harmanlarından birinin dedem Köşoğlu Süleyman efendinin harmanı olduğunu evlerinin çok büyük avlulu ev olduğunu ve ahırlarında çok camız ve evlerinin önünde kağnılarının olduğunu anlatmıştı. Harman çıktığında kağnılar dolusu buğday yüklenir Efsus Ulu caminin önüne fakirlere, garibanlara dağıtılmak üzere getirilir hoca minareye çıkar tüm garibanlara ilan edilirdi. Dedem Köşoğlu Süleyman’ın oğulları Bekçi Hafız İsmail KÖŞ, Mustafa KÖŞ ve Hacı Rıfat KÖŞ Kağnılar dolusu buğdayı getirirler, buğday fakirler tarafından paylaşılırken camızları kağnıdan çözüp yayılması için tarlaya sürülür ulu caminin karşısında kasap Mustafa’ya seslenirler. Mustafa fırına pişirilmek üzere on okka et gönder fırında pişen et oturulup garibanlarla yenildikten sonra tekrar camızlar kağnılara koşulur tekrar buğday taşımaya devam edilirdi. Köşoğlu Süleyman Efendinin harmanı çıktığında öncelikle mahsulat garibanlara dağıtılır ve dağıtma işi bittikten sonra mahsulat eve öyle gelirmiş. Köşoğlu Süleyman dedemin ikinci eşi 105 yaşında rahmetli olan Elif Sezer’in bana anlattığına göre harman çıkınca eşi Köşoğlu Süleyman dedemin Kurtuluş savaşından geldiğinden beri bunu bir gelenek haline getirerek harman çıkar çıkmaz ilk işi garibanlara dağıtmaktı. Çünkü o cephede savaşmış onurlu Türk Milletinin atın dışkısının içerisinden arpa tanelerini seçip yiyerek yedi düvelle yaptıkları harbi asla unutmuyordu. Köşoğlu Süleyman Efendi 1942 yılında Afşin’in Beyceğiz Mahallesindeki harman yerine 68 teneli camız kağnısı dolusu harmanı yığdırmıştı. Bu harman Efsus’un en büyük harmanlarından biriydi. Afşin halkının anlattıklarına göre 1942 yılında 68 adet Teneli Camız kağnısı dolusu harman Köşoğlu Süleyman Efendiyi çekemeyen birisi veya birileri tarafından yakılır. Harman yanarken olayın şahidi yeğeni Halil KÖŞ harman yanarken ben on iki yaşındaydım bana çabuk git Köşoğlu Süleyman emmine haber ver dediler. Emmim havsanın tepesinde göğe yükselen ateşi ve dumanı ben yanına varmadan görmüş. Ben koşarak gittim havsa tepesinde emmin Köşoğlu Süleyman ile karşılaştım bana Halil yeğenim bu yangında ne böyle diye sorunca emmi senin harmanın yanıyor diye emmime söylemem çok zor oldu. Emmim olduğu yere yığıldı vah diyerek çok üzüldü. Aynı ateşle baruttun tutuştuğu gibi harman çok dehşetli bir şekilde yanıyordu. Tüm Afşin halkı harman yerine toplandılar harmandan teneli camızlar dolusu buğday saplarını kucaklayıp kurtarmaya çalışmışlar fakat harman yangınını bir türlü söndüremezler. Yakın komşuları harman yangınını söndürmek için evlerinden örtü, döşek, halı, kilim ne varsa suyla ıslayıp getirmişler bunlarda harman ile beraber yanmıştır. Harman yanarken; Tam o sırada Köşoğlu Süleyman Efendinin avlusunda bulunan camızlar tokalara bağlı bulundukları yularları kırıp böğürerek bağırarak harmanın yanı gelip ağlıyorlar. Köşoğlu Süleyman Efendinin camızlarının harmanın başında böğürüp bağırarak ağlaştıklarına tüm Efsus-Afşin halkı şahit olur tabi bu duruma Efsus (Afşin) halkıda ağlar. 1942 yılında 68 adet teneli camız kağnısı dolusu buğday harmanı kül olmuştu. Bunun yanı sıra Küşne, Mercimek, Nohut, Fasulye, arpa, fiğ gibi mahsulatta yanmıştı. Yanan harmandan sadece üç kağnı dolusu harmanı zor kurtarılmıştır. Efsus-Afşin’imizin alim hocalarından rahmetli Çakır hocası Durdu Mehmet PAKÖZ Efendi yanan harmanın başında ağlayarak ey ahali Köşoğlu Süleyman efendiye ait Efsus’un en büyük tahıl ambarlarından biri yanarak kül olmuştur bu hayra alamet değildir bunun vebali çok büyüktür diye ahaliye hitap etmiştir. 17 yıl Mısırda tahsil görmüş büyük alim Çakır hocası Durdu Mehmet PAKÖZ Efendinin dediği gibi tam 1942 yılında kıtlık olmuştur. İyi bir teneli camız kağnısı dolusu harmandan tam 500 çelik mahsulün çıkacağını anlatan büyüklerimize göre 68X500=34.000 çelik yapıyor. Yani 34.000 bin çelik 34.000X11=374.000 bin ton mahsulün harmanı ile beraber Küşne, Mercimek, Nohut, Fasulye, arpa, fiğ gibi mahsulatlar bir hain tarafından yakılmıştı. Tabi olaya Elbistan ve Efsus jandarmaları el atmıştı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün silah arkadaşlarından Mülazım-ı Evvel Üsteğmen Köşoğlu Süleyman efendinin harmanı neden yakılmıştı. Kim yakmıştı? Neden yakıldı; Köşoğlu Süleyman efendiye şüphelendiği birisinin olup, olmadığı sorulduğunda hiç kimseden şüphelenmediğini söyler. Tabi harman yangınından sonra İstiklal savaşı Gazisi ağır vergilerden dolayı tarlalarını teker, teker kaybeder kendisine yetecek küçük bir arazi kalır. Elbistanlı ve Efsuslu İstiklal Savaşı gazisi arkadaşları bu durumu bir mektupla İsmet Paşa’ya İNÖNÜ’YE bildir derler fakat o gururlu ve onurlu olduğundan bunu ret eder. İstiklal savaşı gazisi arkadaşlarına şöyle der Sakarya savaşında Yunana sıkılacak devletimizin kurşunu yoktu varsın devletimiz vergisini alsın der. Hacı Mehmet oğlu Köşoğlu Süleyman 1945 yılında Afşin’de vefat eder. Harman yakılalı tam yetmiş dört yıl geçmesine rağmen Köşoğlu Süleyman Efendinin yakılan harmanı Efsus-Afşin’de halen bir efsane gibi dilden dile, nesilden, nesille anlatılmaktadır. Allah rahmet eylesin nur içinde yatsın dedeciğim.
DERLEYEN
MUSTAFA KÖŞ
ARAŞTIRMACI YAZAR KÖŞOĞLU SÜLEYMAN’IN TORUNU