Mayıs ayı kutlamalar açısından o kadar bereketli (!) bir ay ki, daha ilk günü kutlamalar ile başlıyor. Kutlama ama ne kutlama(!)
1 Mayıs’tan söz ediyorum. Dünyada işçi bayramı diye kutlanıyor. Dünya bu bayramı kutlar da biz geri kalır mıyız? Bizde kutlamalıyız 1 Mayıs bayramını. Nasıl mı? Kırarak, dökerek, yakarak, her tarafı savaş alanına çevirerek kutlamalıyız! İş yerlerini, vitrinlerini, camlarını aşağıya indirerek kutlamalıyız. Vatandaşı mağdur ederek, toplu taşıma araçlarına ve içindeki yolculara en ağır zararı vererek kutlamalıyız. Polis taşlayarak, sapanla bilye sıkarak, üzerlerine Molotof atarak kutlamalıyız. Etrafı tahrip ederek kutlamalıyız. Yasalara karşı çıkarak, devlete kafa tutarak, kural ve kaideleri çiğneyerek kutlamalıyız! Düşüncesinde 1 Mayıs kutlaması yapanlar ve bunu savunanların insanımıza vereceği hiçbir güzel davranışı kalmamış olanlardır. Böyle bir kutlama akıllara ziyan. Tüm maddi ve manevi zararlardan tertip komitesi sorumlu tutularak tazmin edilmelidir.
3 Mayıs bir başka kutlama gününe işaret etmektedir. Bunu kutlayanlar biranda cadde ortasında toplanarak müzik eşliğinde streslerini attılar. 6 Mayıs bir başka kutlama gününe çağırmaktadır. Yeni bir buluş(!)la anneler günü kutlamaları bu ay içinde yer almaktadır. Belli güçler insanları parmaklarına takıp oynatıp duruyorlar. Tabi ki oynatılmak isteyenler hazır bekliyorlar. Oynatıcılarda hazır, komut vererek bu koroya herkesi dahil edebiliyorlar. Anneler günü ya da babalar günü bizim gibi köklü aile geleneği olan bir millet içinde ne kadar iğreti duruyor değil mi?
19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı ise bizim milli ve manevi değerlerimizden uzak bir anlayışla kutlandı. Gençliğe yaraşır bir kutlama olmadı. Bundan böyle daha vakur, halkın inancıyla da çelişmeyen bir kutlamaya dönüşmeli. Resmi kutlama olmaktan da çıkarılmalıdır.
27 Mayıs’ı da darbe yanlıları bir bayram havasına dönüştürmeyi denediler. Buna halk rıza göstermedi. Darbecilerin bu yaklaşımına sıcakta bakmadı. Milletin gönlünde iyi bir iz de bırakmadı. Kutlama unutulmaya mahkum oldu.
29 Mayıs; bu kadar bayramın, kutlamanın çok olduğu, bir kısmını buraya alamadığımız mayıs ayının en önemli ve en has günü, övüncü elbette ki fetih kutlamaları günü olsa gerektir. Bize en yakışanı da budur. Buna ne kadar övgü yazılsa da yeridir. Mayıs ayı içindeki kutlamalar, bizim renklerimiz olmalı. Parçalanmışlığımız bölünmüşlüğümüz değil.
Vesselam…