7. Arabissos’u İmar Eden Mavricus
İlk hadis ravilerinden Muhammed b. Şirin Efsus şehrinin, Halife Ömer zamanında Şimali Suriye Emiri tarafından tahrip edildiğini söyler. Abbasilerin ilk devirlerinde Müslümanların Bizans'a yapmış oldukları sefer ve gazaların tarihini yazmış olan Muammed b. Az’iz de aynı malumatı verir.
8.Halife el-Mehdi’nin Sevdiği Kent: Arabissos
9.Halep Hamdani Lideri Seyfüddevle’nin Arabissos Üzerinden Bizans’a Akınları
Bizans’a karşı, kuzey Suriye ve Cezîre’nin (Kuzey Irak ve bazı Güney Anadolu yöreleri) hakimleri olan Hamdanî hükümdarları karşı koymaya çalıştı. Adı geçen hanedanın en büyük hükümdarı olan Seyfü’d-Devle, Bizanslıların 944-945'te K. Maraş’tan sonra Antakya önlerine kadar yaptıkları bir akının öcünü almak için 946 yılında yukarı Ceyhan havzasına girerek Es-Safsaf ve Arabissos (Efsus)’u yağmaladı. Buradaki Es-Safsaf SÖĞÜT demek olup bu adda bir kasaba veya bir köy muhtemel olarak Söğütlü Çayının kıyısında bulunmakta idi… Bizanslılar 948-949'da Hades'i (Göynük) alıp surları yıktılar. W. M. Ramsay’a göre (Anadolu’nun Tarihî Coğrafyası) Hades, Maraş’la Menbiç arasında kalan bir kaledir ve Hadath’dan Arap müellifleri sıkça bahsederler, diyor. Maraş da onların eline geçmiş, Seyfü'de-Devle şehri geri almaya muvaffak olamamıştı. Bu cesur ve gayretli hükümdarın 950'de Afşin-Elbistan yöresine yaptığı sefer de felâket ile sonuçlanmış ve bu yüzden bu sefere "gazvetü'l musîbe" (felâketli akın) denilmiştir. Gerçekten, sefer dönüşünde Afşin-Göynük arasındaki bölgede Bizanslıların pususuna düşen Hamdâni hükümdarı 5000 şehit, 3000 tutsak vererek ordusunun hepsini kaybetti ve tek başına denilebilecek bir durumda Halep’e döndü. Fakat Seyfü’de-Devle bu büyük felâket karşısında asla yılgınlığa düşmedi; 951’de topladığı yeni askerlerle Arabissos’a (Afşin) geldi; karşısında 40.000 kişilik bir Bizans ordusunun mevki alması ve kışın da yaklaşması üzerine Diyarbakır'a hareket etti; oradan Halep’e ulaştı. Bu gayretli emir, 953’de Maraş civarında, ertesi yıl da Hades (Göynük) yakınındaki Uhaydip Dağında parlak zaferler kazandı. Zafer sonucunda, birçok Bizans kumandanı tutsak alınmış ve zengin bir ganimet ele geçirilmiştir.
