-Hazırlanan GÜLE GÜLE ÖLLLLDÜK kitabımdan-
Kıymetli dostumuz, meslektaşımız, aynı zamanda Ahrazoğlu mahlasıyla şiir yazan Ahmet Söyler, 1973’te Çobanbeyli kasabasında öğrencidir. Amcası Kel Cuma ile birlikte haziran sıcağında ekinlerini gezmeye çıkarlar. Rahmet bol yağmış ekinler güzel olmuştur. Tanır yolundan başladıkları geziyi, epey yorulmuş halde Aşağıçayır köyünün yolunda bitirirler. Eve yaklaşınca Kel Cuma, mahalle bakkallığı yapan Kalo Ömer’i kapıda görünce selam verip sorar:
‒ Omar emmoğlu, gözüm fena ağrıyor, bir merhemin yok mu la?
Malum eskiden, berberler sünnet ve hacamat ederler, diş çekip iğne vururlardı. Bakkallarda Aspirin, Opon ve Gripin’nin yanı sıra bazı merhemler de satılırdı.
Kalo Ömer cevap verir:
‒ Ayıbettin Cuma emmoğlu, olmaz mı, hem de en iyisinden var.
Üçü arka arkaya dükkâna girerler. Kalo Ömer’in güzelliği ile ünlü sazı duvarda asılıdır. Ahmet Söyler’in saza çok merak ettiği zaman olduğundan dayanamaz; alır sazı bir yere oturup başlar çalmaya... Bu ara Kalo Ömer, Kel Cuma’nın gözüne merhemi özene bezene sürer. Bitince tembih eder:
‒ Emmoğlu şöyle birkaç defa aç-kapa heeri. Az gapa da gözüyün her yerinea bulaşsın.
Kel Cuma da söyleneni yapmak ister; ama ne mümkün; göz kapaklarını kımıldatamaz bile. Şöyle azıcık aralayabildiği gözünün ibiğinden Kalo’nun elindeki merhemi görür görmez karşıdaki çeşmeye koşması bir olur. Koşarken de ağzına geleni sıralar:
‒ Vay Omar senin ananı avradını bilmem nediyim…
Kel Cuma’nın küfürlerle karışık bağırmasını duyar duymaz sazı bırakıp bakan Ahmet Söyler ne görsün; Kalo Ömer’in bir elinde merhemin başlığı, ötekinde ise UHU (yapıştırıcı) vardır.
……………………………………………………….
AHMET SÖYLER ( AHRAZOĞLU )