Zihinsel Travma
Piyango bileti almak isteyenler metrelerce kuyruk oluşturuyor. Kuyrukta bekleyenlerin farklı farklı düşünceleri var. Bir tanesi, yüklü para çıkarsa bağışta bulunacakmış. Buda alın teriyle kazanma isteğinin toplumda yok edildiğinin bir başka göstergesi. Her haksız ve meşru olmayan kazanç aynı kapıya çıkar. Bir yerdeki haksız istek, bir hakkın gaspını ortaya koyar. Hak olana karşı haksızlığın galibiyeti anlamına gelir. Meşru olanla, gayrimeşruluğun savaşıdır. Bir alanda gayrimeşruluğun hâkimiyeti, önlem alınmaz ise her alana sıçrar. Gayrimeşruluk zımnen de olsa birilerinin gözünde meşruiyet kazanır. Muhitten merkeze doğru bakıldığında bu kokuşmayı her alanda görebilmek mümkün. Yanlış üzerine bina edilen bu anlayış, her tekrarında bir başka yanlışı yaşatıyor. Yanlış zinciri de böylelikle uzayıp gidiyor. Kural ve kaide tanımaz hale geliyor.
İstanbul sokaklarında toplanan 100 kadar bayan, önlerinde pankart açarak yürüyorlar. Pankartta “hükümet istifa” sloganı öne çıkıyor. Farzımuhal, hükümet istifa etse yerine kimi koyacaksınız? Şuanda 80’in üzerinde parti var. Bunların hepsinin toplam milletvekili sayısı 240’ı bulmuyor. Bununla da sayısal çoğunluk elde edilemiyor. Eksik olan milletvekili sayısını o topluluk içindeki bayanlardan mı tamamlayacaksınız? Milleti güldürtmeyin. Sabahleyin erken kalkan yürütmeye nizam vermeye yelteniyor. Bir araya gelen kendini bilmez üç-beş kişi hükümete ültimatom vermeye kalkıyor. Yakasının düğmesini düzgün iliklemesini bilemeyen aleme nizam verme sevdasında. Türkiye ucuz kahramanlığın bol olduğu bir ülke. Haddini bilmezliğin, ilkesizliğin sınırı kalmadı. Dur durak bilmez oldu. Halk yıllardan beri gereksiz yere politize edildi. Akşam -sabah her yerde politika konuşulur hale geldi. Her duyduğu söze ve habere balıklama dalan tipler çoğaldı. Olaylara Müslüman duyarlılığıyla bakma ferasetinden yoksun hale gelindi. Oysa “ size bir fasık haber getirdiğinde onun doğruluğunu araştırın…” “her duyduğunuz sözün arkasına düşmeyin, bundan tüm uzuvlar sorumludur” değişmez ilkelerini Müslüman, görmezden gelemez, göz ardı edemez. Haksız kazançlar kadar, haksız ithamlarda tehlikelidir. Ya haksızlık adına kurulan tuzaklar Allah’ın affedemeyeceği kul hakkıdır.
Para sayma kasasını, pardon para sayma makinasını polisin koyduğu iddiası güçlendi. 4 buçuk milyon dolar ise bir değil 150’den fazla ayakkabı kutusuna ancak sığabilir. Herkesin ayakkabı kutusunda da para yok. Toplumda buradan bir hükümete antipati oluşturma başarılı olmasa da, kısmen inananlarda yok değil. ama içimizdekilerin onlara hizmet etmelerine ne demeli. Bu geleneğin geçmişinde hiç alakası olmayan bir siyasi lideri eroin kaçakçılığından bile yargılattılar. Bugün ki tezgahın içinde yer alanlar dünkülerin uzantılarıdır.
Şu 15 gün içerisinde, TL’nin döviz karşısında uğradığı değer kaybını nasıl görmezden gelebiliyorlar. Kuzey Irak petrollerinin parasını Halk Bank üzerinden alıp Amerika’ya kaydırılması, sizi rahatsız etmiyor mu? 120 milyar doları aşan Türkiye’nin kaybı bir dış operasyon sonucu değil de nedir? Hizmet, savcı, sağcı, solcu, ulusalcı gözüyle bakılınca, bu kayıplar kazanım olarak mı görülüyor? Bu durum, saydıklarımız ve yazamadıklarımız cephesinde bir algı bozukluğu olduğunu ortaya koyuyor. Gerçekleri görmeye, anlamaya, algılamaya dünden daha çok mecburuz.
2014 yılının hayırlar getirmesini diliyorum.
Vesselam…