7D7480E3 0F5D 4Cab A8Fd 842C801787Aa

Asıl adı Serkan Açıkgöz âşık, 28 Mart 1976 tarihinde Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesinde dünyaya gelir. Ekonomik anlamda orta hâlli bir aileye mensup olan Açıkgöz'ün sülalesi Afşin'de Açıkgözler olarak bilinen köklü bir sülaledir. Serkan Açıkgöz, okul çağına gelinceye kadar mahallesinde yaşıtlarıyla türlü oyunlar oynar; okul öncesi eğitimini bu oyunlar sayesinde alır. İlk ve orta öğrenimini Afşin'de alır. Okuldan eve evden okula giden, terbiyeli bir öğrenci olarak bilinir. Lise öğrenimini ise son sınıfta iken bırakır. Bunda müziğe olan düşkünlüğünün önemli bir payı vardır. Serkan Açıkgöz, 1992 yılında ilçede yayın hayatına başlayan bir radyo istasyonunda görev alır. Burada haftanın belirli günlerinde program ve sunuculuk yapar. Radyo vasıtasıyla tanınmaya başlar. Kısa süre içinde Afşin'de düğünlerde bağlama çalıp türküler de söylemeye başlar. Böylece aile ekonomisine katkısı olur (Uğurlu 2011: 470-471; Atmaca 2017: 140).

1996 yılında Afşin'den ayrılır. Çalışmak için önce Isparta'ya, daha sonra sırası ile Antalya, İstanbul, Mersin, Ankara ve Eskişehir'e gider. Isparta ve Antalya'da birkaç yıl geçirir. Antalya'dan sonra İstanbul'da bir müddet çalışır ve kendi çapında bir müzik çevresi edinir. 1998 yılında İstanbul'da Duygu Müzik Evinde hocası Sinem Hanım'dan dokuz ay boyunca kısa saplı bağlama ve nota eğitimi alır. Özel bir radyoda görev yapar. İstanbul'dan sonra kısa bir süreliğine Mersin'e yerleşen Açıkgöz, daha sonra Ankara'ya taşınır. Ankara'da uzun yıllar kaldıktan sonra Eskişehir'e göçer. Hâlen Eskişehir'de ikamet eden ve Eskişehir merkezli yayın yapan www.anadolugazetesi.com adlı internet gazetesinde teknoloji üzerine köşe yazıları yazan âşık, yaz aylarında ve yıl içinde fırsat buldukça memleketi Afşin'i ziyaret etmektedir (Uğurlu 2011: 471-472).

Serkan Açıkgöz, halk şiirine ve müziğe küçük yaşlardan itibaren ilgi duyar. Henüz altı yaşındayken yaşıtları anne babalarından oyuncak talebinde bulunurken o, babasından bağlama ister ve o yaşlarda Afşin Halk Eğitim Merkezinde açılan bağlama kursuna kaydolur. Bu kursta Yahya Kırlangıç'tan bağlama dersleri alır. Aldığı dersler neticesinde türküler çalıp söylemeye başlar. Ortaokul çağlarında bazı kalem denemeleri olsa da ilk şiirini 15-16 yaşlarında çocukluk aşkı için kaleme alır. Geleneğin saz çalma dışında pek çok unsurunu haiz değildir. Rüya görme, bade içme gibi hususlara inanır. Ailesinde ve yakın çevresinde âşıklık geleneğine mensup veya şairlik yeteneği olan biri yoktur. Bu bağlamda âşığın klasik anlamda bir ustası yoktur. Takip edip örnek aldığı sanatçılar içerisinde Âşık Mahzunî Şerif, Âşık Veysel, Neşet Ertaş, Osman Dağlı, İsmail İpek, Âşık Yener, Davut Sulari ve Âşık Gulfani isimleri zikredilebilir. Bestesi ve güftesi kendine ait olan ilk eseri 1998 tarihli "Ağla Sazım Ben Usandım"dır (Uğurlu 2011: 471-472; www.marasili.blogcu.com).

Şiirlerinde Erfani mahlasını kullanan âşık, bu mahlası yakın çevresi ile birlikte düşünerek aldığını belirtmektedir. Kendi ismine yakın olması ve başka birine ait olmaması, Erfani mahlasını tercih etmesinin önemli etkenlerindendir. Âşığın mahlası noter tasdiklidir (Uğurlu 2011: 472).

Zaman zaman irticalen şiir söyleyebilen Erfani, şiirlerini esasen düşünerek ve yazarak üretir. Kimi şiirleri ilk yazıldıkları şekliyle kalırken bazı şiirleri üzerinde daha sonra değişiklikler yapar. Kaleme aldığı şiirlerini kendine ait bir türkü ajandasında ve kişisel bilgisayarında muhafaza eder.

Âşıklık geleneği, makamlar, âşık meclisleri gibi kavramlara uzaktır. Kendisini henüz çırak olarak gördüğü için herhangi bir çırak yetiştirmemiştir. Yapmış olduğu bir atışma veya deyişme bulunmamaktadır. Kültür Bakanlığına da henüz kaydını yaptırmayan Erfani 2010 yılında kendi imkânları ile 10 eserden oluşan bir albüm çıkarır. Bugüne kadar katıldığı en kapsamlı etkinlik 24 Temmuz 2010 tarihinde Kayseri Sarıoğlan'a bağlı Karaözü kasabasında gerçekleştirilen şenlik olmuştur (Uğurlu 2011: 472-473).

Âşık, şiirlerinde genel olarak memleket-sıla özlemi, beşeri aşk, feleğe sitem gibi konular üzerinde durur. Güzelleme ve dertlenme en çok kullandığı nazım türleridir. Erfani'nin şiirlerine teknik açıdan bakıldığında kullandığı nazım biriminin dörtlük olduğu görülür. Eserlerinin tamamında hece ölçüsünü kullanır. En çok başvurduğu hece kalıbı 11'li hecedir. Bu bağlamda âşığın en çok kullandığı nazım şekli koşmadır. Semai ve destan ise başvurduğu diğer nazım şekilleridir. Şiirlerinde hem tek hem de döner ayağa rastlanır. Döner ayak kullanma konusunda mahir olduğu söylenebilir.

Kaynakça

Atmaca, Seher (2017). Binboğa'nın Söz Pınarı-Afşin'li Âşıklar Şâirler Yazarlar. Ankara: Berikan Yay.

http://marasili.blogcu.com/asik-erfani/8728756 [erişim tarihi: 07.09.2018].

Uğurlu, Nesrin (2011). “Serkan Açıkgöz (Âşık Erfanî)”, Sazın ve Sözün Sultanları VI. Ed. Fatma Ahsen Turan ve Reyhan Gökben Saluk. Ankara: Gazi Kitabevi. 470-483.