Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Afşin Meslek Yüksekokulu Öğretim elemanları Afşin’in son on yıl içinde 2007’deki nüfusu 84.786’ten 2016’da 81.591’a düştüğüne ilişkin 17.10.2017 tarihli bir araştırma raporu yayımlamıştı. Buna ilişkin ayrıntılı değerlendirme yazım Yeşil Afşin Gazetesinde 20 Kasın 2017’de yayımlanmıştı. Biz ayrıntıya girmeden bir ülkenin nüfusu hatırı sayılır biçimde (1.6 oranında) artarken bir ilçenin nüfusunun neden düştüğü sorusuna cevap bulmaya çalışacağız.
Sorunun Ortaya Konulması
Rapor önce 2007-2016 yılları arasındaki nüfus istatistiği ile başlıyor. Afşin’de sadece 2007 yılında 84.786’dan 2008’de 86.926’ya ve 2015’te 81.390 ve 2016’da 81.591 yükseldiğini, 2009-2010-2011-2012-2013-2014 yıllarında ise Afşin’in nüfusunun azaldığı görülmektedir.
Yayımlanan araştırma raporunda ilçe nüfusunun neden düştüğüne ilişkin soruya Afşinlilerin verdiği cevapların oranları da vardır. 668 denek üzerinde yapılan anket sorgulamasında nüfus düşüşü doğum oranının azalmasından kaynaklanmadığına göre ilçe dışına göçün olmasıyla açıklanır. O zaman Afşin ilçesi neden dışarıya göç vermektedir sorusuna cevap aramak gerekiyor.
Göç Verme Nedenleri Frekans Analiz Sonuçları
Tabloda olduğu gibi göç verme nedenleri ile ilgili oluşturduğumuz ve göç verme nedenlerini ortaya koyan 20 önermeyi katılımcıların tamamı cevaplamışlardır. Oransal olarak baktığımızda, göç nedeni olarak görülen önermelere "Katılıyorum" cevabını verenlerin yüzdelik oranları, "Katılmıyorum" cevabını verenlerin yüzdelik oranlarından her önerme için fazla çıkmıştır. Tabloda "Katılıyorum" cevabı verenlerin oranı %42,6 ile %82,2 arasında yüksek oranlarda değişmektedir. (KSU Afşin Meslek Okulu Akademik Araştırma Raporu).
Bir yerleşim yerinde nüfusun azalmasını tek bir etkene indirmek mümkün olmadığı gibi açıklanabilir makul tek neden de bulamayız. Maraş’ta Lisede okuduğumuz 1971-1972-1973 yıllarından beri Afşin’in yazın tozundan, kışın çamurundan şikayet pek yaygındı. Sonra sert geçen ağır kış şartları Afşinli dar gelirli hemşerileri canından bezdirirdi. Varını yoğunu ısınmak için yakıta verdiği için “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” sözü yöremizin atasözleri arasına girmiştir. Çoğunluğunun geçim kaynakları bahçe tarımı (meyvecilik-sebzecilik) ve çiftçilik olan bir halkın tarım araç ve gereçlerini kış mevsiminde ısınmak için yakmak zorunda kalması Afşinlilerin, gözünden Afşin’i o zamandan beri düşürmekteydi. Baharlarına ve yazına doyum olmayan ilçemizin kışı bunları unutturacak denli yamandı. Afşin meyve ve sebze yetiştiriciliğinde bulunmaz verimli bir bölgeydi. Bağcılık ve bahçecilik ön plandaydı. Üzüm ve duttan envai çeşit kuru şıra ürünleri yapılır ancak satılmaz, kışlık için biriktirilir bir kısmı da konu komşuya dağıtılırdı. Yolların kavşağında en azından şehirlerarası bir yol üzerinde bulunmadığından bu ürünlerin ne satışı ne nakliyesi ne de pazarlanması mümkündü. Ancak mekkarecilik (yerel sözcükle gölükçülük) le Afşin’in kuzey köyleri, Sarız ve Pınarbaşı’na yaş ve kuru üzüm ile dut kurusu götürülüp buğday, yağ ve yoğurt getirilir, unluk bulgurluk tutulur, tarhana yapılırdı. Nakitle değil de