SEFER TURAN’A
Bu yola adım atalı yani Genç Kalemşör olalı henüz 1 yıl olmadan bizleri takip edip destek veren çok saygıdeğer okurlarımız oldu. Bütün okurlarımız bizler için çok değerlidir. Ama içerlerinden birisi var ki biz Genç Kalemşörler üzerinde çok güzel bir etki bıraktı. Değerli okurumuz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Başdanışmanı Sayın Sefer Turan, bundan yaklaşık 2 ay önce bizleri Ankara’ya Külliye’ye davet etmişti bazı aksaklıkları nedeni ile ertelemiştik. Geçen hafta davetlerine icabet edebilme fırsatı bulduk. Millet Kütüphanesinde başlayıp, Millet Camii, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, 15 Temmuz Şehitleri Müzesi, Tacettin Dergahı, Mehmet Akif Ersoy Müze Evi, Ankara Kalesi, II. Meclis, Cumhurbaşkanlığı Atatürk Müze Köşk ve Anıtkabir’de biten davetimizde değerli okurumuz Sefer Turan Bey ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde uzun uzun sohbet edebilme fırsatı bulduk. I. Kuşak Genç Kalemşörlerden günümüze kadar çok farklı konulara değindik. Sohbeti ile ufkumuzu açan daveti ve misafirperverliği ile bizlere 2 gün ev sahipliği yapan Sayın Sefer Turan’a ve bu yola baş koymamızda bize öncülük eden Türk Dili Ve Edebiyatı öğretmenimiz Saygıdeğer Demet Çelik’e ve desteklerini bizden esirgemeyen Selçuk Kösebalaban’a da teşekkürlerimi sunuyorum.
SOSYAL MEDYANIN HAYATIMIZA ETKİSİ
Eskiden insanlar arkadaşlarıyla lokanta önlerinde, mağaza önlerinde görüşür selamlaşırlardı. Günümüzde ise sosyal medya diye bir kavram ortaya çıktı bu da tabii olumlu ve olumsuz bir çok şeye sebep oldu. Artık her şey uzaktan halledilebilir bir hale geldi. Bu da arkadaşlık ilişkilerini, aile bağlarını ve daha pek çok şeyi her yönden etkiledi. Örneğin eskiden kahvelerde sohbet ederek okey oynarlardı fakat şimdi telefonda birbirlerini görmeden, konuşmadan, aralarındaki samimiyeti hissedemeden oynuyorlar veya eskiden insanlar alışveriş yaparken mağazalarda birbirleriyle tanışıyorlardı şimdi ise internetten alışveriş yapıyorlar ve tanışma şansı bulamıyorlar. Ve bunlar gibi daha pek çok örnek verilebilir. Kapı önlerinde komşular sohbet ederken, çocuklar sokaklarda oynayarak büyürlerdi, şimdi hepsi yalnız büyüyor. İnsan ilişkileri mekanikleşti. Ekran karşısında geçirilen zaman arttı ve toplum koptu. Sosyal medya gününüzde çok geniş bir çerçeveye yayıldı. Her türlü gerekli ve gereksiz içerik bulunuyor. Ve gününüzde artık bir vazgeçilmez haline gelmiş durumda. İnsanların bir kısmı bunu kendileri için faydalı bir şeyler yapabilmek maksadıyla kullanıyorlar. İlgi alanları ile ilgili şeylere bakıp kendilerini o alanda geliştiriyorlar. Diğer kısmı da kendileri için faydası olmayan anlamsız içeriklere bakarak zaman kaybediyorlar. Bakarken kendilerini kaybedip ölçüyü kaçırıyorlar ve gün içinde sosyal medyaya bakmaktan kendilerine ayıracak zamanları kalmıyor. Eğer kullanmayı bilirsek kontrollü bir şekilde kullanırsak bizlere faydası olacaktır ama insan eğer iradesini kaybederse sonu tüm insanlık için olumsuz sonuçlar doğurabilir.
YAŞAMA ZANAATI
Dertlerinin boyumu aştığı insanlarla karşılaştım,
“Nasılsın” diyeninin olmadığı insanlardı.
Onları duyunca kimi korkularımı aştım,
Tek suçları hayatı tanımamalarıydı.
Sorsalar “ölüm” deriz en büyük acıya,
Görmezden geliriz, hiç yaşamamış olmayı.
Kimi insanlar sevdiği her şeyi bırakıp kapı arkasına,
Çabalıyor; karşısındakine bal eylemeyi, acıyı.
Velhasıl yaşamak zor zanaat üstat!
Hele de kimse germiyorsa kol kanat.
Tek şansın var; yaşa ve içine at.
Tüm heveslerin kurmuş boğazında barikat.
SEVME SANATI
Bir insana bağlanmak kadar zor ve zahmetli hiçbir şey yok şu hayatta.
Bir gün çıkıp;
Ben gidiyorum dediği zaman,
Afallıyor insan.
Aklını yitirmekten korkuyor.
İçinde bir ukte kalıyor.
Gözü yaşlı, içi yaslı insanlar kalıyor geriye.
Sevmek zor iş
İçin yana yana sevmek,
Gücünü kaybedecek kadar sevmek,
Hayatını karanlık görecek kadar.
Sevmek büyük sanat doğrusu
Lakin
İnsanın gücü varsa sevmeli diğer türlü çok zor.
KUZEY'İN ŞAİRİ
Kavgamız bitmez
Hayat kavgamızdır bizim
Kavgalar soyadlarımızdır bizim
Yaşamaksa karşı kıyımızda
Güzellikler onda
Sen orada
Güneş o taraftan doğar
Kuşlar o yöne uçar
Bense Kuzey'in Şairiyim
Buraları sorma
Sorma işte...
AY YÜZLÜM
Bir tek sevgini istedi gönlüm bir de seni
Sevgilim o güzel sesinle mest ettin beni
Kim bilebilirdi bu kadar olacağımı
Gözlerinde aşk ve sevgiyi bulacağımı
Ay Yüzlüm, bil aşkımı sana olan sevgimi
Açtım sana aşkınla tutuşan bu kalbimi
Bu gönül eğer senden vazgeçerse ölürüm
Aşkın ne olduğunu gözlerinde görürüm
Aydınlattın gecenin sonrası güneş gibi
Umarım ki biz de oluruz bir gün eş gibi
Herkese sensizliğin zor olduğunu derdim
Sevgine layık olabilmektir yalnız derdim
Ay Yüzlüm, yanında nabzım sevginle atıyor
Adın aşk dolu yüreğimde sonsuz yatıyor
Cenneti sorsalar çizerim senin resmini
İstiyorum sonsuza kadar beni sevmeni
Sen yokken kapıdan içeri giriyor ölüm
Ne olursun yeter, artık gelsen güzel gözlüm
Çehreni ölüm mü unutturur yalnız benden
Aşkım imkansızdı lakin vazgeçemem senden
Ah Ay Yüzlüm ismin ki bedel bütün ömrüme
Bağışla bana sevgini koyayım ömrüme
Lütfen anla bu halimi seviyorum seni
Bir kerecik gülsen ne mutlu edersin beni
Her an bana baktığın gözleri hatırlarım
Orda ebediyen kalmak için yalvarırım
Gözlerin alevler içinde yakar kalbimi
Onlara bakarken kaybediyorum kendimi