Mehmet Abdik ile ilkokuldan sınıf arkadaşıyız. Çok temiz, iyi kalpli, şakayı, takılmayı seven ortalıkta da pek görünmeyen iyi bir dosttur. Bana kendisi anlattı. Uzun zamandır 2 cilt olarak hazırladığım ve baskı aşamasına getirdiğim GARNIMIN ETİ YIRTILDI LA isimli fıkra kitabımda da onun izniyle yer verdiğim bir anısını bayram armağanı olarak anlatmak istedim.
Bir gün arabasıyla Malatya’dan dönerken Karahan Gediği’nin oralarda bembeyaz saçı sakalı ile yaşlı ve yorgun olduğu belli biri el kaldırır. Zaten yalnızdır; ‘hem hayır olur hem de ıcık gonuşuruk’ diye düşünerek alır. Sohbet başlar:
‒ Marhaba emmi, nireden gelip nireye gediyon?
‒ Heç oolum, var dedilerdi de eşşek almıya geldiydim.
‒ Bulamadın elleham?
‒ Yok, yav birkaç tene tarif ettiler, köyüneaçir getdim, çok yaşlılardı. O yaşlı, ben yaşlı, işime yaramaz; almadım.
‒ Ee başga eşşek balamadıı?
‒ Hıı buyur?
‒ Başga eşşek bulamadıı diyom?
‒ Yok oolum yok, istediğim gimisini bulamadım.
‒ Allah Allah ortalık eşşek gaynıyor tama emmi, ganime; eşşek var, nasıl bulaman yav?
‒ Bulamadım oolum, bir tene ırasladım, ona da çok paha istediler; alamadım.
‒ Valla emmi ben heç bir şey aanamadım!
‒ Niye oolum?
‒ Yav nireye baksan eşşek dolu tama, nasıl bulamadın?
‒ Bulamadım oolum, yalan mı söylüyom saa! Yaşlısı işime gelmez.. Bahalım, belki başga yerde bulurum..
‒ Alacağın eşşek ille genç mi olucu emmi, orta yaşlı olmaz mı?
‒ Yav çok genç olmazsa, yaşlı da olmasın. İki sene soona ölürse param ariye getdii gimi gene eşşek gerek olur. Eyle işe yarar eşşek çok galmadı oolum, arayıp bulmak goley mi?
‒ Haklısın emmi. Peki, orta yaşlı eşşek bulursan alıı?
‒ Sağlamsa alırım; niye almayım?
‒ Eh, o zaman eşşean eyisini şimdi buldun vallaha emmi, beni beanirsen götür istediğin yere baala…