Her birimiz doğduğunda,
Baba sevgisiyle dikilen ceviz ağaçları,
Gölgesinde huzur, dallarında umut.
Babamın ellerinde büyüyen fideler,
Her meyvede onun sevgisi, her yaprakta anıları var.
Afşin'in bereketli topraklarında,
Elma bahçelerimiz, armutlarımız vardı.
Baba eliyle yeşeren kabarcık üzümleri,
Lezzetiyle dillerde dolaşır, gönüllerde yaşar.
Babam, her çocuğuna bir ceviz ağacı hediye ederdi,
Kökleri toprağa, dalları gökyüzüne uzanırdı.
Her baharda çiçek açarken,
Babamın sevgisiyle sulanmış gibi, canlanırdı.
O, yoldan geçen herkesi yemeğe, kahveye çağırırdı,
Gönlü geniş, yüreği sevgi doluydu.
Ve ben, on üç yaşında,
Bu büyük yüreği kaybettim.
Ama her ceviz ağacında,
Her elma bahçesinde, her armut dalında,
Onun izi, onun sesi var.
Babamın teriyle büyüyen kabarcık üzümleri,
Lezzetiyle dillerde dolaşır, gönüllerde yaşar.
Babamı erken kaybettik,
Ve ağaçlarına sahip çıkamadık.
Ama onun sevgisi, fedakarlığı,
Yüreğimizde sonsuza dek yaşayacak.