KADIN; Havva;
Ana, bacı, eş, evlat gibi üstlendiğimiz bu sıfatları, her sıfatta ayrı ayrı özel bir görevmiş gibi yaşamaktayız.
İslamiyet’ten önce yaşama hakkı bile tanınmayan kız çocuklarına,(doğar doğmaz kız çocuklarının toprağa diri diri gömülmesi ve yaşama haklarının ellerinden alınması) İslamiyet’ten sonra kadın olma hakkı verilmiş. Şimdi ise; bağımsız ve demokratik bir ülkede; kadınlarımız seçme ve seçilme hakkına da sahip olmuştur.
Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında, 1926 - 1934 yılları arasında gerçekleştirilen Atatürk Devrimlerinin bir kısmı, kadınların sosyal ve kültürel alanlarda, eğitimde, hukukta, aile içinde, çalışma hayatında, toplumsal yaşamda ve siyasette erkeklerle eşit haklara sahip olmasını hedeflemiştir.
Bu konuda yapılan yasal düzenlemeler, Türkiye Cumhuriyeti'nde toplumsal alanda yapılan en önemli yeniliklerdendir ve birçok Avrupa ülkesinden daha önce gerçekleştirilmiştir. Fransa ve İtalya’da kadınlara 1946’da, İsviçre’de ise 1971’de seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır.
Atatürk'ün girişimiyle kadınların iktisadi ve siyasal yaşama katılmaları yönünde bir dizi değişiklik yapılarak, 1930'da belediye seçimlerinde seçme, 1933'te çıkarılan Köy Kanunu'yla muhtar seçme ve köy heyetine seçilme, 5 Aralık 1934'te Anayasa'da yapılan bir değişiklikle de milletvekili seçme ve seçilme hakları tanınmıştır.
Kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesinin 78.yıldönümü nedeniyle, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'e minnet ve şükranlarımızı sunarken, hemcinslerimin bu özel gününü kutluyorum.