Günümüzde bilgiye kolay ulaşılan internet ortamı, aynı zamanda sahte bilgiye de kolayca ulaşmaya sebep oldu. Son zamanlarda birkaç nesilden bu yana görülmeyen kızamık gibi hastalıklar tekrar çocuk ölümlerine yol açmaya başladı. Sebebi ise aşı karşıtı kampanyaların internet ortamında hızla yayılması. Aşı karşıtları ne yazık ki kendilerine bu şekilde taraftar topladı. Dünyada tüm aşı karşıtlarının tek ortak özelliği ise kanıta dayalı tıbbın metodolojisinden tamamen yoksun olmalarıdır.
Bugün ise heyecanla beklediğimiz koronavirüs aşısı şu an bir zorunluluk olmaktan çıktı. Birçok birey kulaktan dolma bilgiler ile aşı karşıtı oldu. Halk bilgi eksikliğinden veya yeteri kadar anlatılamadığı için aşıya korkuyla yaklaşmaya başladı.
Biliyoruz ki aşı yeni uygulanan bir yöntem değil. Aşı sayesinde çiçek hastalığı ve çocuk felci gibi birçok hastalık dünyadan silinme aşamasına geldi. Günümüzde ise koronavirüs ile savaşta elimizdeki en etkili savunma aracı aşı. Amacımız yakın dönemde mümkün olduğunca hızlı bir şekilde toplum bağışıklığını kazanabilmek. Çünkü salgınların sona erebilmesi için toplumun yüzde 70-90 kadarının bağışıklık kazanması gerekiyor.Bahsi geçen toplum bağışıklığı aşı ile kazanılmaya çalışılıyor.Bağışıklığın, herkesin hastalığı atlatması ile değil aşı yoluyla kazanılması gerekiyor.Bu noktada aşı karşıtları hastalığı geçirerek bağışıklık kazanmanın daha etkili olacağını savunuyor.Fakat aşı yerine hastalığı geçirerek bağışıklık kazanmanın bedeli çok ağır olabilir.Vücudunuzda kalıcı hasar bırakabilir veya hastalık ölümle sonuçlanabilir.Halihazırda tüm uygulamalara baktığımız zaman en mantıklı olan yolun aşı olduğunu görebiliriz çünkü hem zamandan tasarruf sağlıyor hem de ölüm oranını düşürüyor.Doğal bağışıklığın, hastalığın geçirilmesi ile sağlandığını göz önüne alırsak hastalıktan gerçekleşebilecek ölüm riskinin yanında aşının korkulan yan etkileri oldukça hafif kalıyor.Yan etkileri ise genelde ateş,baş ağrısı,kas ağrısı gibi seyrediyor.Korkulacak bir durum yok çünkü olası yan etkilere karşı aşı olduktan sonraki ilk 30 dakika gözetim altında tutuluyoruz.
Kısaca aşı hastalıkları önleyebilir veya hafif atlatmayı sağlar. Aşı olduktan sonra herhangi bir yerden hastalık kapmak düşük oranda olsa normaldir ve hafif geçirmenizi sağlayabilir.Yani bu tür duyumlar aşı olmanız için mantıklı bir engel değildir.Koronavirüsün ciddi riskleri göz önüne alındığında aşı yaptırmak en doğru seçim olacaktır.Diğer iddialardan biri de aşının içerdiği alüminyumun zararlı olabileceği düşüncesidir.Oysa bir doz aşıda bulunan alüminyum günlük içtiğiniz sudan aldığınıza oranla daha azdır.
Aşıların ilaç endüstrisinin dayatması olarak görülmesi iddiaların en ilginç olanıdır.Yalnız ABD’de 1994-2013 arasında aşıya harcanan 24 milyar dolar ile 295 milyar dolarlık tedavi ve 1.38 trilyonluk sosyal zarar önlenmiş oldu.Yani aksine aşı yaptırmak hastalık harcamalarının en ucuz yollarından biridir.
Ülkemizde ise şu an onaylanan aşılar CoronaVac ve BionTech aşılarıdır.CoronaVac(sinovac) geleneksel yöntemlerle üretilmiştir.Çin üretimi diye karşıtlık yapılması da oldukça yanlış bir algı.Çünkü aldığımız ürün herhangi bir ürün değil.Bilimsel yollar ile kanıtlanmış ve çalışmaları yayınlanmış bir aşıyı alıyoruz.X ülkesinin aşısı yerine nasıl üretildiği göz önüne alınır.Biontech aşısı ise mRNA içerir ve enjekte sonrası virüse ait protein üretir. İki aşı da bugüne kadar yapılan çalışmalarda güvenli ve etkili bulunmuştur.Canlı virüs içermezler ve koronavirüs hastalığına yol açmaları mümkün değildir.Aşı seçiminde ise alerjik bünyeniz varsa veya kronik hastalık mevcut ise hekiminize danışmanız faydanıza olacaktır.
Sonuç olarak aşı yaptırmak veya yaptırmamakta tamamen özgürüz.Mevcut otoriteler neden aşı yaptırmamız gerektiğini bilimsel yollarla açıklıyor.Bize düşen bu yolları okuyup anlamak ve mantık ile hareket etmek.Çünkü bilgi eksikliği ile reaksiyona geçmek hem bireysel sağlığımız hem de toplumsal sağlığımız için öngörülmez felaketlere yol açabilir.Eğer hala aşıya karşıysak kendimize şunu soralım:’ Neden yaptırmamam gerektiği ile ilgili bilimsel açıklamam var mı yoksa kulaktan dolma bilgiler ile mi hareket ediyorum?’
Aşı olmak infeksiyonlar göz önüne alındığında bireysel bir karardan ziyade toplum sağlığı için bir ‘gerekliliğe’ dönüşür. Hem bireysel hem toplumsal bağışıklığın, aşı uygulamasının başarısına bağlı olduğunu unutmayalım.
Bilimle kalın.