ASRIN FELAKETİ
Bir afetti ki
Onbir ili sarsan
Koskoca evleri,hayalleri, umutları yıkan
Binlerce insanın kaybına neden olan
Nice canlar göçün altında kaldı
O gün kaç çocuk annesiz, kaç anne çocuksuz kaldı
İnsanlar giyecek kıyafete bir yudum suya muhtaçtı
Milletimiz yine birlik beraberlikle ayakta kaldı
Bir sessizlik çökmüştü etrafa,zaman durmuştu sanki
Aslında çok ses vardı
Enkaz altında bağıran çok kişi
Sokaklara dökülüp feryat eden birçok insan
Haberleri yoktu ama onlar
Son defa uyudular
Son defa güldüler
Asrın felaketi unutulmayacak asla
Sanki insanlar değil vicdanlar enkaz altında kaldı
Biz candaşlarımızı kurtarmaya çalışırken
Malları yağmalayan fırsatçılar vardı
Sizi de unutmayacağız asla
Nizam-ı Aşk
Ben hiçbir şiiri ezbere bilmem
Ama seni görünce ezbere gelir cümleler
Dizilir nizamla aklıma
Hazır ola geçer okurum
Hissetmesen de
Belki ömür boyu yıkamasam da o dağları
Yine de her seferinde
İlk gün ki gibi
Okurum ben o şiiri
VEDA
Ölüyorum
Belki de bu yüzdendir her şeyin anlamsızlığı.
Kalbimdeki bu bilinmez hüznün.
Gözüme inen kara perdenin.
İnsanlardan sessizce uzaklaşmamın.
Yazdığım yazının sonudur belki de bu.
Belki de erkendi denecek benim için.
Ama tam zamanı olduğunu bilmeyecekler.
Size diyorum ey kalbi körelen insanlar!
Ben ölüyorum...
Bir masum çocuğun ölüşünü nasıl sessizce izliyorsanız,
Benim de ölüşümü öyle izleyin.
BİR ŞİİR YAZMALI/2
Bir şiir yazmalı duvarda asılı resme,
O odayı boğduğu kasvete,
İçinde bulunduğu, eskimiş çerçeveye,
Onca yer varken duvardaki asılı yerine.
Bir şiir yazmalı okunmamış kitaplara,
Okunmak için masaya koyulmasına,
Herhangi sayfasına koyulan ayraca,
O kitabı almak için biriktirilmiş harçlığa.
Her vedaya da bir şiir yazmalı,
Her vedanın farklı bir başlığı olmalı,
Bu başlığı terk eden koymalı,
Geride kalan şiiri okuyarak teselli bulmalı.
Zaman Tükendi
Son kum taneleri de dökülüverdi.
Artık yok mavi ve karanın çarpışması.
Felek hakkımızda hükmünü verdi.
Bir daha gelmeyecek en karanlık gecelerin sabahı.
Artık su benden çok uzakta,
Güneş ise imkansız gibi.
Gözümü her yeni doğan güne açtığımda:
Olacağım Aslı'sız Kerem gibi.
“O”
Semaya uzanmış eller
Medet umar yalnız Senden
Umutsuzluk, sessizlik, sensizlik...
Sensin Yarab tek bir gerçek
Sahtelikler dolu dünya çıkmazında
Sonu yok bu yolun varsa da sana
Cennet bahçelerine yine senin yanına
İşitir mi ağlasam dağlar derdimi
Mevlam bilir tek tüm hallerimi
Tek hakikat o ya
Anlatsam duygu cümbüşünü yaşadığım
Göz pınarlarım boşalsa hûzme
Biter mi bu anlamsızlıklar?
Islatsa gözyaşım seccademi
Geçer mi bu yaşananlar
Peki ya ne ara birbirini insanlar
Böylesi kırar oldular?..
Dilimizden her eksik etmemize şükrü
Biraz daha bağlanıyoruz sürgüne
Rabbimin evvelden koyduğu hükmü
Değiştirmeye çalışıyoruz, binbir pazarlıkla çalışırken ahirete...
Nisan Yağmuru
Bir Nisan yağmuruydu,
Yüreğimi seninle yıkadığım sabah.
İçimdeki küçük kelebekler,
Şimdi nefesinle kanatlanıyor.
Ömrümden solmaya yüz tutmuş güller,
Gözlerinle can bulup soluklanıyorlar.
Sokaklara sığdırmadım içimi,
İki dudağının arasına koydum bu gece.
Çığlık seslerinin arasından,
Gözlerim sana geldi kimsesizce.
İçimdeki küçük kelebekler,
Oradalar, yüreğinin derinliğinde.
Beni sana kavuşturan,
Ah şu Nisan yağmuru.