10.Afşin’in Arabissos Üzerinden Emirdağ’a Kadar Yaptığı Akınlar
Alparslan 1066 yılında değerli ve deneyimli Selçuklu devlet adamı Hacip Gümüştekin’i, Afşin ile birlikte Anadolu fetihlerini yönetmekle görevlendirdi. Böylece Sultan Alp Arslan ve diğer Selçuklu emir ve kumandanlarıyla Anadolu seferlerine katılmış olması mümkün olan Afşin Bey’in kaynakların yetersizliği sebebiyle, ancak ilk kez, bu tarihte, tarih sahnesine çıktığını görmekteyiz. Afşin ve diğer emirlerin kumandasındaki Selçuklu birlikleri, Murat ve Dicle Irmakları havzalarından ilerleyerek güneye Elcezire’ye inip Ergani ve Nizip yörelerindeki Bizans kalelerini fethettiler, Nusaybin’i de kuşattılar. Daha sonra özellikle Afşin Bey, Fırat ırmağını geçerek Adıyaman yörelerine geniş ölçüde akınlar yaptı. Bunun üzerine Bizans uç kumandanı Aruandanos, Selçuklu kuvvetlerinin önünü kesip bir baskın girişiminde bulundu ise de Hoşin Kalesi yörelerinde yapılan savaşta ağır bir yenilgiye uğratıldı, Aruandanos da tutsak alındı. Fakat o; 40 bin altın kurtuluş akçesi karşılığında serbest bırakıldı. Bu başarılı seferden sonra Gümüştekin, Afşin ve diğer Selçuklu komutanları, büyük ganimet ve çok sayıda tutsaklarla Anadolu fetihlerinde, Selçuklu hareket üssü haline getirilen Ahlat’a döndüler. Fakat burada Afşin Bey, kaynaklarda adı belirtilmeyen bir kardeşini öldüren Hacip Gümüştekin’i bir tartışma anında öldürdü. Böylece değerli bir Selçuklu devlet adamını öldürmesi sebebiyle, Sultan Alp Arslan’ın gazabından korku ve endişeye kapılan Afşin, buyruğu altında bulunan çok sayıdaki Türkmen atlılarıyla Ahlat’tan ayrılıp batı yönünde Anadolu içlerine dalarak akınlara başladı. Genel karargâhını Ortaçağlarda Karadağ adıyla anılan Amanos Dağlarında kuran Afşin Bey, gönderdiği bir kısım kuvvetlerle Gaziantep’in kuzey batısındaki Dülük şehrini ele geçirdi; bin atlıdan oluşan başka bir birliği de Antakya yönüne sevk edip akınlarda bulundu (Agustos 1067) Daha sonra Afşin, kuzeye Malatya ya yöneldi ve şehir yörelerinde karşılaştığı bir Bizans kuvvetini yenilgiye uğratıp darmadağın etti. Ölümden ve tutsaklıktan kurtulabilenler, güçlükle Malatya Kalesine kaçtılar. Tohma suyu vadisi boyunca ileri harekatını sürdüren Afşin Bey Kayseri’yi geçici olarak fethetti. Bunu izleyen günlerde o, Karaman yörelerine değin akınlar yaptıktan sonra Toros ve Amanos dağları yoluyla Kuzey Suriye'ye gelerek Anadolu'da ele geçirdiği çok sayıdaki ganimet ve tutsakları, önemli bir ticaret merkezi olan Haleb pazarlarında sattı (1067 sonları) Ertesi yıl (1068) Halep’den ayrılan Afşin, yeniden Antakya yörelerine gelip akınlarına devam etti. Onun giriştiği bu hareket sonunda Halep-Antakya sırasındaki bütün yöreler akınlara uğratılmış ve dolayısıyla sayısız ganimet ve tutsak ele geçirilmiştir. Afşin Bey, bu arada Antakya’yı şiddetle kuşatmaya devam etmekteydi; şehir neredeyse düşmek üzereydi. Fakat bu sıralarda, Anadolu’da giriştiği askeri hareketler ve dolayısıyla Bizans’a ağır darbeler indirmesi sebebiyle Sultan Alp Arslan, ona güzel bir mektup göndererek, ‘kendisini affettiğini’ bildirdi. Bunun üzerine Afşin, Antakya'nın Bizans valisiyle ‘100 bin altın, savaş aletleri, değerli giysi ve kumaşlar karşılığında bir anlaşma yaparak kuşatmayı kaldırdı ve sultanın katına çıkmak üzere, Nisan 1068’de Antakya’dan ayrıldı’(yaşar Yücel- Ali Sevim, Türkiye Tarihi.
11.Arabissos’ta Hüküm Süren Ermeni Prens Filaretos
(1085-1086) Ermeni tarihinde Çahan Bölgesinin Türklere geçmesi ile katoğikos Teodoros'un makamının bulunduğu Honi de Türklerin eline geçer. Filaretos, katoğikosu Maraş civarına yanına çağırdı ise de gelemedi.