Sana söylüyorum; Allah aşkına sen niye aday oldun?
“Herkes aday oluyor, ben de oldum; benim nerem eksik?” deme sakın, aynaya bakınca öyle görsen de gerçek bildiğin gibi değil!
Merak ediyorum; sen neyi herkesten iyi yaptın ki milletvekilliğini de iyi yapacağına inandın?
Şöyle de sorabilirim; sen hangi işinde rakiplerinden daha başarılısın ki millet seni seçsin? Vasatı bile yakalayamadığını dünya âlem biliyor. Yani sen senin bile vekilin olamamışsın, milletin vekili nasıl olacaksın?
Yoksa şöyle mi düşündün; “Aday oldum ki seçilirsem, ne âlâ; eğer seçilemezsem, hiç değilse parti ileri gelenlerine ‘Ben de sizdenim’ demiş olur, gözlerine girerim. Parti(m), iktidara gelirse, bakarsın bir makama -tabii daha yüksek makama- tayin ederler. Çocuklarımın tayini, istikballeri var; onların yollarına şimdiden asfalt döşemiş olurum... Olmadı bir sonraki seçime yatırım yapmış olurum…”
Bunları okuyunca sakın “Ben zaten emekliyim.. Ben zaten hatırı sayılır bir iş adamıyım.. Ben zaten bu partiliyim.. Ben zaten bayanım.. Ben zaten erkeğim.. Ben zaten iyi memurdum, müdürdüm, iş adamıydım, şuydum, buydum.. Ben zaten tepeden tırnağa adamım yaa; Arif Hoca, beni kastetmemiştir.” Diye düşünme; vallahi seni kastettim! Çalışıyorsan da serbest meslek sahibi isen de emekli isen de bayan veya erkeksen de hatta meclise girip çıkmışlığın varsa da seni kastettim.
Benim derdim benim ve memleketimin başını dik tutacak, dertlerine derman arayacak zerre kadar şuna buna iltimas yapmayacak bir adam bulmak, adam…
Haa bak benim de seni tanıyanların da aklımıza takılıp duran bir şey daha var, bari sorayım: Senin parandan, belki bir şekilde tavladığın delegenden ve cahil cesaretinden başka neyin var? Önce bunu söylesen, sonra da şu topluma bir tek katkını, karşılık beklemeden meydana getirdiğin bir tek eseri anlatsan da öğrensek! Yanlış anlama, hemen benzin sararmasın. Sana kimsenin yapamayacağı bir şey yaptın mı diye sormuyorum; onu zaten beceremezsin; hiç değilse ortalama insanın becereceği bir tek işi başardınsa onu söyle?
“Hele bir seçileyim, o zaman neler yapacağımı cümle âleme gösteririm..” diyorsan, vallaha mı, derim.
“İşsizlik bitecek.. Ovamız sulanacak, çiftçilerimiz emeğinin karşılığını alacak… Elbistan bir sanayi şehri olacak..” diyorsan, anan baban öle mi, derim.
“Kültürümüzdeki, ahlakımızdaki, sosyal hayatımızdaki bozulmalar ve kokuşmalar düzelecek..” dersen, hadi ulan şuradan, senin boyun bosun ne ki, derim.
De bakalım, herkesin söyleyeceği yuvarlak lafları etmeden neyi nasıl yapacağının ipuçlarını olsun söyle. Söyle de içimiz gönensin. Kısa bir süre olsa de tatlı tatlı hayalini kuralım. Senin gibi cevherin müthiş fikirleri ile memleketimiz, hatta insanlık şerefyap olsun! Başka bir deyişle analar ne aslanlar ve/veya aslaniyeler doğururmuş, bu aslanlar, bu aslaniyeler ne beyin taşırmış görelim…
Sen kimsin? Usanmadın mı?
Sen kimsin? Avantadan üst makamlarda yıllarca gezdin durdun; hiç de layık değildin; ama gezdin işte.. Yetmez mi?
Sen kimsin? Sen hiç ölçtün mü kendini. Bunca yıl üç gün akılda kalacak, üç fincanı dolduracak, üç hayır dua alacak bir şey yaptın mı ki adaysın?
Sen kimsin? Senin aynan nasıl oluyor da seni sana başka türlü gösteriyor, bir de onun sırrını versen de baltayı taşa vurmasak. Neme lazım gerçekten farklı biri olursun da utanırım sonra!
Bak, parana güveniyorsan, al da onu … fakir fukaraya dağıt..
Tanışlara güveniyorsan, al da onları … şöyle it ürümez kervan yürümez bir yere pikniğe götür..
Şansına güveniyorsan hiç güvenme zira seni bugüne nasıl getirdiği ortada; bak, sana aday olmaman gerektiğini bile ihsas etmemiş..
Seçmene güveniyorsan işte ona güven; seçmezse de belki seni adam yerine kor…
Sahi sen kimsin la?