Bireyin yaşadığı ilk çevre olan aile, kişiliğin oluşmasında en önemli çevresel faktördür. Ailenin çocuk yetiştirme biçimleri, anne baba yokluğu, çocukların doğuş sırası, çocuğa sağlanan beslenme ve öğrenme yaşantıları, ailenin büyüklüğü, aile içerisinde eşler arasındaki ilişkiler, ailenin maddi imkanları, ailenin dini inanışları gibi faktörlerin, kişiliğin oluşmasında oldukça belirleyici rolleri bulunmaktadır. Bireylerin kişiliklerinin oluşmasında ailenin çocuk yetiştirme biçimleri de oldukça etkili olmaktadır.
Çocuk gözlerini dünyaya açtığında yoğrulup şekillendirilmeye hazır bir hamurdur. Bu hamuru anne ve baba olarak, çevrenin de yardımıyla anne baba şekillendirir. Çocukların özellikle 6 yaşına kadar olan gelişim döneminde iyi bir model olunmalıdır.
Neler yapılmalıdır?
Kuralların neden konduğu ve beklentilerinizin önemi anlatılmalıdır. Çocuklar niçin bazı işleri yapmak zorunda olduklarını anlar ve bilirlerse, ailesine yardım etmeyi, değişimi kabullenmeyi ve bağımsız davranmayı benimserler.
Beklediğiniz davranışı hatırlatmada tablo ve liste gibi çocuğunuzun dikkatini çekecek birtakım görsel araçlar kullanmak faydalı olabilir. İstenilen davranış sergilendiğinde uygun pekiştirmeler kullanmak (“Bunu yaptığını görmek beni mutlu etti” gibi) davranışın sergilenme sıklığını artırmada büyük önem taşır.
Değerlendirme yaparken kullandığımız dil de çocuğun özgüveniyle yakından ilintili olduğundan, pozitif bir dil kullanmak önemlidir. (Örneğin; … yapmakta başarılı olduğunu görüyorum, ancak konusunda biraz daha gayret göstermen başarını artıracaktır.)
Ceza onu istediğiniz şekilde davranmaya itebilir. Ancak bu sadece korktuğu için olacaktır. Çocuğunuz için en iyisi, doğru olanı kendi istediği için yapmasıdır. Oyuncağı yere vurmaya devam edersen kırılabilir ve bir daha bu oyuncakla oynayamazsın, oyuncak sana ait ister vur ister vurma. Eğer vurmaya devam ederse oyuncak kırılacak ve çocuk kendi kendini cezalandırmış olacak ve herhangi bir yaptırım uygulamasına gerek kalmayacak, çocuk ise yaptığı davranışın sonucuna katlanmış olacak.
Çocuklarını başkalarıyla kıyaslayan ebeveynler aslında çocuklarında seni reddediyoruz, kabullenmiyoruz izlenimini oluşturur.
Çocuğun içinde yetiştiği ortamda en önemli etken eşler arasındaki ilişkidir. Ebeveyn ilişkisinin sağlıklı olduğu ortamda çocuk sağlıklı yetişir aksi taktirde bu durum çocuğa yansır ve anne baba farkında olmadan çocuğa yaşamın her yönünde model olmaktadır.
Çocuğa zaman ayırmalı, çocukla konuşmak için farklı sohbet konuları yaratmalı, sık sık söz hakkı vermeli, çocukla konuşurken çocuğun gözlerinin içine bakmalı, onu can kulağı ile dinlemeli, fikirlerine değer verdiğimizi hissettirmeliyiz”
Çocuğa yaşına uygun sorumluluklar vermeli, onu takdir etmeli, başkalarının yanında küçük düşürmemeli, başka çocuklarla kıyaslamamalı, eleştirmemeli ve yargılayıcı olmaktan çekinmeliyiz. Çocuğu topluluk içerisinde söz alması için cesaretlendirmeliyiz. Çocuğun istek ve ihtiyaçlarına duyarlı olmalı, başarması için fırsat vermeli, inançlarına ve fikirlerine saygı göstermeli, doğru yaptığı şeyler için övmeliyiz.
Çocuklar iyi bir gözlemcidir. Önce izler sonra davranır. Anlatılanları değil yaşadıklarını öğrenir. Bir şeyi yapmasına izin vermeyip eğer o davranışı siz yapıyorsanız anne baba olarak kendinizi kontrol etmelisiniz.
Sonradan izin vereceğiniz konuya başta hayır demeyin. Çocuk size güvenmeyi ve inanmayı kararlı tutumunuzla öğrenir.
Anne baba arasında ağız birliği olmalıdır aksi halde benmerkezci olan çocuk ona uygun kararı seçecektir. Ayrıca farklı mesaj alan çocuk iyi-kötü ayrımına varamaz.
Çocuk eğitiminde temel iki unsur sevgi ve disiplindir. Böylece çocuk kendi kişilik sınırlarını, sosyal sınırları ve sosyalleşme sürecinde bazı değer yargılarını öğrenir. Bütün bunlar çocuğa hayat becerisi kazandırır.