takasla ihtiyaç maddeleri el değiştirirdi. Ancak 1978’den sonra kurulan termik santralle Afşinliler yokluğu ve yoksunluğu unutur, elleri para, altları araba görür oldu. Hemşeriler, atadan dededen kalma ahşap evlerinin yerine ya da bahçelerine oturulabilir, dam akma sorununun yaşanmadığı betonarme ve çatılı evler yaptırdılar. İlçeye akla gelmeyecek ölçüde para girişi oldu. Esnaf, zenaatkar ve işçiler durumlarını düzelttiler. Santral bir iken iki, iki iken üç oldu. 1980’den 2000’in ilk yıllarına kadar Afşin ekonomik açıdan deyim yerindeyse ihya oldu. Sadece ilçe halkı değil, dışarıdan gelen mühendis, teknisyen, usta ve işçiler de iyi gelir elde edip ilçeye parasal yönden katkı yaptılar. İlçe dışarıdan ve köylerinden inanılmaz göç aldı ve yıllara göre nüfusta büyük artışlar yaşandı. 2000’li yılların başından itibaren gerek santralde gerekse kömür işletmelerinde işin rölantiye alınmasıyla, ya da işletmenin özel sektöre devriyle önce yerli olmayanlar için Afşin’de yaşamanın bir cazibesi kalmadı. Bu durum memleketlerine ya da kentlere yönelmelerinde önemli bir etken oldu. Ardından işi bozulan ya da belli bir birikim oluşturup şehirde bir daire alıp K. Maraş’ta yaşamayı, yazları da bağ ve bahçelerinde serinlenmeyi yeğleyenler ilçeden uzaklaştılar.
Sorunun İrdelenmesi
Araştırma ekibinin 20 kalemde sorduğu soruların cevaplarına bakıldığında “katıldıklarını söyleyenler’le “katılmadıklarını söyleyenler”in arasında makasın açıldığı kalemler şöyle sıralanmaktadır. İlçeden dışarıya göçün hangi etkenlerden olduğuna ilişkin araştırma ekibinin sorduğu sorulara katılıyorum diyenlerle katılmıyorum diyenlerin arasındaki oranın yüksek olması yani makas açıklığının çok olduğu beş kalemi değerlendirmeye alıp şu sıralamayı yaptık. Kalemlerin sonuna aldığımız rakamlar “katılıyorum” diyenlerle “katılmıyorum” diyenlerin oranları arasındaki farktır. Tablo incelendiğinde zaten bunlar görülecektir.
-19. sıradaki daha iyi yaşam koşullarına sahip olma isteği 67
-8. sıradaki istihdam olanaklarının yetersizliği ve büyük kentlerde yoğunlaşması 66
-2. Sıradaki Termik santrallerinin de etkisi ile oluşum hava kirliliğinden kaynaklanan ciddi sağlık problemleri (kanser vb gibi) 64
-5 ve 13. Sıradaki Kentsel altyapı hizmetlerinin yetersizIiği 59 ve Büyük şehirlerdeki-imkanların ve sosyal yaşamın çekiciliği 59
-18. Sıradaki Gelecek kuşaklara ve çocuklara daha iyi bir gelecek hazırlayıp bırakma düşüncesi ve isteği. 57
-15. sıradaki Mevcut işlerdeki ücretlerin yetersizliği 49
Yukarıdaki araştırma tablosunda bu ankete katılan Afşinlilerin verdikleri cevapları şöyle okumak gerekir. Afşin’in dışarıya göç vermesinin ilk nedeni daha iyi yaşam koşullarına sahip olma isteğidir. İkinci neden: ancak büyük kentlerde iş bulunması, üçüncü neden termik santrallerin neden olduğu ileri teknolojinin insan sağlığı için tehditkar etkileri, dördüncü neden kentsel altyapı hizmetlerinin yetersizliği ve büyük kentlerdeki imkan ve sosyal etkinliklerin çeşitliliği, beşinci nedeni de ebeveynlerin çocuklarını daha iyi bir geleceğe hazırlama istekleridir. Diğer on beş kalemde alternatiflerin oranlarının makasın arası fazla açılmadığı için değerlendirmeye almadık.
