Cumhurbaşkanlığı seçimine bir yıldan az bir zaman kaldı. 2014’ün Ağustos’unda seçim yapılacak. Hem de halk tarafından ilk defa seçilecek Cumhurbaşkanlığına, partiler adaylarını belirlemiş değiller. Çünkü bu seçimden önce Mart 2014’te yerel seçimler var. Her parti yerel seçimlere var gücüyle asılacak. Birbirleriyle kozlarını paylaşacaklar. Her parti sahip olduğu belediye başkanlığını korumaya çalışacak. Ayrıca yeni belediye başkanlıkları kazanmak için tüm gücünü ortaya koyacak. Hangi parti belediye başkan sayısını artırırsa seçimden zaferle çıktığını ilan edecek.
 
Kılıçtaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adaylığı haberi geçti. Daha sonrada emekli olacağı söylentisini aktardı bazı haber kanalları. CHP’li Loğoğlu ise Kılıçtaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı sorusuna “yakışır” ifadesini kullandı. Bu hesap ne kadar tutar? Üstelik bu defa halk seçecek. CHP’li birine “siddiin sene” cumhurbaşkanlığı yolu açılmaz. Yolsuzluk dosyaları ile partiden ihraç edilen Sarıgül sekiz yıl sonra bir kurtarıcı edasıyla partiye davet edildi. Partisinde İstanbul büyükşehir belediye başkan adaylığı bile henüz kesinleşmedi. Ne var ki Sarıgül İstanbul’un sorunlarına projeleriyle çözüm önerilerinde bulunmuyor. Partiye katıldığı günden buyana genel seçim olacak gibi konuşuyor. Kendisinin ve partisinin zaferini ilan ediyor. mart ayında yapılacak yerel seçimleri, genel seçim ve iktidara gelme olarak lanse ediyor. cümle alem bilir ki yerel seçimlerde en çok oyu alan parti hükümeti kurmakla görevlendirilmez. Yerel seçimler sonunda da hükümet olunmaz.
 
Genel başkan Kılıçtaroğlu önceki beyanlarının tutarsızlığı gibi bir açıklamada daha bulundu. Öğrenci yurtlarıyla ilgili “CHP’li tüm belediye başkanlarına talimat verdim. Kısa zamanda öğrenci yurtları yapacaklar.” 5393 sayılı belediyeler kanununda, belediyelerin görev ve sorunlulukları belirlenmiştir. Bu kanunun hiçbir maddesinde belediyenin görevi olarak, öğrenci yurdu yapmak yer almaz. Bir genel başkan bunu nasıl söyleyebilir? Kanundan habersiz olamaz. Şayet bilmiyorsa ne büyük gaflet. Kanunu biliyor da söylüyorsa yerel seçimlerde kaç oy eder? Gerçekten bu tür sözler bir tek oya dönüşebilir mi? Toplumda bu sözler artık kabul görmez olmuştur.
Bir tarafta 150 yıllık rüya gerçekleşiyor. Hükümet tarafından “Asrın Projesi” hayata geçiriliyor. Kıtalar birleştiriliyor. Marmaray’ın açılışı yapılıyor. Aynı saatte muhalefetin genel başkanı Tandoğan’da topladığı kalabalığa hitaben, başbakana ve iktidara sokak ağzıyla iftiralar ediyor. Galiz sözler söylüyor. Bu davranışını kanallardan izleyen sağduyulu insanlar en azından dudak büküyor. Çözüm önerisi ortaya koyamayan muhalefetin genel başkanı seçimlerde oylarını koruyamama sıkıntısı yaşıyor. CHP’lilerde bunu görüyor ve kendi içlerinde çözüm arıyorlar. Bu genel başkanla iktidar olunamayacağını fark edenler boş durmuyorlar. Bir kısım CHP’liler, Kılıçtaroğlu’nu Cumhurbaşkanlığına aday göstererek ondan kurtulmanın yolunu arıyor olabilirler. Sarıgül’ü partiye getirenlerin bir genel başkan arayışı içine girdikleri belli. Türkiye gerçeğiyle yüzleşmeyen, halkı kucaklamayan kim gelse CHP’yi iktidara taşıyamaz. Kimi genel başkan seçerlerse seçsinler. Muhalefette kalmaktan kurtulamaz. Önce insanımızın inanç ve değerlerine tercüman olmak gerekir.
Vesselam…