" Hatırlayın ki, siz Rabbinizden yardım istiyordunuz. O da, ben peş peşe gelen bin melek ile size yardım edeceğim, diyerek duanızı kabul buyurdu. " ( Enfâl sûresi, âyet 9 )
Hani, aziz Peygamberimiz ( sav) kendi arkadaşlarının azlığını, müşriklerin de çokluğunu görünce, kıbleye yönelerek iki elini uzattı ve şöyle dua etti:
" Allah'ım! Bana verdiğin sözü yerine getir. Allah'ım! Bu cemaati helâk edersen artık yer yüzünde sana ibadet edecek kimse kalmayacak!"
Resulullah (sav) bu duayı sürekli olarak okudu. Yüce Allah da onun duasını kabulü buyurarak bin melek ile yardım etti. İşte yukarıdaki âyette buna işaret edilmektedir.
Tıpkı, bunun gibi, 18 Mart tarihinde, iki aya yakın bir cihaddan sonra, askerimiz, Mehmetçiklerimiz Afrin'i fethe müyesser oldular.
Daha gün ağarır iken, Mehmetçiklerimiz, tekbirlerle, tehlillerle, tahmidlerle ve Allah'ı anarak Afrin'e girdiler!..
İki aya yakın bir zamandır, yavaş yavaş hilal şeklini andıran harekatımız, hücumlarımız nihayet, tam anlamıyla birbirine kavuşarak, hilalimiz, dolunay şeklini alarak Afrin'a girmiş oldular..
Girmiş oldular ama, ne görelim. Yakılmış, yıkılmış, köhneleştirilmiş binalar, mescidler, evler ve şehrin acayip görüntüsü bizleri üzmüş, gözlerimizi yaşartmıştır.
Afrin'in; mümbit toprakları, zeytin bahçeleri, küfrün, emperyal güçlerin harap etmesi ile, mahvı perişan olmuştur..
Afrin'e; dehlizler açılmış, tüneller yapılmış, gizli, sinsi planlarla yapılmış tüm tezgahlar yerle bir edilmiştir.
ABD'nin, sarı kafalı düşünemez adamı, D. Trump, tüm maddi, varlığını oraya göndermiştir. Niçin göndermiştir? Çünkü, kısa zaman sonra, küfrün, küfür hizmetkârlarını Hassa'dan, Kırıkhan'dan Ak denize gitmeleri, yol istemeleri, Amanos dağlarından, Çukurova'ya açılarak, insanımızı katletmelerini arzu buyurmuştur. (!)..
Hakikaten, Afrin manzarası karşısında üzüldük..Tüylerimi diken diken oldu. Çünkü, Afrin'daki meskun insanlar, oranın garibanları, yurtlarından, yuvalarından olmuşlar, evlerini barklarını terk ederek yani terk ettirilerek, emperyal oyunların maşaları oraya çöreklenmiş, oraya tünemişler ve ezanları susturmuşlar, her tarafa kendi putlarını dikmişlerdir.
18 Mart, aziz Türk insanımız için önemli, ciddi ve kutlu, mutlu bir gündür!.. Niçin kutlu bir gündür?.. Çünkü, Çanakkale'de yazılan destan günü olması nedeniyle kutlu ve mutludur. Dolayısıyla;
Hem, 18 Mart Çanakkale destani günlerimizi kutlar iken, hem de Afrin'in fethini dolu dolu, hisle, heyecanla, iftiharla kutlar, Mehmetçiklerimizin gözlerinden ve alınlarından öperiz.. Var olsunlar, sağ olsun!.. Allah, birlerini bin eylesin İnşallah!..
Ümid ederiz ki, geride kalmış bulunan Münbiç'de, Kandil'de İnşallah!.. Tez zamanda puttan, putçulardan temizlenir de, insanlığın bahtı, kaderi değişmiş olur.
Şu gerçeği hiç bir zaman unutmayalım!.. " Bin melek" ordusu, Bedir'de var idi!.. Uhud'da bulunmuş idi, hendekte varlık göstermiş idi!.. Tüm fetihlerimizde, bütün gazalarımızda da bulunmuştur.
Melek ordusu, Malazgirt'de, Mohaç'ta, Niğbolu'da, İstanbul fethinde, Sakarya'da, Dumlupınar'da olmuş, Kıbrıs harekatımızda da bulunmuş, Kore'de de olmuş, Afrin'da da bulunmuştur.
Şu fani gözlerimiz, şu cisimlerimiz bunları görmese de, içten, azıcık kalbi duygularımızı yokladığımız zaman müşahade etmiş oluruz ki, melekler ordusu her an, her dem hemen yanı başımızda bulunacaktır!..
Dolayısıyla, Afrin topraklarında kalbinden kurşunlanmış, şehid düşmüş yiğitlerimizi selamlar, makamlarının cennet olmasını niyaz ederim..
Netice olarak;
Bu aziz millet için Afrin'lar bitmeyecektir!.. Nerede, hangi yerde bir mazlum görmüş olur isek, oraya koşacağız, susturulmak istenen ezanları yeniden okuyacağız ve okutacağız! Onun içindir ki;
Daha Afrin harekatını gider iken, yolda Mehmetçiğin sorulan soruya, " Nereye gidiyorsunuz?" sorusuna " Kızıl Elmaya" diye cevap verdiği gibi, bu aziz milletin, Kızıl Elmaya gitmeleri bitmeyecek, bitmesi de mümkün olmayacaktır!..
Demek ki, " Kızıl Elma" susturulan ezanı okutmak, öksüz minareleri ezana açmak, kapatılan mescidler de yeniden secdeye vasıl olmaktır!..
" Kızıl Elma"ya gitmez isek, her tarafta baykuşlar zuhur edecek, nüksedecek, söz konusu baykuşlar, ırzı, namusu talan ederek, mukaddesatları çiğneyecek ve çiğnetecektir!..
Bu gün; Irak'ta yaşanan hal budur!.. Suriye topraklarında vuku bulan hadisat budur. Ama, Irak'ta, bayraklar indirile bilir, Suriye'de insanlar göçmen durumuna düşüre bilinir ama, Türk insanında böylesi rezalet, rezillikler olamaz!..
Hani, ABD'nin sarı kafalı adamı envaı çeşitler silahlar göndermişti!.. Ne oldu o silahlara?.. Tamamı, kullanılamaz, defolu olmuş, üzerinden yemiş olduğu uçak bombaları ile, hak ile yeksan olmuşlardır..
Rabbimiz!.. Bu millet evlatlarını güç kuvvet nasip eylesin!.. Birini bin yapsın!.. Ayaklarına taş dokundurtmasın.. Taş dokunur ise, yeryüzünde baykuşlar ötmüş olur.. Afrin'in fethini kutluyorum.. Çanakkale'nin 103 ncü destan günü hayırlara vesile olsun.. Selam ve dua ile..
Şerafettin Özdemir