Merhaba sevgili okurlar.

Başımıza gelen her zorluk da bir sığınak ararız öyle değil mi? Biraz olsun içimiz rahatlasın, bir çıkar yol olsun diye çırpınıp dururuz. Oysa bizim Allah’tan başka sığınağımız mı var?

Nasıl bir çocuk annesinden hem korkup hem de ağlayarak sarılıp merhamet bekliyorsa, tıpkı bizler de Allah’tan korkup yine ondan merhamet bekliyoruz.

Çünkü bizler imtihan olmak için gönderildik. Başımıza her şey gelebilir, önemli olan Allah’tan geldiğini bilerek isyan etmeden ders çıkara çıkara yola devam edebilmek. Ben neyi göremiyorum ya da nerde yanlış yapıyorum diye sorgulayabilmek. Rabbim bana bu derdi verdi ama acaba ne gibi mükâfatlarla müjdeledi diyebilmek. Oysa bunları unutup yarından habersiz olduğumuz dünya için ne çok çabalıyoruz öyle değil mi? Ben de bir yıl öncesine kadar bunları sorgulayan biri değildim.

Sevdiğim insanlarla doya doya vakit geçirebilmenin dünyanın en güzel duygusu olduğunu bilmiyordum. Sabah kalkıp işe gidebilmenin, öğlen istediğin yemeği sipariş verebilmenin anlamını bilmiyordum. Arkadaşlarla planlanan aktivitelerin şimdi bu kadar uzak olabileceğini bilmiyordum. ‘Allah can sağlığı versin gerisi bir şekilde hallolur’ cümlesinin bu kadar anlamlı olduğunu bilmiyordum. Benim için sıradan olan şeylerin şimdi en büyük arzularım olabileceğini bilmiyordum. Hayatta ‘ne oldum’ değil, ‘ne olacağım?’ demek gerekiyordu değil mi.

-Sahi ne olacağım?

Ve şimdi kendim de dâhil olmak üzere sorgulayacağım o kadar şey var ki. Elbette tüm bu tedbirler, kendi sağlığım için. Beni merak eden takipçilerimize iyi olduğumu belirtmek isterim. Yaşadığım nüksler (hastalığın geri dönmesi, depreşmesi )sonrası meşakkatli bir tedavi sürecine girmiş bulunuyorum.

Erciyes Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde kök hücre nakli olacağım. Buradan kanseri geride bırakmış bir şekilde ayrılacağıma inancım tam. Çünkü ne diyordu Rabbimiz (CC); "Şüphesiz güçlükle beraber bir kolaylık vardır. Gerçekten, güçlükle beraber bir kolaylık vardır. Öyleyse, boş kaldığında yine kalk, yorul. Ve ancak Rabbinden ümit et, hep ona doğrul." (İnşirah 5-8) Bu yüzden Elhamdülillah, inancım da tevekkülüm de tam. Eğer Rabbim ömür verirse,  kanserin bana kattıklarıyla ve kanserin benden aldıklarıyla ilerleyerek yoluma devam edeceğim.

-TEŞEKKÜR!

Yazımı sonlandırmadan önce, insan ilişkilerindeki en önemli kırılma anlarıdır teşekkür etmeyi ya da özür dilemeyi bilmek. Çünkü teşekkür etmek de özür dilemek de yalnızca nazik olmak değil aynı zamanda adil olmak anlamına gelir. Hele ki o insanlar sizin hayatınıza dokunuyorsa. Bizler eve kapanmaya çalışırken bugün sizler hem ‘Korona’ denilen belaya karşı verilen büyük savaş da hem de kanser gibi pek çok hastalıkla olan savaş da sabırla, bilinçle, özveriyle büyük bir uğraş veriyorsunuz.  Üzerime düşen bu teşekkürü sizlere bir borç bilirim.

Başta Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Hematoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sayın Ali Ünal ve ekibine, Erciyes Üniversitesi İç Hastalıkları Dr. Sayın Serdar Yavuz’a, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Terapötik Aferez Ünitesi sağlık çalışanlarına, Hematoloji ve Hematoloji KİT 2 Ünitesi sağlık çalışanlarına sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.

İyi ki varsınız…