Son günlerde; ABD Başkanı Donald Trump'tan tutunda, her kesimden, ülkemize, devletimize ve milletimize karşı tehditler gırla gitmektedir. Oysa, bu aziz millet. tarihi süreçte tanınmış, bilinen, tanınan ve test edilmiş bir millettir.
Yakın tarihimizden örnek verecek olursak, 1915 Çanakkale savaşlarından, Milli Mücadele yıllarından, Kıbrıs Barış Harekatından ve benzeri mertliğimizden tanımaları lazımdır.
Ne yazık ki, böylesi zaman dilimlerinde, sürekli öne çıkan unsur Misyonerlik, Papazlık, Rahiplik, Rahibelik vee Kilise olmuştur. Bunu Türk'ün, Ortadoğu'dan koparılması sırasında yaşamış olduğumuz gibi, son elli yıllık kıtal, tedhiş, anarşizm yıllarında da yaşamamız, görmemiz mümkün olmuştur.
Kilise'nin gönüllü ajanları, yıkıcılıklarını, ajitasyonlarını, dünyaya iletmek üzere asparagas haberlerini, çalışmalarını ve eylemlerini doruğa çıkararak, ülkemiz aleyhine menfi çalışmalarını hızlandırmışlardır.
Ülkemizde yaşamakta olan bir kısım ekalliyetlerin arasına sızarak, Ermeni, sözde Kürt, Yahudi cemaati ve Rum azınlıkların haklarının verilmedir, özgürce yaşamamalarından dem vurarak, ülkemizi, sair ülkeler nezdinde küçük düşürmeye çalışmaktadırlar.
İşte. Rahip Brunson denilen herifte böylesi biridir. Kendini, ideallerine, yıkıcı gayesine adamış, her tülü yıkıcılığın, rezaleti, fitnenin
fücurun içerinde bulmuştur.
Halbuki, Ermeni, Yahudi ve Hıristiyan din önderleri, Türkiye'nin böyle olmadığı, her inanç mensubunun özgürce yaşadığını beyan etmeleri, ABD. yetkililerini tatmin etmemiş olsa gerektir ki, " illa da odunumun parası" dercesine Rahip Brunson üzerinde durmaktadırlar.
Rahip Brunson ABD. nazarında tüm casus alanlarında kıymete değer. mühim olabilir. Ama, unutulmaması gereken bir önemli husus da şudur ki, İslam adına yola çıkmış, İslam'ı kendi kötü, pis emellerine, arzularına alet ederek, ülkemizi bir baştan bir başa rüsva eden Feto'nun hiç de nazari itibara alınmaması ilginç değil midir?
Bir kere utanmak lazımdır!..
Kimden, kimlerden utanamak ve haya etmek gerekir? 251 şehitten, onların ailelerinden 2000 bir küsur masum insanımızın sakat kalmalarından, kör, topal, elsiz, ayaksız ve arizalı bedenlerinden utanmak gerekmez midir?
Halende ülkemizde, fokur fokur Feto'nun cadı ve yıkıcı kazanı kaynamaktadır. Feto'unun, düzmecelerine inanmış, hurafelerini dini emir kabul etmiş nice insanlar, kendileri perişan oldukları gibi, onların aileleri de, Feto sahte tanrısının sözlerine inandıkları için sefilleri yaşamaktadırlar.
İşte, ABD'nin aramış olduğu bir adam ve inançsızlığın, millet düşmanlığının bütününde paravana olarak kullanacağı bir pespaye zavallıdır. Tabii k, böyle bir ortamı v adamı ABD. kaçırmak ister midir? Dünyanın; orasından, burasından devşirilen " Himmet paraları" ABD. kasalarına akmaktadır.
Brunson' da kimdir?
Brunson tabii ki, yıkıcı, anarşist bir adamdır. Lakin, ne para kasası vardır, ne de " Himmet" dilenciliği!. Oysa, bizim papaz dört dörtlük kullanılmaya, 400 dönüm malikane içerisinde korumaya layık bir anarşisttir. Para mı dersiniz, insan kaçırmamı dersiniz, bir ülkeyi içeriden çökertmemi dersiniz, ne derseniz deyin, tamamı bizim papazda mevcuttur.
Onun içindir ki, ABD. kesinlikle ve katiyen Rahip Brunson'u talep ederken bizim papazdan hiç bir zaman bahsetmemektedir. Ama, ne zaman ki, ABD. bizim papazın; işe yaramaz, pespaye haline gelmiş olduğunu sezdiği an, vallahi, billahi Türkiye ile meseleyi görüşecek, tıpkı Apo'da yaşandığı gibi olacak, bizim papazı kendi elleriyle teslim edecektir.
Ama, şu anda, bizim papazın iadesi mevzu bahis değildir. Çünkü, dünyanın, arasında burasında halen "Kel Aynak kuşu" gibi ötmeye çalışan meczuplar bulunmaktadır. Bir kısım Batı ülkelerinde olduğu gibi.
Netice olarak;
Bizim papazın hünerleri, çirkin marifetleri Evangelist Brunson'a göre daha farklıdır. Bir kere, Evangelist Rahibi Brunson, ülkemize resmen düşman bir papazdır.
Ama, bizim ülkenin havasını teneffüs etmiş, ekmeğini yemiş, bu milletin saflığından, dini duygularından istifade etmiş Feto papazı; Brunson'a göre daha farklıdır.
Dini görüşleri, dini heyecanı tamamen hayale, rüyaya, Mehdiliğe, Mesihliğe dayalı görüşlerdir. Kur'ani emirlerle, uzaktan ve yakından her hangi bir ilgi ve alakası bulunmamaktadır. Tamamen, bağlı bulunduğu üstadının frekansları doğrultusunda hareket etmekte, biraz ondan, birazda kendisi uydurarak, dini emirleri kuşa çevirmiş bir meczup ve mecnundur.
Lakin, sanki, bağlı bulunduğu ülkelerin istihbarı örgütlerinin emirlerine bağlı kalmışçasına, ülkemiz içerisinde terör, tedhiş, bombalama işlerini organize ederken, ileri gelen fikir ve isim yapmış kendine ters düşen insanlarımızı da öldürmekten kaçınmamaktadır.
Son söz olarak şunu demek istiyorum, ABD. yetkilileri nihayetinde böylesi bir Hassan Sabbah misüllü canavarı teslim edecektir. Teslim edilirse, Apo gibi, bu devlet ona tam da terörist başının yanı başında bir yere tıkayıp, son nefeslerini nasıl vereceklerini milletimize temaşa ettirecektir. Ne diyelim , bu tür zalimler rezilce, bağıra, çağıra, böğre böğre can çekişecektir..Selam ve dua ile..
Şerafettin Özdemir