Yeşil Afşin Gazetesi'nde gençlerin edebiyat-sanat konularında yazılarını paylaştığı Genç Kalemşörler'in 31.sayısı sayısı çıktı.

Genç Kalemşörler Emine Özdemir-1

MADEM Kİ
Madem geldik bir kere dünyaya,
Yaşayacağız elde olanlarla,
Günler geçecek güle ağlaya,
Elden ne gelir ki başka? 

Madem doğduk bekliyoruz ölümü,
Dolu dolu yaşamaya çalışacağız günü,
Gerçek yapacağız imkansız düşü,
Ateşe çevireceğiz bulduğumuz her külü. 

Madem açtık gözümüzü hayata,
Deneyimler edineceğiz hep başka başka,
Durmak yasak! Düşün, çalış, üret, çabala,
Karşılık diye bir şey olmasa da.
  

Genç Kalemşörler Melike Horuz

KAYBOLAN YILLAR
Yağmurlu bir günden yazıyorum sana. 
Umudumun yeniden yeşerdiği bir gün. 
Gidemeyişinin mutluluğunu yaşıyorum kendimce. 
Her bir hücremi sana ait hissediyorum.
Bana öyle güzel bakıyorsun ki,
sana ait olmak istiyorum. 
Seni sensiz yaşamanın zorluğunu yaşıyorum. 
Sensiz geçen her bir yılın hesabını soruyorum.

Genç Kalemşörler Ahsen Nur Kılınç-1

YARINA MAHZAR GELECEK 

Kaybolan düşlerimiz nerdedir Sitare 
Bir derin okyanus girdabına mı esir 
Geceler mehtaba karıştı bilahare 
Güneşin cıvıltısı etmiyor hiç tesir 

Kaybolan gülüşlerimiz nerde Sitare 
İlelebet bir hüsrana bıraktı bizi 
Karlı dağlar mı üstüne düşürdü gölge 
Yoksa karanlık mı dağlar kalplerimizi 

Kaybolan mutluluğumuz nerde Sitare 
Aramıza aylar yıllar yollar mı girdi 
Elbet bir gün olur dediğimiz günlere 
Amansız kara baht gözyaşlarını sildi

Kaybolan umudumuz nerdedir Sitare 
Boşuna mı bunca arayış bunca cefa
Evvela konuk olmuş virane kalplere 
Daha sonra fakirin ekmeğine reva 
 
Kaybolan geleceğimiz nerde Sitare 
Yarını gösteren pusula olmak lazım 
Ümitsiz gelecek mi olur hiç Sitare 
İstikbal bizimdir bunu göklere yazın

Genç Kalemşörler Ulviye Nur Hurmanlı

GÜNAŞIRI ÖZLEM

Kimlere ışık oluyor şimdi gözlerin,
Sahte miydi seviyorum diyen sözlerin,
Sebebi özlemin bu karanlık gecelerin.
Ey vefa bilmeyen adam neredesin?

Yüreğimde tutuşuyor şimdi bir kor ateşi,
Omzumda raks ediyor Azrail’in kendisi.
Adın geçmiyor şimdi mısralarımda,
İçimde çığlık çığlığa her hecesi…

Gururum ihanet ediyor yaşamıma,
Filizlenmeden toprak olan sevdamıza,
Her poyrazda içimi sızlatan kokuna,
Sayamadığım kirpiklerine…

Anlamı var mı şimdi bensiz yaşamın?
Sonu gelmiyor 21 Aralıkların,
Oysa bir mayıs akşamıydı,
Beni alıkoyan sonsuzlukların…

Gittin gelmez oldun,
Halim neci sormaz oldun,
Gözlerin beni bilmez oldu,
Yemin mi ettin yoksa gelmemeye?

Genç Kalemşörler Emir Yusuf Özmen

GÖZ
Gözlerin nasıl da bu kadar sihramiz
Sanki kendine mecbur ediyor
Bakışların da hayli saf ve temiz
Sanki her gün selsebîlde yıkanıyor

Gözlerinde görüyorum her şeyi
Yansıması sanki Firdevs’in
Beşerin kuşkusuz en güzeli
O mehtap gibi gözlerin

Kirpiğinin altı bir beyaz güvercin
Bende hazarı sağladı çoktan
Nasıl dersen de şunu bil
Çünkü vazgeçmiştim aşktan, sevdadan

