Ömer Özsoy: “1950 yılında belediye başkanları, seçilen il ve ilçe meclis üyelerince seçilirdi.  İlçelerde 9 üye seçilirdi. Bu üyeler aralarından bir üyeyi belediye başkanı seçerlerdi. 1954 ve 1958 yerel seçimlerinde Afşin’de iki kritik belediye başkanlığı seçimi olmuştur. Süllü Hacı Mehmet’in her iki seçilişinde de benim önemli payım oldu. 1954 seçiminde ağabeyim Cemil Zop’a, 1958 seçiminde de amcam Hamit Sap’a H. Mehmet Demir’in daha mütedeyyin bir kişi olmasından dolayı telkinde bulundum.”

Cemil Zop: “Benim siyasi bir geçmişim de vardır. Köylü Millet Partisinin Afşin’de Gişi Mehmet, Kuracı Kazım ve Müdür Duran Efendinin oğullarından biriyle ilçe teşkilatını kurduk. 1954 seçimlerinde Maraş Köylü Millet Partisinin 1. sıradan milletvekili adayı oldum. 2. sırada hemşerimiz Kemal Kaynak vardı. Göksun’dan da İhsan Pat vardı. Maraş adayımız da Selahattin Hüdayioğlu idi. Kerevin Köyü deliksiz bizim partiye oy verdi. 31 oy eksiği ile mebus seçilemedim. Seçilsem de zaten meclise giremeyecektim. Çünkü KMP yurt çapında gerekli oy barajını geçememişti. KMP’nin 1954 seçimlerindeki başarısı nedeniyle DP’liler benim aleyhime yoğun bir propaganda yapmağa başladılar.

 


 

Hemşerimiz Doğan Bozkurt Başbakan İsmet İnönü ile (1962)

 

27 Mayıs İhtilali’ akla gelince, ülkemizde sivil iktidarı devirip anayasayı askıya alan Milli Birlik Komitesinin zoruyla Başbakan Menderes ve iki bakanı (Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’ın idam edilmesi ve birçok DP milletvekilinin tutuklanması akla gelir. DP’li Hükumet üyelerinin dışında DP’nin İl ve İlçe Teşkilatları üzerindeki tutukluluk ve koğuşturmalar pek gündeme gelmez. 1960 yıllarında, 4-5 bin nüfusa sahip Afşin ilçesinde bile 27 Mayıs İhtilalinin tazyikini yaşayan yaşlılarımızın hafızalarını yokladığımızda yurt çapında ürküntü veren ve ana bünyeye zarar veren bir hareket olduğu izlenimini ediniriz. Menderes ve iki bakanın idamına halkın olası tepkisini önlemek için akıl almaz kara propaganda tekniklerine başvurulduğu görülmektedir. Çünkü resmi görevini ideolojik görüşlerinden sıyıramayan sözde bazı yetkililerin olduğunu öğreniyoruz. “İhtilal olduğunda DP muhaliflerince DP Afşin İlçe binasına çıkılıp DP’in Parti levhasını aşağı atılır. Emekli Cumhuriyet Savcısı Ahmet Duran Şahin: Bu olayı babam rahmetli Halil Şahin’e söyleyince, ‘Bir kısım insanlar kimin kağnısı öterse, ona binerler, oğlum dedi.”

Mehmet Bardız: “27 Mayıs İnkılabı olduğunda dönemin Afşin Belediye başkanı H. Mehmet Demir, Başkan yardımcısı olarak beni, DP’li belediye meclis üyesi Hanifi Hacıömeroğlu ve Mevlüt Yazgan’ı örfi idare tevkif ederek önce Maraş’a sonra Malatya daha sonra da Sivas Örfi İrade Mahkemesine götürüldük. Afşin’e döndüğümüzde 5 ay geçmişti. Afşin’de de serbest bırakılmadık. Savcı tarafından bir Cemse Tomson silah ve bir cemse de fişekle yakalandığımıza dair savcılığın yazılı metnini imzalamaya zorlandık. Mahkeme hakimi CHP’li olduğu halde bu hukuksuzluğa dayanamayıp, Savı Bey, sanıklar ancak beyanlarını imzalamak durumundadırlar, onlara cebir yoluyla imza attırırsanız Ankara’ya Milli Birlik Komitesine bildirmek zorunda kalacağım, deyince savcı bizi zorlamaktan vazgeçti. Bize, bir CHP’li kefil bulmamız şartıyla serbest kalacağımız söylendi. Ben bu teklifi kabul etmeyip neden CHP’li kefil bulmaya zorlanıyoruz, dedim.  Diğer üç arkadaş eski CHP’li belediye başkanı İbrahim Özdemir’in kefaletiyle serbest bırakıldılar. Beni de DP’li bir kefil sayesinde serbest bıraktılar. Neler yaşadı bu ülke neler? Bir kitap yazmadığıma çok pişmanım. Örfi İdarede sadece biz değil, Maraş, Elbistan, Göksun, Pazarcık’ın DP’li üyeleri de vardı. Bunların hepsinin adını sayarım.

H. mehmet Özdemir: Amcam İbrahim Özdemir, Tek Parti iktidarının belediye başkanı olmasına rağmen çok demokrat insandı. 27 Mayıs İhtilalinde CHP’lilere taşkınlık yaptırmadı, DP’li Belediye Başkanı olan H. Mehmet Demir’in evinin önüne davul çalanlar DP’lilerdi. Örfi idarece tutuklanan DP’lileri Hemşerilerimin ilçeye zararlı hiçbir icraatları olmamıştır, diye teskiye ederek, amcam kefil olarak serbest bıraktırdı.