Doğru Noktaya Bakabilmek
Hz. Peygamber (sas) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmaktadır: “Dünyada mutlu olmak isteyen kimse (dünyalık bakımından) kendinden aşağıdaki kimselere baksın. Ahirette mutlu olmak isteyen da (ahireti kazandıracak ameller bakımından) kendinden yukarıda olan kimselere baksın”. Bu hadis-i şerif hem dünya da hem de ahirette mutlu olabilmenin anahtarını vermektedir. Eğer insan dünyalık bakımından kendisinden üstte olanlara bakar ve onlar gibi olmak isterse hiçbir zaman mutlu olamaz. Çünkü maddi anlamda her zaman kendisinden daha üstte birileri olacaktır. Ne kadar zengin olursa olsun yine de kendisinden daha zengin birileri olacaktır. Bu şekildeki bakış açısına göre dünyada sadece bir kişi mutlu olabilecektir. O da dünyanın en zengini olan kimse. Belki o da belli bir süre sonra o mutluluğunu kaybedecektir. Sahip olduğu zenginliğin her an kaybolma korkusu veya arkalardan birinin gelip kendisini geçebilecek olması onu mutsuz edebilecektir. Veya mal bakımından mutlu olsa da başka şeyler onu huzursuz edebilecektir.
Dünyalık konusunda kendisinden daha aşağıda olanlara bakan kimse ise her daim mutlu olabilecektir. Maddi anlamda ne kadar fakir olursa olsun kendisinden daha fakir olanlar olacağı için kendi haline şükredecektir. “Ben fakir olsam da benden daha fakirleri var. Ben onlar gibi de olabilirdim ama Rabbim bana bu nimetleri verdi” der ve kendi haline şükreder. Hayata böyle bakan insan her zaman dünyada mutlu olacak bir şeyler bulabilir. Allah ona bir hastalık veya bir musibet verdiğinde kendisinden daha ağır hastaların olduğunu düşünür ve kendi haline şükreder. Hz. Ömer’den şöyle bir rivayet gelir: “Bana bir musibet isabet ettiği zaman üç şeyden dolayı Allah’a şükrederim:
1. Allah bu musibeti dinime değil de dünyalığıma verdiği için. Musibetlerin en büyüğü kişinin dinine gelen musibettir.
2. Allah beni muhatap seçtiği için. Bana bir musibet isabet etmiş ise bu Rabbimin bana değer verdiğinin göstergesidir.
3. Bu musibetten daha büyüğü varken Rabbimin onu değil de daha küçüğünü verdiği için.”
Kendisine bir sıkıntı isabet eden kimse bu pencereden probleme bakarsa mutlaka sıkıntıları dağılacak ve ferahlayacaktır.
Ahirette mutlu olmak için ise tam tersi bir bakış açısına sahip olmak gerekir. Ahiret konusunda kendimizden aşağıda olanlara baktığımızda manevi hayatımız her gün biraz daha gerileyecek ve belki de İslam’dan tamamen uzaklaşacağız. Beş vakit namaz kılan bir kimse: “Buna da şükür. Beş vakit kılmayanlar da var. Ben onlardan çok iyiyim” diyecek. Zamanla beş vakti bırakıp Cuma namazlarına devam ettiğinde: “Buna da şükür hiç Cuma namazını kılmayanlar var. Ben onlardan çok iyiyim” diyecek. Daha sonra: “Namaz kılmasam da benim kalbim temiz. En azından birçok günahı işlemiyorum. O günahları işleyenlerden çok daha iyiyim” diyecek. Bunun sonu gelmeyecek ve o kimse tamamen yanlışa savrulabilecektir. İbadetlerden uzaklaşmak ve günahlara dalmak ta kişiyi cehenneme doru sürükleyecektir. Onun için bu konularda her zaman kendimizden daha iyi olanlara bakarak hayatımızı düzenleyeceğiz. Cuma namazını kılan ama beş vakit kılmayan kişi: “Ben eksik yapıyorum. Filan kimse beş vakti de kılıyor. Ne güzel yapıyor. İnşallah ben de onun gibi yapacağım” diyecek ve zamanla beş vakti de kılmaya başlayabilecek. Farzları yaptıktan sonra farzların yanında nafileleri de kılanları örnek alacak ve zamanla onları da kılabilecek duruma gelebilecektir. Bu şekilde hareket ettiği müddetçe hayatı her gün biraz daha iyiye doğru gidecek ve ahiret mutluluğunun da kapısı aralanacaktır.
Devam Edecek