İspanya ‘da yapılan son araştırmalara göre dışarıda satılan pizza, hamburger, pasta çeşitleri ,sosisli sandviç türü yiyeceklerle beslenmek ve depresyon birbiriyle bağlantılı olarak gelişiyor. Bu araştırma  için daha once hiç depresyona girmemiş ve anti- depresan kullanmamış olan 8 bin kişi 6 ay süreyle denemeye tabi tutuldu. Bu tip yiyecekleri tüketenlerin , diğer insanlara göre % 51 oranında daha fazla depresyona yakalandığı belirlendi.

Verilere göre böyle beslenen insanlar genellikle evli olmayan, yeme alışkanlıkları daha az balık, meyve, sebze ve zeytinyağlılardan oluşan kişilerdir. Bu gruptaki diğer bir kategori ise haftada 45 saatten çok çalışan ve sigara içenlerdir. Araştırmacılar bu konuda daha ciddi kontroller yapılmasını ve araştırmaların devam etmesi gerektiğini belirttiler çünkü ne kadar çok fast food tüketilirse depresyon riski o kadar artmaktadır. Dünyada halen 121 milyon insanın depresyon etkisi altında yaşadığı göz önüne alınırsa beslenme tarzının insanın hayat kalitesini nasıl etkilediği daha aşikar görülecektir. Öteyandan Akdeniz ülkelerindeki yemek kültürü en sağlıklı beslenme şekli olarak gösterildi.

Çin atasözlerinde geçen ‘You are what you eat ( bana ne yediğini söyle sana kim olduğunu söyleyeyim ) ‘ sözü hakikatli bir ifadedir çünkü yiyecekler bedeni ve zihni besleyen, şekillendiren özelliğe sahiptir. Her gıda kendi DNA zincirini, genetik kodunu muhafaza eder, tükettiğiniz gıdanın genetik yapısı da haliyle insana geçer. Rabbimiz her birine farklı renkler, farklı tatlar ve farklı şifalar gizlemiştir. Ne vücudumuz bir makine ne de yiyecekler birer madde değildir. Bu sebeple O’nun adıyla alınan lokma gaflet ile tadılandan daha farklı etki yapar. ‘Sağlıklı insan’ demek nasibine düşen nimetlerle bedenini güçlendirirken şükür ve tefekkür ile de ruhunu zinde tutabilendir. Fakat yemek yemek, yaşadığımız hız çağında rutin işlerden biri olarak geçiştirildiğinde maalesef anlamını yitirmekte ve sofraların bereketi uçup gitmektedir. Herhalde bu ‘kaybolmuşluk’ hissinin adı da ‘depresyon’ olmaktadır.

(30 Mart 2012 / Almudena Sánchez-Villegas, University of Las Palmas de Gran Canaria and the University of Granada)

www.gencdergisi.com