Amerikan psikoloji derneğinin 120. olağan kongresinde konuşan prof. Laurence Steinberg, genç bir insan beynin ne zaman yetişkin beynine dönüştüğünü bilimsel olarak bilmenin zor olduğunu fakatergenlik dönemi beyin anatomisinde meydana gelen önemli değişimlerin, önceden bilinenin aksine insan hayatının sonraki dönemlerinde büyük etkiler bıraktığını söyledi.

Verilerin kanun koyucuların ve hakimlerin gençlere yaklaşımında etkili olabileceğini belirten Steinberg şöyle dedi:’ Ergen beyin gelişimine dair bilimsel referanslar , uluslararası konuşmalarda kendini gösteriyor. Buna örnek, geçtiğimiz günlerde yargıtayın Alabama davası ile ilgili karar için mevcut araştırmaya atıfla yaptığı açıklamadır. Yargı, genç suçlular için cinayet sözkonusu olduğunda bile şartlı tahliye olmadan ömür boyu hapis yada ölüm cezası verilmesini anayasaya aykırı buldu’.

Çünkü Steinberg’ e göre ergenlik çağındaki gençler çoğu davranışlarını yetişkinler kadar etkili bir şekilde kontrol edemeyebilir. Bu sebeple farklı değerlendirilmeleri gerekir. Bu dönemde beynin çalışmasında muazzam yapısal değişiklikler meydana gelir. Ergenlikten yetişkinliğe geçiş döneminde beyinde bulunan kendini kontrol etmekle ilgili aktivitelerin güçlendiği ve MR sonuçlarına göre ödül merkezinin çocuk ve yetişkinlerde olduğundan daha aktif çalıştığı belirtildi. Beklenen ödüllere gösterilen aşırı hassasiyet , gençleri hızlı araba kullanmak, uyuşturucu ve cinsellik gibi haz potansiyeli olan riskli deneyimlere motive eder. Özellikle arkadaşları ile birlikteyken bu tip beklentiler daha çok dile getirilir.

Şu halde cevaplanması gereken soru, gençlerin ne zaman davranışlarından sorumlu olması gerektiği yada ne kadar mantıklı kararlar verebilecekleridir. Çünkü bazı kararlar için olgunlaşmış olsalar bile tüm düşüncelerinde isabetli olamazlar. 16 yaşındaki bir genci suç işlemeye yönelten şartlar ve beyinlerine yerleşen talepler diğer insanlarınkinden oldukça farklıdır.

Sonuç olarak gençlerde sosyal ve duygusal olgunluktan önce zihinsel olgunluk gerçekleşiyor. Bu yüzden kimi zaman çok zeki çıkışlar yapan ergenlerin aynı zamanda son derece anlamsız hareketlerine de şahit oluruz.

Araştırmanın yargı makamlarınca nasıl yorumlanacağı henüz net değil fakat davranış bilimciler kendi disiplinlerinin, yasal ve politik tartışmalarda belirleyici rol oynadığını düşünüyor.

Elbette araştırma verileri kadar onları hangi bakış açısıyla yorumladığımız ve nereye yerleştirdiğimizde önemlidir. Çünkü bu bizim hareket noktamızı belirler.

İnsan ruhu ve bedeni ile bir bütündür. Farklı yaş dönemlerinde kendi müdahalesi olmadan bünyesinde değişimler olması takdir edilmiştir. Normal olan, yaşadığı hayatın da bunlarla doğru bir şekilde örtüşebilmesidir. Fakat günümüz şartlarında bu doğallık yerini, her dönemin ayrı problemler ışığında ele alınmasına bırakmıştır. İslam ilmihallerinde ergenlik dönemi diye bir bölüm görmemekteyiz. Çünkü geleneksel yapı içinde ve büyük ailedeki sorumluluk paylaşım düzeniyle yaşayan gençler, hayata atılırken maddi- manevi donanımlara sahip olabilmekteydi. Fakat modern hayat şartlarında bireysel özgürlük söylemiyle nefsine hitap edilen bir gencin önüne öyle çok seçim sunulmuştur ki, şaşkınlık içerisinde kaybolur. Evlilik bile zamanı geldiğinde doğal bir şekilde gerçekleşen fıtri bir gerçek iken, hayatının en zor olayı haline gelir. Yalnızdır, arzulu ve susuzdur, gelecekten korkar ve her şeyi ertelemeye çalışır.

Etrafımızdakilerin gençler için kimi zaman’ boyu büyüdü ama aklı büyümedi ‘serzenişlerini duyarız. Çünkü fiziksel gelişimle doğru orantılı bir zihinsel gelişim ve olgunluk beklenmektedir. Oysa nehrin altından çok sular geçmiştir. Alışkanlıklar ve uğraşlar değişmiş, artık bebeklerin bile beyin kimyası önceki nesillerden daha farklı hale gelmiştir. Fakat değişmeyen bir şey varsa, o da rahmetli Necip Fazıl’ın ‘bir gençlik, bir gençlik..’dizeleriyle başlayan ideal ruhunun genci ayakta tutabildiğidir.

Bize düşen, değişimleri doğru okuyabilmek, iyilerle birlikte olarak, gençlerin ibadetleriyle ve hizmetleriyle varolma savaşı verebilmesine destek olmaktır. Bu bağlamda ‘gençler anlayabilse ,yaşlılar yapabilse ‘ sözü ne kadar da manidar.

( Science Daily/ 3 Agustos 2012, Laurence Steinberg, professor of psychology at Temple Üniv.

American Psychological Association )

* Çanakkale türküsü

www.gencdergisi.com