30 Ağustos zafer bayramımız mübarek olsun!.. Bir millet düşünün ki, bitmek, yok olmak, tükenmek, tarihten bütünüyle silinmek üzere iken, imanı ile, İslam'ı ile, Kuran'ı ile, damarlarında taşımış olduğu asil kan ile yeniden var oluşun, yeniden dirilişin adıdır..
Bir kere iyice idrak etmeli ve düşünmeliyiz ki, şehit kanları ile yoğrulan Türkiye toprakları, mülevves çizmelere çiğnetilmemiş, tutsaklığı, çepeçevre kuşatılmışlığı, ırza, namusa, mukaddes şeylere dokunmanın ahdini alarak, tüm emperyal güçleri bu aziz vatan topraklarından def etmesini bilmiştir.
Kağnı ve kamyon!..
Ülkemiz topraklarına saldıran emperyal güçlerin envai çeşit müthiş ve muazzam silahları bulunuyordu. Kamyon, tank, bomba, mitralyöz, uçak. gemi ve asrın yeni icadı silahlar!..
Lakin, Müslüman Türk insanının maddi olarak elinde avucunda hiç bir şeyi yok, mermisi, topu,tüfeği yok, sadece yollarda, İneklerin, öküzlerin, mandaların çekmiş olduğu gıcırtılı kağnı arabaları, bu arabaları süren, gençleri cephelerde düşmanla göğüs göğse mücadele veren gençlerin dedeleri, babaları, nineleri bulunuyordu.
Düşman askerleri ta Ankara-Polatlı civarına kadar sokulmuş, milletimize yeni Başkent Ankara'yı bile çok görüp, Kayseri'yi baş şehir edinmesini, Kayseri, Sivas civarında küçücük bir " Türk Beyliği" olarak kalmasını yeğleyen fikirler ortalarda dolaşmakta idi.
Oysa, bir millet düşünün ki, ne Yemen çölleri, ne Plevne, ne Kafkaslarda almış olduğu derin yara, nede Erzurum'a kadar sokulan iğrenç ve Ermeni mezalimi sağ olarak ayakta kalabilmiş bu millet evlatlarını yıldırmamış, aksine, kor ateş olarak, imanlarını silah yaparak, tekbirlerle, tahmidlerle, emperyal güçlerin gırtlağına yapışan bir millet meydana çıkmıştır.
Büyük usta şair Yahya Kemal Beyatlı'nın dediği gibi:
"Şu kopan fırtına Türk ordusudur Ya Rabbi!.
Senin uğrunda ölen ordu budur Ya Rabbi!.
Ta ki yükselsin ezanlarla müeyyed namın,
Galip et, çünkü bu son ordusudur İSLAM'ın!." ( Y. K. Beyatlı)
Hakikaten, 30 Ağustos zafer günlerinde ülkemiz şairlerine kulak vermek, onları dinlemek lazımdır. En bariz misal, Afşin İlçe'sinin yetiştirdiği evladı tarihçi Mustafa Köş ve şair Osman Konak'tır.
Mustafa Köş, Afşin Belediye Başkanlığı tarafından yayımlanan, " Güney Cephesinde Milli Mücadele de Afşin" isimli kitabında, büyük Taarruzda, Maraş, Afşin, Elbistan, Andırın bölgesinden söz konusu büyük mücadele de şehit olanların isimleri, hayatta kalan gazilerin isim isim belirtilmesi takdıre şayandır. Mustafa Bey'i, bu çalışmasından dolayı kutluyorum.
Yine bir Afşini şair Osman Konak kardeşin vurguladığı gibi;
" Yine bu günlerde yurdum tasalı,
Çakal kol geziyor Aslan susalı,
İninde bekleyen ayı misali,
Çakalları öne süren kahrolsun."
Hasılı, 30 Ağustos zafer bayramı, bir gerçeğin, bir yaşanmış tarihin adıdır. Top yekun bir milletin kıyama kalkması, düşmanı vatandan kovmanın bayramıdır.
Netice olarak;
Son zamanlarda yine emperyal güçlerin bir başka açıdan yani ekonomik yönden vatanımıza acımasızca saldırı da bulunmasıdır. ABD. istiyor ki, S. 400 füze anlaşmalarını bırak, Pensilvanya taraftarlarını görevden kovma, kodese sokma işlemine son ver, Evangelist Rahip Brunson'u bırak ve benzeri dayatmalar..emesine karşılık
Dünkü zamanlarda, cephelerde muradına erişemeyen güç ve kuvvetler, bu gün taktik değiştirerek saldırılarını değiştirmiş durumdadır. Örneğin, yakın komşumuz Yunanlılar, Türkiye'den firar eden Pensilvanya artıklarına son derece kucağını açmış, onlara serbest gezme hakkı, iltica baş vurularını kabul etme gibi bir densizliğin içerisinde boca olmaktadır.
Sözün özü olarak şunları arz etmek istiyorum:
30 Ağustos zafer bayramı, bize güç ve vatan aşkı,bayrak sevgisi aşıladığı gibi, dünya emperyal güçlerine de tarihten bir ders sunmalıdır. Yunan Generali Trikopis örneğinde olduğu gibi, yine Yunan'ın; görgüsüz, medeni olmayan kralının, bayrağımızı tepelemesine, çiğnemesine karşılık, Gazi Mustafa Kemal'in ; tüm bayraklara ve Yunan bayrağını çiğnememesi büyük devlet adamı olmanın tezahürü değil midir?
Zafer bayramının 96'ıcı yılını içtenlikle kutlar, şehitlerimizi Fatiha'lar anarım. Selam ve dua ile..
Şerafettin Özdemir