" Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan ve ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üretip yayan Rabbinizden sakının, Adını kullanarak birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'tan ve akrabalık haklarına riayetsizlikten de sakının. Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözetleyicidir." ( Nisâ Sûresi, âyet 1 )
" Kadınlara iade-i itibar" sözü de nereden çıktı?.. diyeceksinizdir!.. Çünkü, millet olarak, toplum olarak bu soruyu sormaya müsait bir toplumuz!..
Hal böyle iken, aziz milletimizi, Asr-ı Saadet Müslümanlarını, o devri tanımaya, bilmeye, okumaya , o dönemde yaşayan hanım efendilerin hayatlarını, kendilerine verilen İslamî kimliklerini tanımaya davet ediyorum!..
Allah aşkına, bulunduğunuz yerlerdeki, selatin camilere gidiniz, cuma namazına katılan kaç hanım efendi bulacak, vaizden, cuma sevabından, hutbeden müstefid olmuş, aydınlanmış kaç tane kadının bilgilendirildiğini müşahade edeceksiniz?
Sanırım, alacağımız cevap kocaman bir hiç olacaktır!.. Çünkü, ülkemizde ve sair İslam ülkelerinde kadınlar, ikincil sınıf varlıklardır, İnsani haklarını, Müslümanlık kimliklerini bilmeyen, camiden, mescitten, konferanstan, sempozyumdan kovulmuş, dört duvar arasına hapsedilmiş, sadece zaman zaman şeyhlerin ellerini öpmek için, onlardan destur almak için müsaade edilmiş kesimlerdir.
Hani, 15 Temmuz kalkışmasından bu yana sürekli dile getiriyor, dillendiriyor, kadın-erkek herkesi aydınlatmaya çalışıyoruz ya!..
Allah aşkına!.. Sormadan edemiyorum!.. Bu nasıl aydınlatma, bilgilendirme, bilinç sahibi kılma hareketleri? Bana göre, hanım efendilerin; gezmeleri için, güzel günler geçirmeleri için yapılan parklardan, bahçelerden, mesire yerlerinden önce, kadınların, cumaya, camiye, cenaze namazlarına katılmalarını sağlamak gerekmektedir!..
Böylesi bir önemli hizmet bu zamana kadar yapılmamış, bundan sonra da yapılmazsa, vallahi!.. Bu milletin felaketi olacak, şeyhlerin, müridanın, gavsların, mesihlerin, mehdi geçinenlerin ekmeklerine yağ sürülmüş olacaktır!..
Çünkü, onların istedikleri, uyarılmamış, aydınlanmamış kadın kitleleridir!.. Hani, kral Muaviye hanımların sokağa, camiye gitmelerini yasaklamış, konu ile ilgili hadisler ileri sürerek, hanımları camiden, vaizden men etmişlerdi.
Bir kere, bey efendi kendisi cuma namazına giderken, evdeki hanım efendi nereye, hangi şıha, hangi şıh bozuntusuna doğru yol almaktadır!.. Oraya gittiği zaman, şıhın toplantısına katıldığı zaman, ne tür bilgiler aldığını biliyorlar mı acaba?
Zaten, hanım efendiler, Kur'an'ın içeriğine vakıf olmuş olsalardı Vallahi!,, Şıh geçinenin sakalından tutarda yerlerde sürüklerdi,, Veya, şeyhe temsilcilik yapan şıh vekilini kapı dışarı ederlerdi!..
Şıh vekilinin " gözlerinizi yumun" " Ahreti düşünün" " Şeyhi gözünüzün önüne getirin" tembihleri elan yürürlükte ve geçerli akçedir!.. Çünkü, Fetö gitmiş, gelmiş ve onun yerini almış şeyh, ülkemizde sokak sokak, çarşı çarşı, ev ev kol gezmektedir!.. Onun içindir ki;
Sayın Diyanet İşleri Başkanımız Mehmet Görmez, görevi süresince, hanımlar adına, Kur'an adına bir şeyler yapmaya çalıştı, Ama, gelenek, atalarcılık, ninelercilik o azıcık çıkan sesi bile boğmaya yetmiş oldu.
Ümid ederiz ki, yeni başkanımız Ali Erbaş hocamız, bir aydın kimliği ile, bu tür kanayan yaraya neşter vurur da, kangren olmuş bu yara onun teşhisi ile, tedavisi ile şifa bulur!..
Hani, ülkemizin bazı bölgeleri " Pilot bölge" seçilmişti ne oldu acaba?.. Gözlemliyor, müşahede ediyor, görüyoruz ki, hala, hanımlara ayrılan yerleri erkek cemaatler işgal etmekte, hanım cemaatlerden bir kıpırdanma, bir ses, bir sayha kopmamaktadır!..
Sonra da, sokaklarda öldürülen, bıçaklanan hanımlara üzülüyoruz!.. A kardeşim!,, Kur'an adına bilinçlenmemiş hanım ne yapacaktı? Ya parka gidecek, orada elindeki dokunmatik telefonla. telefon mesaisi yapacak, ya da yanındaki hanım arkadaşı ile, mahalle dedi kodusu icra edecektir!..
" Hanımlara iade-i itibar" dedim de, sakın bu sözümü yabana atmayın!.. Bana göre, hanımlar, cuma günleri, kendi yerlerine sahip çıkmadıkları sürece, din adına, Kur'an namına itibarları yok demektir!..
Netice olarak;
Aziz kardeşim!.. Hanımları; camiden, mescitten, cumadan kovmak, onları ilim adamı dinletmekten men etmek iş değildir.. Onları, yakınlarının bile cenaze namazına dua etmekten de kovmak, yine bir hiçtir, dini olmayan bir davranış, Muaviyelik ve Emeviliktir. Peygamberi bir tavır değildir.
Çünkü, onlarda insandır, onlar da Allah'ın kulu ve hesap vermekle, yarınlarda Allah'ın huzuruna çıkmakla mükellef kullardır. Yarınlarda, Allah'ın huzuruna çıkmaları ile, onların hesabını, ne beyi verecek, ne oğlu nede kızı verecektir!.. Onun içindir ki,
Geliniz, hep birlikte; el birliği ile, Müftü beylerin, aydın imam kardeşlerin önerisi ile, tavsiyesi ile, hanım kitleleri, cemaatlerin, " el aldım"cıların zararından, hegemonyasından kurtarmaya çalışalım. Aksi takdirde, ne 15 Temmuz sendromu bitecek, nede hanım efendiler, gerçek İslamla yüzleşmiş olacaklardır!..
"Hanımlara iade-i itibar" mes'elesi, gocunacak, boş verilecek bir mes'ele değildir. Kadın efendi, hanım efendi, ne kadar hür ve özgür olursa, din adına ne kadar bilgili olursa, onların evlatları da özgür olacaktır!.. Onun içindir ki, bu yazıma eleştiri, tenkit bekliyorum.. Selam ve dua ile..
Şerafettin Özdemir