Bu yazımda birkaç yıl eskiye gideceğiz yine; çocukluğuma... En çok özlediğim zaman diliminden en çok özleyeceğimiz insanlardan birinden söz edeceğim size. Ahmet amca. Koca çınarımız, aile büyüğümüz. Kayan son yıldızımız...
Savcı Ahmet Duran Şahin.
Savcı Ahmet Duran Şahin.
* * *
Hani kimi insanlar vardır, tanıyabilme fırsatınız olduğu için şanslı hissedersiniz. Büyük insan derler ya hani, Ahmet amca o sözün ete kemiğe bürünmüş hali.
Çalışkan, zeki, dimdik durabilen ve gölgesi bir çok insana yeten.
Hani kimi insanlar vardır, tanıyabilme fırsatınız olduğu için şanslı hissedersiniz. Büyük insan derler ya hani, Ahmet amca o sözün ete kemiğe bürünmüş hali.
Çalışkan, zeki, dimdik durabilen ve gölgesi bir çok insana yeten.
* * *
Biraz eskilere dayanıyor Ahmet amca'lı hikayelerim.
Henüz 5-6 yaşlarımdayken onların evine gittiğimde kocaman cüppesini giyip bir hukukçu edasıyla salına salına yürüdüğüm yıllar bunlar.
Henüz meslek kavramını oturtamamış yaşta olmama rağmen ''ben hukukçu olacağım'' diye net renkler katabilmişim hayatıma. İdol olarak görmüşüm çünkü.
O evde bulunan ahşap el yapımı sandalyelere hayranlık duyardım hep. Her birinin üzerinde kuzenlerimin ismi yazıyordu. O sandalyelere oturmak bile çok keyifliydi benim için ki, kuzenlerim zaten çok uzunlar sığmazlar ki bu sandalyelere diye düşünüp sahiplendiğim anlar da olmuyor değildi yani.
Yine ahşap küçük bir cami vardı uzun uzun izlediğim.
Bahçedeki meyveler, çiçekler. En keyifli anlarıma şahittiler.
Ahmet amca çok bulmaca çözerdi. Eve girdiğimizde ilk o bulmacalar çarpardı gözüme. Bazen merak eder oturur izlerdim.
O zaman kelimelerle pek haşır neşir olmadığımdan ahmet amcanın yardımıyla ben de bir kaç harf yazardım gazeteye.
Biraz eskilere dayanıyor Ahmet amca'lı hikayelerim.
Henüz 5-6 yaşlarımdayken onların evine gittiğimde kocaman cüppesini giyip bir hukukçu edasıyla salına salına yürüdüğüm yıllar bunlar.
Henüz meslek kavramını oturtamamış yaşta olmama rağmen ''ben hukukçu olacağım'' diye net renkler katabilmişim hayatıma. İdol olarak görmüşüm çünkü.
O evde bulunan ahşap el yapımı sandalyelere hayranlık duyardım hep. Her birinin üzerinde kuzenlerimin ismi yazıyordu. O sandalyelere oturmak bile çok keyifliydi benim için ki, kuzenlerim zaten çok uzunlar sığmazlar ki bu sandalyelere diye düşünüp sahiplendiğim anlar da olmuyor değildi yani.
Yine ahşap küçük bir cami vardı uzun uzun izlediğim.
Bahçedeki meyveler, çiçekler. En keyifli anlarıma şahittiler.
Ahmet amca çok bulmaca çözerdi. Eve girdiğimizde ilk o bulmacalar çarpardı gözüme. Bazen merak eder oturur izlerdim.
O zaman kelimelerle pek haşır neşir olmadığımdan ahmet amcanın yardımıyla ben de bir kaç harf yazardım gazeteye.
* * *
Ailedeki bir çok durumda Ahmet amcaya danışılır, akıl alınır yardım istenirdi. Ve Ahmet Amca tecrübesiyle hepimizi şaşırtırdı. Eksildik, yarım kaldık hepimiz. İçimizde garip bir özlem olacak hep. Yattığı yer nur olsun Ahmet Amcamızın.
Ahmet amca duruşuyla, yapısıyla hep asaletini belli ederdi. Ona hepimiz büyük saygı duyardık ve duyacağız da. Ailemizin koca çınarı, büyüğü, saygı duyulanı Ahmet Amca. Anlatılması saatler sürecek, anlatmaya kelimeler yetmeyecek olan, sevilen sayılan ve artık çok özlenecek olan abimiz, amcamız, her şeyimiz.
Mekanın cennet olsun. Hepimizin başı sağolsun.
Ailedeki bir çok durumda Ahmet amcaya danışılır, akıl alınır yardım istenirdi. Ve Ahmet Amca tecrübesiyle hepimizi şaşırtırdı. Eksildik, yarım kaldık hepimiz. İçimizde garip bir özlem olacak hep. Yattığı yer nur olsun Ahmet Amcamızın.
Ahmet amca duruşuyla, yapısıyla hep asaletini belli ederdi. Ona hepimiz büyük saygı duyardık ve duyacağız da. Ailemizin koca çınarı, büyüğü, saygı duyulanı Ahmet Amca. Anlatılması saatler sürecek, anlatmaya kelimeler yetmeyecek olan, sevilen sayılan ve artık çok özlenecek olan abimiz, amcamız, her şeyimiz.
Mekanın cennet olsun. Hepimizin başı sağolsun.