Genç Kalemşörler Emirhan Yıldırım

İNSAN ŞARKISI PART 2
Sakarya Nehrinin Doğusu 
-Ahh,dostum şu çadırlara bak! Yamalı çadırları ilk burada görüyorum.
-Tek derdimiz çadırlar olsun Hikmet! Eskişehir'de kaybettik diyorlar. Bak şu adamın haline.
-Ailemi Eskişehir'de kaybettim ben!  Artık neden savaşayım ki? Söyle bana komutan! Kaybedecek daha neyim kaldı ki?
         ………………………………
-Paşa sizi çağırıyor efendim.
-Tamam geliyorum yaver. Sanırım şimdi hesap vakti. Gökte bulut olmasa da kara bulutlar toprağımızda. Umut ne hüzündür,hasretse barışa gönül. Ne yapalım biz elimizden geleni yaptık. Varsın yetişmesin mezarımızın üstünde çicekler. Göğsümüzdeki harçerden kurtulduğumuza yeğleriz. Düşmüş şimdiden tüm omuzlar. Eğilmeye başlamış biraz,başlar. Sonunda Paşa'nın çadırına geldim.
-Paşam,kaybettik. Eskişehir'de kaybettik! Yurdu kaybettik!
-Hayır,İsmet biz kazandık!

         ………………………………
Yer gök gerçekten sallanıyor gibi. "Paşam deprem mi oluyor? " Paşa yok! Çadırlar yok! Bu yumuşak şey de nedir? Hastanede miyim? İçerisi çok havasız kalmış. Gündüz neden perdeler kapanır ki? Belimdeki bu sızı nedir? Bir yerden mi düştüm? Gerçekten hastanedeyim o halde. Temmuzda değil miydik? İçerisi neden bu kadar soğuk? Yunanlar sınırda, kalkmam lazım! "Ahh,yatak neden bu kadar yüksek?" Odanın tasarımı nedir böyle! Batı'da mıyım ben yoksa? Masanın üstünde değişik bir lamba var. Çerçeveli lambalar ancak İngilizlerde vardır. İngilizlerin eline düştüm demek o zaman. "Nahide hanım evde köpek beslediği için site yönetici ile arbede yaşadı" Bu ses nedir? Bu garip ağızı ilk kez duyuyorum. O zaman Türkler de var yanımda! Bu nasıl kapıdır böyle? Hangi malikanedeyim acaba? Çerçeveli lamba renk de değiştirebiliyormuş! Duvarda gazete kupürleri var. Yunanca ama sanırım. Bu alfabeyi daha önce çok görmedim. Paşa'nın resmi var. Bir yeri açıyor sanki. Birçok benzer resim var. Kaç aydır yatıyorum acaba. O zaman savaşa ne olmuştur! "Hayır İsmet, biz kazandık " Evet! Boyun eğmedik! Asla da boyun eğmeyiz! Karşımdaki tablo gibi,Galata Kulesi gibi dik durduk! "Gvak,gvak,gvak..!" Martı sesi! Galata kulesi neden büyüyor? Midemdeki bu bulantı da nedir? Dönüyor dünya,şaşıyor feleğim. "Gvak,gvak,gv…

             ……………………………
Boyun eğdim."Gvak,gvak,gvak..!" Arşa değer insanların toynakları gözüpek sevince. Nal taktırmamışsa zift olur yüreği. Ahh,işte özgürleşen şiirlerim ile sıradan bir gün! Beyoğlu'da gerçekten beyin oğlu gibi görünüyor gözümde. Asil ve huzurlu. Kangren gönlüme huzur yaramıyor ama… Kendime sandalye çekmek,garip geliyor. Yalnızlık böyle birşey sanırım. Gökyüzü ruh halimle tezat."Gvak,gvak,gvak" Bulutsuz. Sanki o gün gibi… "Gvak,gvak,gv…"

         ……………………………
"Yıldızları en iyi burada görebilirsin." Sen gökyüzüne bak. Ben de sana. Bu yeterli bana. 
-Yıldızlar bence yalnız ondan bu kadar parlıyorlar. Haksız mıyım Cem?
O zaman sen ne kadar yalnızsın… Bu kadar çok parlıyorsun."Bence çok parlak olduklarından yanlarına kimse giremiyor. Aslında yalnız oldukları için parlak değiller. Parlak oldukları için yalnızlığa mahkûmlar

Genç Kalemşörler Hayrunnisa Kılınç

“HİSSETTİM”

Gözlerim daldı bir boşluğa,
Hüzün sardı geceyi ansızın.
Sözlerin yankılanıyor hâlâ,
Ama kalbim susmuş—o, sessiz anısın.

Hissettim, son kez baktığını,
Hissettim, elimi bıraktığını.
Sakladım gözyaşlarımı senden,
Anladım, yalnızlık kaderimmiş zaten.

Bir iz bırak, beni hatırla,
Belki bilinmeyen bir yolda buluşuruz bir gün.
Ama şimdilik bu bir veda,
Sonsuzluk benim yüreğimde bir düğün.

Hissettim, kalbin kırıkmış zaten,
Hissettim, suskun kalmış hikâyen.
Sakladım umutlarımı senden,
Anladım, hayaller bitermiş erken.