Birçok insan için online spor müsabakaları yada diğer aktivite oyunları zararsız eğlenceler iken kumar bağımlılığına yatkın olanlar için ise büyük tehlike arzediyor.
Kumar bağımlılığı uzmanı Renee Cunningham – Williams’a göre devletler internet kumarını yasallaştırarak gelirlerini artırma ihtimali üzerinde duruyorlar fakat bundan çok daha önemli olan risk gurubu gençleri dikkate almak zorundadırlar. Çünkü internet oyunları gençlere kazan- kaybet formatında giderek artan oyun fırsatları sunmaktadır. Bu da önemli bir endişe kaynağıdır çünkü neslimiz tarihte hiç bir nesilde olmadığı kadar teknoloji konusunda ileri kavrayış yeteneğine sahiptir. Genç insanlar birçok zihinsel problem riski barındıran yaş dönemini henüz geçmemiştir. Ayrıca kumara giriş imkanı artan günümüz şartlarında ciddi bir rehberliğe ihtiyaçları vardır.
Araştırma verilerine göre inernet üzerinden kumar oynamayı seçenlerin kumarın başka türleriyle de alakaları olduğu tesbit edilmiştir. İnternet, kumar oyunlarını daha daha çekici ve kolay erişilebilir hale getirmiştir ‘diyen uzman Cunningham- Williams, Milli Konsey ‘in kumar bağımlılığını halk sağlığına zararlı alışkanlıklar olarak nitelendirmesini desteklediğini ifade etti.
Bu tip yaklaşımlar daha güçlü yasal düzenlemelerin gerekli olduğunu ortaya koymaktadır. Yasadışı kumarın önlenmesi ile ilgili daha geniş çaplı eğitim stratejileri ile etkili tedavi yöntemleri belirlenerek araştırmalara devam edilmelidir .Birçok Amerikalı için kumar oynamak önemli bir problem değildir ama zararını yaşayanlar ve tehdit altındaki daha büyük gurup için ailevi ve sosyal bedel korkunç boyutlardadır. Bu konuda yardım almak isteyenler için ( 1-888- iddiaya girmek yok ) telefonunun hizmete açık olduğu belirtildi.
Peki nasıl bağımlı hale geliniyor? Uzmanlara gore kumar ,alkol vb alışkanlıklar mutluluk ve odul sistemini etkileyerek beyni yaniltir ve gercek tecrubelerden kaynaklanmayan sanal mutluluk hissi veren zararli bir bilesim salgilanmasina sebep olur. Devam ettikce beyin degisir ayni rahatlik hissini salgilayabilmek icin daha çoğuna ihtiyac duyar. Beynin normal saglıklı aktivitelerinden mutluluk duyma yeteneği hasar gorur, önceden hoşlanılan şeyler anlamsızlasır. (Hingson et al., 2006) Bilgisayar bağımlılığının yan etkileri olarak görebileceğimiz bu tip hastalıklar beynimizi ve benliğimizi değiştirerek davranış bozukluğuna sebep olmaktadır. Uzmanlardan yardım almak bu tip vakıalarda başarılı sonuç vermektedir fakat başlamamak ve yaklaşmamak için neler yapmalıdır?
Bilgisayar kullanırken ekrana bize güzel hisler ve düşündüren mesajlar eklemek bizi uyarabilir. Bilgisayar koruyucu sistemler aboneleri için belli kelimeler içeren sayfaları engellemektedir. En azından bilgisayara oturmadan önce euzu besmele çekmek bile işe yarayacaktır. Çünkü şeytanın ettiği sadece fısıltıdan ibaret değil midir?
( 16 Mart 2012 / Wasington University, St Louis, Newswise )
Yeni Nesil Sorumluluk Bilinciyle Hareket Etmek Yerine Para Ve Şöhrete Değer Veriyor
9 Milyon genç üzerinde 40 yılı aşan bir sürede tamamlanan araştırma verilerine gore zaman değişiyor fakat topluma karşı sorumluluk konusunda daha iyiye doğru gidiş yok.
Bebek patlaması neslinden beri Amerikan gençleri arasında oy vermek, başkalarını önemsemek ve çevre bilinci konusunda dikkate değer bir düşüş gözlenmekte. Araştırmayı yürüten San Diego State Üniversitesi psikoloji bölümü profesörü Jean Twenge (Ülkemizde ‘Ben Nesli -Generation Me-‘ ve ‘Narsizm İlleti -Living In The Age of Entıtlement the Narcissism Epidemic – ‘ isimli eserleri ile tanınan Twenge geçtiğimiz ay İstanbul’ daydı. ) günümüz neslinin toplum şuurundan uzak ve para,imaj ve şöhret ağırlıklı bir yaşam sürdüğünü belirtti.
Twenge ve arkadaşları 1975 yılından beri Michigan Üniversitesi gelecek gözlem merkezi tarafından lise ve dengi okullar ile UCLA üniversitesinde yeni başlayan öğrenciler üzerinde , hayatındaki hedefler ,başkalarını önemsemek ve toplumsal faliyetlere katılım konularındaki araştırma verilerini topladılar. ‘Zengin olmak benim için önemlidir ‘ diyenler 1966-78 yılları arasında % 45 ten 1979-99 arasında%70 e yükselmiştir. Milenyum nesli diye adlandırılan 2000- 09 yılları arası gençlerde bu oran %75 e çıkmıştır. ‘politik faliyetleri takip etmek’ konusunda aynı oranlar %50-39-35 gibi bir düşüş seyrederken ,çevre temizliği ile ilgilenenler %33 ten % 20 ye inmiştir. ‘Anlamlı bir hayat felsefesine sahip olmak ‘ başlığında ise milenyum nesli %73 ten 45 ‘e düşmüştür.
Bu verilere dayanarak milenyum gençliği için ‘Ben Nesli’ tanımının en uygunu olduğunu söyleyen araştırmacılar trendin toplumda değer kazanan metaryalistik gidişin aynası olduğunu söylediler. Milenyum neslinin ekonomik durgunluktan etkilenmiş olmasının da altını çizerek sonraki neslin trendi değiştirebilecegini belirttiler.
Twenge’nin iki eseri de özellikle eğitimciler ve anne babalar tarafından incelemeye alınmıştır. Eser oldukça ciddi bir araştırma ürünü olmakla beraber bizim gençliğimizi tam anlamıyla yansıtmamaktadır. Çünkü genel olarak ‘kültür müslümanı’ olarak niteleyebileceğimiz dini pratiği olmayan gençler bile kültürümüzün kodları içerisinde yaşamaktadır. İletişim araçları ile küçük bir köye dönen dünya üzerinde etkileşim kaçınılmaz bir hal aldıysa da Amerika’daki gençlerin ruh hali ve hayat tarzı daha amatör olarak taklid edilmektedir. Gelenek ve modernlik arasındaki bu kültürel geçiş döneminde inançlı ve dünyayı tanıyan psikologların ve sosyologların yardımına herzamankinden daha çok ihtiyacımız vardır.
(15 Mart 2012 / Jean M. Twenge, W. Keith Campbell, Elise C. Freeman. Generational Differences in Young Adults' Life Goals, Concern for Others, and Civic Orientation, 1966–2009.. Journal of Personality and Social Psychology, 2012, The American Psychological Association, Washington, D.C., Newswise)
‘Science Daily ‘ sayfasından faydalanılarak hazırlanmıştır.