Bunların her birini çözümleyecek olursak, insanların mevcut hayat şartlarından daha iyi şartlarda yaşamak istemeleri tabi ve makul bir taleptir. Bu yüzden kimse kınanamaz, ayıplanamaz. İnsanlar bu isteği açıkça dillendirmeseler bile bilinçaltında bulunacak önemli bir etkendir. Göç’ün 2. nedeni olarak gösterilen “ancak büyük kentlerde iş bulunabileceği” gerekçesi de ilçeden göç etmek için önemli bir etkendir ancak bunun ilçenin nüfusunun mevcut sayısından aşağı düşürecek denli etkili olabileceği iddialı bir yaklaşımdır. 3. neden olarak gösterilen “termik santrallerin insan sağlığını tehdit edici bir etkiye sahip olduğu ve sakinlerin taşınmasını gerektirdiği” görüşü de kabul gören bir yaklaşımdır ancak santrallerin etkin bir biçimde çalıştığı ve ilçe sakinlerine önemli ekonomik katkı yaptığı seksenli, doksanlı ve iki binin ilk yıllarında ilçeden bu yüzden göç’ün olmadığı düşünülürse göçün öncelikli nedeninin kişilerin sağlık sorunu olmadığı görülür. Araştırma tablosunda 4. neden olarak görülen “kentsel yapı hizmet ve imkanlarının ilçede olmayışı”nın göçe neden olduğu yaklaşımı da geliri yeterli olan insanların öncelikli talepleri arasına girer. Afşin’den göçün 5. nedeni olarak gösterilen ebeveynlerin çocuklarını daha iyi bir geleceğe hazırlamak istemeleri de ancak ekonomik sorunlarını çözen, maddi sıkıntıya düşme ihtimali olmayan ailelerin göç gerekçesi olabilir.
Araştırmadaki anket sorularında olmayan ama ilçemizden göçün önemli bir etkenin de şehirlerarası yolların kavşağında, hatta şehirlerarası bir yolun üzerinde bulunmayıp Göksun-Elbistan yolundan 5-7 km. dışında kör bir noktada kalmasıdır. Bir yerleşim biriminin gelişmesinde yol üzerinde bulunması ya da yol geçmesiyle nice köy ve kasabaların ilçe ve kente dönüştüğüne ilişkin tarihte pek çok örnek gösterilebilir. Göksun-Elbistan yolunun Afşin’den geçmemesi toplu taşıma araçlarıyla yolculuk yapan hemşerileri ve özellikle de öğrencileri hem rahatsız hem de rencide etmektedir. Afşin tarihi ve kültürü üzerinde araştırma yaptığım 2006-2011 yılları arasında Sivas’tan otobüsle Afşin’e geleceğim, Terminalde Afşin’e gitmek istiyorum, dediğimde Afşin’i bilmem abi, Erçeni’de inersin. Gece yarısı karda-kışta 5-6 km’yi valizle nasıl yürüyeceğim, diyorum, o senin sorunu abi diyor.
Afşin’in mülki ve mahalli yöneticileri başta olmak üzere Afşin’in tüm etkin ve yetkin kişileri ve halk, bir ortak kamuoyu oluşturarak mevcut Göksun-Elbistan yol güzergahını Afşin’in içinden geçmesini sağlamak gerekiyor. Başka bir seçenek de ya Afşin’den Tanır-Dağlıca-Sarızyolunun şehirlerarası yola dönüştürülmesi ya da Afşin’in Kerevin Mahallesi üzerinden Gürün’e bağlayan bir yol açılması için çaba göstermeliyiz. Aksi takdirde ne tarihi geçmişi ne de Ashab-ı Kehf, Afşin’in nüfusunun düşmesine engel olacağını sanmıyorum.
Bu konuda düşüncesi olan hemşeriler konuya ilişkin görüşlerini ya benim mailime gönderebilir [email protected]ya da yerel basında yayımlatıp hemşerilerle paylaşabilirler. Barika-i hakikat, müsademe-i efkardan doğar (Hakikatin şimşeği fikirlerin çarpışmasından doğar). Hakikatin, tek kişinin düşünceleri arasında değil en az, düşünen birkaç kişinin karşılıklı fikir teatileri arasında ortaya konulan düşüncelerin arasında bulunacağı 2500 yıl önce ilk çağ Yunan düşünürlerinden Sokrates tarafından dillendirilmiştir.
KSU Afşin MYO öğretim elemanlarının yaptığı bu çalışmanın kütüphanelerin raflarında tozlanmaya bırakılmayıp ilçemizin sorunlarının çözümünde önemli bir öğe olarak değerlendirilmelidir.