Türkiye ekonomisi son 10 yılda süper enflasyona uğradı. Süper enflasyonun etkisiyle mal ve hizmet fiyatları 10 kat artış gösterdi ya da diğer bir ifadeyle paramız 10 kat değer kaybetti.
Yaşanılan bu enflasyonist dönemde piyasa dengesini kaybederken, yeni kavramları da yanında getirdi.
⁃ Skimplasyon kavramıyla, artan fiyatlar karşısında ürün kalitesi düşürüldü.
⁃ Shrinkflasyon kavramıyla, artan fiyatlara karşılık olarak gramajlar düşürüldü.
Bu kavramlara ek olarak en tehlikelisi olan greedflasyon yani “açgözlülük” enflasyonunu yaşamaya başladık. Özellikle deprem bölgelerinde vatandaşlar açgözlülük enflasyonu ile mağdur edildi. Fırsatçılar, "Nasılsa almak zorundalar" düşüncesiyle, enflasyonla veya kurla açıklanamayacak zamlar yaparak greedflasyona neden oldular.
Gayrimenkul kiraları emsal bedelde 20 yıl baz alınırken, şu anda açgözlülük enflasyonu ile mülk sahipleri 10 yıllık kirayı emsal alıyor ya da kiracının kazancı üzerinden endeksliyorlar.
Nakliye fiyatları akaryakıt fiyatlarına endekslidir. Geçtiğimiz 10 yılda akaryakıt fiyatları enflasyon ölçeğinde ya da kur hareketiyle 10 kat yükseliş gösterdi ama günümüzdeki hizmet üreten nakliye ve taşımacılar 10 yıl önceki fiyat endeksine göre güncel fiyatları 20-30 kat artırmış durumdalar.
Su tesisatçısından, manavına, elektrikçisinden, mobilyacısına, büfesine hemen herkeste şu söylem etkin benim malım ya da hizmetim neden ucuz olsun!
Türkiye ekonomik olarak zor bir süreç yaşıyor, bunun temelinde kur ve enflasyon var ama vatandaş olarak bizler de bunun üzerine açgözlülüğümüzle daha fazlasını koyuyoruz. Eğer şartlardan şikayetçiysek bir şeyleri önce bizler düzeltmeliyiz.