AK Partiyi kimler neden istemiyor?
CHP’lilerin, MHP’lilerin ve diğer partililerin Ak Parti’nin tek başına iktidara gelmesini istememesi gayet normal. Aksi halde kendilerini inkâr etmiş olurlar.
Kendilerini aydın sınıfına koyan yazarlar, çizerler ve konuşurlar neden istemez?
Belli ki tuttukları partilerin daha başarılı olması ve partilerini sürekli yenen bir partinin yenilmesi, küçülmesi için.
Başka; olur a, milliyetçi düşüncesi de ağır basıyordur; ülkenin menfaatini düşünerek öyle bir istek ve çaba içindedir.
Bunlar da gayet doğal. Kimsenin bir şey demeye hakkı yoktur.
Bazı yazarlar ve konuşurlar peki nasıl olur da düne kadar bizim buranın tabiri ile “analarının oynaşlarını görmüş gibi” huylandıkları, ölümüne mücadele ettikleri, iki yazılarının birinde aleyhlerine olmadık lafları, hakaretleri yazıp iddialarda bulundukları iki kesimden birine öteki için “HDP’ye oy verin. HDP’ye oy verin ki AK Parti tek başına iktidar olmasın” çağrısında bulunabilir?
Bunu nereye koymak gerek? Hangi anlayış ve hangi ahlak ile açıklanır?
AK Parti’nin tek başına iktidar olmasını, hatta mümkünse koalisyon ortağı bile olmamasını; dahası Recep Tayyip Erdoğansız ve (yani Ak Partisiz) bir siyaset dünyasını kim(ler) hayal eder, kim(ler) istemez; kim(ler) bu uğurda canla başla mücadele verir?
Ben cevap vereyim: Başta İsrail olmak üzere, Almaya, ABD, İngiltere, Suriye, İran ile birlikte Türkiye’nin bölgede ve dünyada güçlü bir aktör olmasını istemeyen, tam aksine kendilerine muhtaç, kendilerine sürekli borçlanan bir Türkiye olarak kalmasını isteyen tüm EMPERYALİST DEVLETLER.
Evet, AK Parti’nin ve özellikle Tayyip Erdoğan’ın siyaset alanında iktidar olarak kalmasını emperyalist ülkeler ile bunların içerideki kuzucukları, beslemeleri, adamları, uzantıları, maşaları, sesleri, kalemleri, toplum mühendisleri ve hayranları istemez.
Bu durum, özellikle 3. Köprünün, 3. Hava alanının, Montrö (Boğazlar) Sözleşmesi’ni geçersiz kılacak 2. Boğazın temelleri atılacakken; askeri tüm malzemeler, silahlar, füzeler, tanklar, insansız hava araçları, uydular yapılmaya başlanınca; uçak gemisi, daha gelişmiş uydu, uçak ve yerli oto hayata geçirilme aşamasında iken ve Ortadoğu halkının Türkiye’ye bakışının değişmesinden, örnek almaya, etkilenmeye başlamasından sonra çok daha belirgin hale gelmiştir. Ne diyeyim; görenedir görene; yoksa köre ne?
Şunu özellikle ve tekraren vurgulamak istiyorum: Siyasi bir düşence ile parti tutarak veya ülkenin menfaatini o doğrultuda görerek istemeyenleri asla bu potaya koymuyorum ve onların düşüncesine saygı duyuyorum. Lütfen batmanla çael (kilo taşları ile çakıl taşları) karıştırılmasın ve kraldan çok kralcı kesilerek adı geçen ve geçmeyen emperyalist ülkeleri savunan pozisyona düşülmesin; kimseye yakışmaz.